Yeni Samsun cezaevinde proplemler bitmek bilmiyor

20 Haziran tarihinde yaptığımız haberde Ramazan Bayramı’nda bu yana Bafra Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda mahkumlara sadece 1 kez su verildiğini yazmıştık. Cezaevinde yaşanan olayları bir mahkum yazdığı mektubunda anlattı.

Samsun Bafra Cezaevinde 4 Haziran tarihinden itibaren mahkumlara sadece 1 kez su verildi. Mahkumlar büyük mağduriyet yaşarken cezaevinde tehlike çanları çalıyor. Yaşanan olayları bir mahkum yazdığı mektubunda açıkladı.

DİLEKÇELER SONUÇSUZ KALDI
Konu ile ilgili verilen dilekçelerin sonuçsuz kaldığını belirten mahkum yakını M.Z., “Mahkum yakınları konu ile ilgili dilekçe beyanında bulundu ancak umursayan olmadı. Bayramdan bu yana mahkumlar su sorunu yaşıyor. Cezaevi müdürü ile de görüştük konu ile ilgili bir adım atılmadı” dedi.

MAHKUM MEKTUBUNDA YAZDI
Samsun Bafra Cezaevi’nde yatmakta olan bir mahkum yaşanan olaylarla ilgili yazdığı mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Bakalım ne zaman aynı yatakta iki kişi yatmaya başlayacağız. Bugünlerde sürekli su kesintisi yapılıyor. Gerekçe kazan dairesindeki arıza. Sıcak sudan vazgeçtim, soğuk su bile alamaz olduk. Tuvalet sayısı 1 mevcut 21 olunca sular da uzun süre kesik olunca artık rezilliği sen düşün. Bafra gibi deniz kenarında olan içinden büyük bir nehir geçen üstelik sürekli yağmur alan bir yerde su kesintisi yapılması ne kadar garip değil mi? Birde yeni cezaevi diyorlar. Eğer yeni olan bir cezaevinin tesisatında sıkıntı varsa kazan dairesinde sürekli sıkıntı varsa gerçekten çok büyük sıkıntı var. Ya devlet çok büyük zarara uğratılmış ya da ….. Neyse zamanı gelince varsa çıkar kokusu. Nakil taleplerimi doluluk oranı gerekçe göstererek ret ediyorlar ama burası daha da dolu. Su bile sıkıntı. Herhalde bu işlere bakanlar buranın durumundan bi haberler… Biraz daha böyle giderse TBMM, Adalet Bakanlığı, CİMER, BİMER, İnsan Hakları Örg ütlenme, gazetecilere de yazacağım. Olmadı daha başka çareler düşünürüm. Mesela Hayvan Hakları Derneğine yazarım 🙂 Hayvanların bile bizden fazla değer gördüğü ülkemde en son çare bu olsa gerek.”

(Samsunhaber)