Üniversiteli kız kardeşler, devlet desteğiyle ata topraklarında hayvancılık yapıyor
İZMİR’de yaşayan ikisi de yüksek lisans mezunu olan kız kardeşler Duygu Aygün (32) ve Esin Güleç (27), Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘Uzman Eller Projesi’ kapsamında 2 yıl arayla gebe düve hibesi aldı. Doğup büyüdükleri topraklarda hayvancılık yapan kız kardeşlerin inek sayısı 40’a ulaştı.
Farklı şehirlerde okudukları üniversitelerden mezun olduktan sonra doğup büyüdükleri Buca ilçesinin Kırıklar Mahallesi’ne dönen kız kardeşler Duygu Aygün ve Esin Güleç, ata topraklarına sahip çıktı. Duygu Aygün 2020 yılında, kardeşi Esin Güleç ise 2022 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘Uzman Eller Projesi’ kapsamında verdiği gebe düve hibe desteğiyle hayvancılığa başladı. Aynı çatı altında hayvancılık yapan ve sürüsünü büyüten kız kardeşlerin, inek sayısı 40’a ulaştı.
‘BESİCİLİĞE DÖNMEYİ DÜŞÜNÜYORUZ’
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden 2016 yılında mezun olan ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptıktan sonra köyüne dönen Duygu Aygün, “Köyün yerlisiyiz. Babam devlet memuruydu ama köylü olduğu için tarımsal üretim de yaptık. Zeytinlerimiz, kirazlarımız vardı. Hayvanımız, ineklerimiz, koyunlarımız olurdu. Hayvancılığı seviyoruz, ilgimiz hep vardı. Evlendikten sonra da köyümde yaşamayı tercih ettim. Eşim kendi mesleğimi yapmam konusunda destekledi. 2020 yılında ‘Uzman Eller Projesi’ni duyduk. Gençleri üretime yönlendirmek için böyle bir proje yapılmış, başvuru yaptım ve hibe almaya hak kazandık. 13 gebe düve aldık. Dişileri sürümüze katarak çoğaltmaya çalıştık. Erkek inekler zamanı geldiğinde kesime gitti. Bu şekilde büyütmeye, sürdürmeye çalıştık. Sütü kendimiz perakende satmaya çalışarak ayakta kaldık. Üretim maliyetleri her geçen yıl artıyor. O yüzden şu anda sürdürmekte çok zorlanıyoruz. 40 hayvanımız var. Besiciliğe dönmeyi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de çiftliklerin genellikle küçük aile işletmesi olduğunu ifade eden Aygün, “Ailenin birlikte bu işi yapması çok güzel. Kardeşimle sütü birlikte satıyorduk. Kardeşim de seviyor ve destek oluyordu. Pazarlama işini birlikte yapıyorduk. Sevdiği ve büyütelim istediği için zaten o da bir hibe aldı. Kardeşim, ‘Hep beraber yapalım hem de büyütelim, birlikte olursak daha büyük bir işletme oluruz! düşüncesiyle başladı” diye konuştu.
‘ABLAMDAN CESARET ALDIM’
Avrasya Üniversitesi’nde Gastronomi Bölümü okurken, ikinci üniversite olarak Anadolu Üniversitesi’nde Tarım Teknolojisi Bölümü’nü okuduğunu dile getiren Esin Güleç ise “2022’de mezun olunca yüksek lisansa başladım. Lisanstan mezun olduktan sonra 2022 yılında Uzman Eller Projesi ile hayvancılığa başladım. 5 tane gebe düveyle bu işe başlamış oldum. Bu projeyi öğrenmemde en büyük katkı ablamın. Onunla bu işi yapıyordum, zaten işin içerisindeydim. Kendi ineklerimi alarak dahil olmuş oldum. Babam memur, annem ev hanımıydı ancak çocukluğumdan beri hep birkaç tane ineğimiz oluyordu. Babam çalıştığı için hep birlikte ilgileniyorduk. Herkesin yem koymak, inekleri temizlemek gibi görevi vardı. En büyük örneğim babam ve annem. Bu işi onlardan öğrendik. Ablam da onların sayesinde cesaret edebilmişti. Ben de ablamı gördükten sonra cesaret bulabildim” dedi.
‘YÜKSEK LİSANS MEZUNU BİR SÜTÇÜYÜM’
İneklerin sütlerini kendilerinin sattığını ifade eden Güleç, “İzmir’de iki üniversite mezunu olarak süt satıyoruz. Okuduğumuzu düşünmeyenler dahi oluyor, öğrendiklerinde çok şaşırıyorlar. Mutluyum. Kendi aramızda ‘Yüksek lisans mezunu bir sütçüyüm’, ‘Okumuş çobanım’ diye takılıyoruz. Ben çok memnunum. Ablam başlamasaydı cesaret edemezdim, muhtemelen köye de geri dönmemiş olurdum. Bu sayede köye döndüm. En büyük motivasyonum kendi işimi yapmaktı. Biraz da cesaret istiyor. Devam ettirmeyi istiyorum. Bu işi sürdürmeyi istiyorum. Bulunduğumuz çiftliği, damı bütün aile sıfırdan yaptık. Demirlerine kadar aile bireyleri yaptı. O yüzden kıymetli ve bırakmak istemiyorum” ifadelerini kullandı.