Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkına Kavuşmasının 82. Yılı
ADD Samsun Şube Başkanı Dr. Işık Özkefeli; Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının 82. Yılını kutladı.
Kadın hakları için verilecek mücadele, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatma mücadelesinden ayrı değil, eşdeğerdir.
” TÜRK KADINI LAYIK OLDUĞU DEĞERE KAVUŞMALI
ADD Samsun Şube Başkanı Dr. Işık Özkefeli Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının 82. Yılı münasebetiyle yaptığı basın açıklamasında;
Türk kadınının layık olduğu değere ulaşmasına çok önem veren Atatürk sayesinde kadınlara, 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934’te Anayasada yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır. Türk kadınını layık olduğu değere kavuşturan bu anayasa değişikliği dünyanın çoğu modern devletlerinden önce Türkiye Cumhuriyetinde gerçekleşmiştir. 1935 seçimleriyle 18 kadın milletvekili TBMM girebilmiştir. Seçme seçilme hakkı Türk kadınının birçok alanda önünü açmış kadın haklarının gelişmesini sağlamıştır.
İŞ HAYATINDA KADININ YERİ AZALIYOR
Atatürk’ün kadınlara verdiği seçme ve seçilme hakkı büyük ölçüde kâğıt üzerinde kaldığını, özellikle AKP iktidarı döneminde kazanılan tüm haklar gerilemiş toplumsal baskı siyasilerin söylemleriyle gittikçe artırıldığını, kadına şiddet ülkemizde haber bültenlerinin her gün ki konularından biri olduğunu, iş hayatında kadının yeri gittikçe azaldığını, eğitimden faydalanmaları ise dini söylemlerle sistemli şekilde azaltıldığını belirtti.
Dr. Işık Özkefeli yazılı basın açıklamasını şöyle sürdürdü: Ne kadınlar sustu, ne de “erkek iktidarlar” kadınların eşitliğini kabul etti. Kadına yönelik şiddet, göstermelik yasa ve uygulamalarla devlet tarafından da olağanlaştırılmaya çalışıldı. Kadınlar güldüğü için, ayrıldığı için, çalışmak istediği için yani kendi kararlarını vermek istediği için üstelik en yakınındaki erkekler tarafından öldürüldü, eziyet gördü; bu şiddet hala devam ediyor. Ne yazık ki ülkemizde kadınlarımızın büyük bir kısmı hala ne eşini seçebiliyor, ne işini ne de ülkesini yönetecek kişileri… Ama babasının kızı, kocasının karısı, çocuklarının annesi olmaktan sıyrılıp “kendisi” olmayı başarabilmiş kadın sayısı o kadar az ki… Pek çoğu hala “saçını süpürge yapmanın” en büyük erdem olduğunu sanıyor.
Atatürk Devrimleri ile Cumhuriyetin özgür birer yurttaşı olan biz kadınları yeniden evlere kapatıp karanlığa mahkûm edemeyeceksiniz. ! Çünkü biz kadınlar Cumhuriyet Devrimlerinin güvencesiyiz. Laikliğin güvencesiyiz. Eşitçe ve onurlu bir yaşam sürmenin güvencesiyiz. Bu toprağı vatan yapan, kadını ve erkeğiyle Büyük Türk Milletidir! Kadınlarımız Korunmak ve temsil edilmek için iltimas dilenmiyor. İnsan olmaktan gelen hakkı aramak için cinsiyetin önemi yoktur, bunun için birlikte mücadele edeceğiz.
Biz Atatürkçü Türk Kadınları olarak iyi biliyoruz ki; Kadın hakları için verilecek mücadele, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatma mücadelesinden ayrı değil, eşdeğerdir. Oysa bilinmelidir ki toplumların gelişmesi, uygarlaşması kadınların eğitimli ve eşit haklara sahip olması sayesinde olabilecektir. Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının 82. Yılını kutlarken başta ülkemiz olmak üzere dünyadaki tüm kadınların uğradığı haksızlıkların son bulmasını diliyoruz dedi.