Polis Şeyda Yılmaz’ı şehit eden Yunus Emre Geçti’ye ağırlaştırılmış müebbet, 50 yıl 10 ay hapis cezası talebi
İstanbul ÜMRANİYE’de karakoldan kaçtıktan sonra polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit eden ve polis memuru Kürşat Hakkı ile annesi Pınar Geçti’yi yaralayan Yunus Emre Geçti’nin 5 ayrı suçtan ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 10 ay hapis cezası talebiyle yargılanmasına başlandı.
Barodan atanan avukatların davadan çekilmesi nedeniyle sanığın savunması alınamadı. Duruşma 8 Ocak 2025’e ertelendi.
Ümraniye’de 23 Eylül 2024 tarihinde polis memuru Şeyda Yılmaz’ı(27) şehit eden Yunus Emre Geçti(19), ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıktı. Anadolu 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, sanık Yunus Emre Geçti tutuklu bulunduğu Erzincan Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanırken, şehit polis Şeyda Yılmaz’ın eşi Semih Yılmaz ve ailesi salonda hazır bulundu.
‘OLAYDA İHMALİ BULUNAN KİM VARSA DAVACI VE ŞİKAYETÇİYİM’
Şehit Polisin eşi Semih Yılmaz, “Şu an Sivas Asayiş Büroda görevliyim. Şehit polisin eşiyim. Olayın olduğu gün, saat 11.30 sıralarında telsizden Dudullu Polis Merkezi Amirliği’nden yaralı polis olduğuna dair anons geldi. Direkt eşimi aradım telefonlarıma cevap vermedi. Arkadaşlarıma Dudullu’ya gitmek istediğimi, eşimden haber alamadığımı söyledim. Yola çıktık, yolda arkadaşlardan biri ‘vurulanlardan birisi senin eşin’ dedi. Eşimin götürüldüğü hastaneye geçtik. Eşim yaklaşık 2-3 saat ameliyat geçirdi, başından vurulduğunu öğrendim. Müdürümüz şehit olduğunu söyledi. Olayda ihmali bulunan kim varsa davacı ve şikayetçiyim” dedi.
‘ÇOCUĞUM BAHÇEDEN DEĞİL, AVLUNUN İÇİNDEN KAÇTI’
Sanık annesi Pınar geçti, “Davaya katılmak istemiyorum, şikayetçi değilim. Çünkü çocuğum madde bağımlısı. Ben defalarca kez Dudullu karakoluna başvurdum. ‘Çocuğum madde kullanıyor’ diye. 26 suç kaydı olan bir çocuğun dışarıda gezmesini istemedim. Telefon ettim, ifadeni verdin mi geleyim mi dedim karakola giderek oğlumun ne yaptığını öğrenmek için gittim. Çıkarken danışan polise Yunus Emre’nin buradan çıkıp çıkmayacağını nasıl öğrenebilirim dedim. Akşam arandım burada kalacak yarın savcıya çıkacak dediler. Yemek getirebilir miyim diye sorduğumda evet dediler. Döner yaptırarak götürdüm. Yunus Emre’yi kelepçesiz karşıma çıkardılar, ‘canım yemek istemiyor’ dedi. Polislere, ‘Sigara içebilir miyim? diye sordu, polisler ‘hayır’ dedi. Oğlum suçlu kelepçesiz yanıma getirdiler. Yunus Emre kaçarken, kaçıyor diye çığlık attım. Babama yetiş eve git dedim. Polis ekipleri oğlun nereye gider diye sordu gideceği yerleri söyledim. Çocuğum beni gördü ‘anne’ dedi, bende bana ‘anne deme’ dedim. Yunus Emre’yi yakaladılar zaptedemediler. Bir kurşun da ben yedim. Karakolun içinde saat 11.10 geçe gece olan kamera kaydını istiyorum. Bahçede çocuğu yedirip içirmişim. Yunus Emre avlunun içinden kaçtı. Bahçeden kaçmadı. Bunun kamerasını göz atılırsa çok isterim” dedi.
‘İKİ KEZ UZAKLAŞTIRMA KARARI ALDIRDIM’
Müşteki Avukat Nurgül Yağlı sanığın annesi Pınar Geçti’ye dosya kapsamında oğluna kaç kez uzaklaştırma kararı aldırdın diye sordu. Sanığın annesi, “Oğluma karşı iki kez uzaklaştırma kararı aldırdım. Çünkü madde bağımlısıydı. Karakola ilk gittiğimde eşim ben kızım gittik. O gün eşim beni darp etmedi. İkinci gidişimde annem babam ile gittim, sivil araç talebinde ben bulundum çünkü polis aracını görürse kaçabilir diye düşündüm. Götürdüğüm yemeği yemedi. Oğlum oradan kaçacağını bana söylemedi, avlunun tuvaletin yanında sigara istedi. Sigara vermeyiz deyince kaçtı, Yunus Emre kaçıyor diyerek bağırdım. Hızlı bir çocuktu peşinden gidemedim polise seslendim” dedi.
‘ELİMLE NAMLUNUN ÖNÜNÜ KAPATTIM’
Polis memuru Kürşat Hakkı, “Olay olduğu gün 22 Eylül saat 12.00’da polis karakoluna geldim. Değişim yaptığım sırada Yunus Emre Geçti elleri kelepçeli şekilde polis karakoluna getirildi. Tutanak tutuldu, tutanak teslim edildikten sonra gerekli görüşmeler yapıldıktan sonra, mukayyet odasında evraklarla çalışmaya gittim. Polis Memuru Adem Koca geldi. Yunus kaçmış şeklinde beyanda bulundu. Nasıl kaçtığını bilmiyorum. Adem Koca ile nasıl kaçtığını öğrenmek için kamera odasına girdik. Abdullah komiser, Şeyda ile birlikte çıkın annesini de alın diyerek talimat verdi. Anneye nereye gidebilir oğlun diye sorduğumda yerler söyledi. Yunus isimli şahsı gördük aracı durdurduk. Yunusu yakalamak için ‘dur’ ihtarında bulundum. Kaçmaya çalıştı. Şahsı kelepçeli hale getirdim. Kelepçelemek istediğimde Yunus hamle yaparak kelepçe koptu. Yunus direniyordu. Yunusu etkisiz hale getirmek için koltuğun altına boynunu getirdim. Beylik tabancama elini uzattı. Dolum yaptı hemen. Elimle namlunun elini kapatmaya çalıştım. Elimden vuruldum. Diğer elimle arbedeye devam ettim. Yunus yere düştü. Rastgele ateş etmeye başladı. Şeyda’ya güven al dedim. Şeyda’nın siper aldığını gördüğümde kendimi korumak için aracın arkasına gittim. Yunus kaçtığında Şeyda’nın yanına gittim. Hareketsizdi. Hemen ambulansı aradım. Vatandaşlar geldi. Müdahale etmeye başladık. Ambulans, polis ekipleri geldi. Şeyda’yı hastaneye götürdüler. Ondan sonra tedavi sürecim başladı. Şikayetçiyim” dedi.
‘112’Yİ ARADIK’
Tanık S.K. “Saat 11.30 sıralarında tekel bayisi dediğim yerde bağırış sesi geliyordu. Konteynır araç hareket edince çatışma oluyor sandım. Çocuklarım ve eşim olunca kendimizi emniyete aldık. Silah sesleri bitti. Çocuklara araçtan çıkmayın diyerek kendim araçtan çıktım. Şehit olan polis memurunu gördüm. Çöp konteynırı gibi sarı bir bidon vardı. Oraya düşmüştü. Bir arkadaş ile 112’yi aradık. Kafasından yaralanmıştı. Temiz tışort bez gibi bir şey istedik. Tampon yaptık. Vurulma anını görmedim” dedi.
‘KAPIYA KOŞTUK’
Tanık E.K, “Şahsı olay anında gördüm, olayın geçtiği tekel bayine alışveriş yapmak için geldim. Dükkan önü camdı, dükkanın önüne doğru koşuşturma oldu. Erkek polis, şahsa kelepçe takmaya çalıştı. Şahıs üstündeki hırkayı polise geçirmeye çalıştı. İki kişi arasında 2-3 dakika arbede oldu. Olaya 1, 1.5 metreden şahit olduk. Sadece izlemekle yetinebildik. Tüm mermi boşaltılmış şekilde sesler kesildi. Polis kadını hareketsiz yerde gördük. Kapıya koştuk. Dükkanın camından gördüğüm kadarı ile karanlığa doğru koştuğunu gördük. Erkek polis omuzundan vurulmuş eliyle de ekiplere bilgi verilmeye çalışıyordu. Ablaya bakalım diyerek bağırdım. Gelen tanık yardım etti. Kadın polis sırt üstü yatırdığımızda sol üst kafatasından mermi aldığını gördük, ablayı hastaneye götürdüler.
Müşteki avukatı, tanığa ‘Pınar Geçti sanığa karşı hitap etti mi’ şeklinde sorusuna ise, erkek polis ile arbede anında şahıstan annesi olduğunu sonradan öğrendiğiniz kadının ‘Ben sana kaçma demedim mi’ şeklinde ifade ettiğini duyduk” dedi.
8 OCAK’A ERTELENDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme, tanık olarak dinlenmesi istenen Furkan G.’nin zorla getirilmesine, sanığa barodan atanan avukatların istifa etmesi nedeniyle savunma alınamamasından bir sonraki celse avukat atanmasına, tutuklu sanık Yunus Emre Geçti’nin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 8 Ocak 2025’e ertelendi.
NE OLMUŞTU
Ümraniye’de motosiklet hırsızlığı suçundan yakalanan ve hakkında 26 ayrı suç kaydı olduğu belirlenen Yunus Emre Geçti, 22 Eylül’de polis merkezinden kaçmış, görevli polis memurları Kürşat Hakkı ile Şeyda Yılmaz, şüpheliyi yakalamak için peşine düşmüştü. Yunus Emre Geçti, kısa süreli kovalamaca sonucu yakalanmış ve bu sırada arbede çıkmıştı. Şüphelinin polisin silahını alarak ateş etmesi sonucu polis memuru Şeyda Yılmaz şehit olmuş, polis memuru ile şüphelinin annesi Pınar Geçti yaralanmıştı. Gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen şahıs, “kamu görevlisini görevinden dolayı kasten öldürme” suçundan tutuklanmıştı.