OMÜ’de 24 Kasım Öğretmenler günü coşkuyla kutlandı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde 24 Kasım Öğretmenler Günü; söyleşi, konser ve resim sergisinden oluşan bir dizi etkinlikle kutlandı.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Konferans Salonu’ndaki etkinliğe; Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Kuran, OMÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seher Balcı Çelik, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şehitlerimizin manevi huzurunda saygı duruşunun ardından İstiklal Marşıyla başlayan programda açılış konuşmalarına yer verildi. Halen Canik Fatih Temiz Ortaokulunda görev yapan OMÜ mezunu Fen Bilimleri Öğretmeni Akif Özdemir’in söyleşiyle devam eden etkinlik, Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı öğrencileri tarafından verilen konser ile sürdü. Emekli öğretmen Abdullah Dede’nin “100 Yılın Son 50 yılında Bir Eğitimci” adlı resim sergisiyle buluşan katılımcılar keyifli vakit geçirdi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seher Balcı Çelik “Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün biz öğretmenlere ithafen söylediği Öğretmenler, yeni nesli cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini sizler yetiştireceksiniz yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” dedi.
Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç ise sözlerine eğitimin önemi üzerinde durarak başladı ve öğretmen adaylarına seslendi “Eğitimin ne kadar önemli olduğunu kabul etmeyenimiz yoktur. Bunun için her hangi bir veciz söz söylemeye bile gerek yok. Siz sevgili öğrencilerimiz bu yolda, bu ülkeye, insanımıza, insanlığa hizmet etme yolunda başlangıç arifesinde de olsanız bunun en çok fevkinde olanlarsınız.” dedi.
Çok değerli öğretmen ve eğiticilerimiz var kıymetini bilmeliyiz
Rektör Bilgiç, “Genelde teknolojik gelişmelerde kalıcı ve sürdürülebilir gelişme için “makine icat eden makineleri icat etmeliyiz.” denilir. Ama elimizde icat etmemize gerek olmayan çok değerli öğretmenler, eğiticiler grubu var ve bunun kıymetini bilmediğimizde de eğitimde başarıyı yakalamamız zor olabilir.
İnsan yetiştirmek, belki şu meslek bu meslek alanında ihtiyacınız kadar insan yetiştirmek çok zor değil. Belli bir zaman dilimi içerisinde nihayetinde imkânlarınız ölçüsünde bunu başarmanız mümkün ama gerçekten toplumun yararına, toplum içerisinde bulunuşunun o topluma değer kattığı kaliteli insan sayısını artırmak o kadar kolay değil.
Bir toplumun hem değerlerinin farkında olacaksınız hem her insanın bir diğerinden farklılığını, farklı olabildiğini kabul edeceksiniz. Bir fikriniz olacak, fikri olana saygı duyacaksınız. Birbirinizden yaşam tercihleriniz, giyiminiz kuşamınız, oturuşunuz kalkışınız ne kadar farklı olsa da toplum içerisinde birlikte yaşamayı kolaylaştıran değerler konusunda ortak bir mutabakat sağlamanın toplumun geleceği adına ne kadar güven verici olduğunu hepimiz kabul ederiz.” ifadelerini kullandı.
“Söylediği ve yaptığı çelişmeyenler çocuklar için ciddi bir rol modeldir”
Bilgiç sözlerinin devamında “Öğretmenlik sadece bir meslek değil aslında. Profesyonel olarak öğretmenlik mesleğini yapanlarınız var ve olacak. Fakat hayatın her safhasında her biriniz bir şeyler öğrenirken aynı zamanda bir şeyler öğreten konumundayız. Evde çocuğumuz var, İş yerinde arkadaşımız var, alışveriş yaparken esnafla yani bulunduğumuz her ortamda duruşunuz, davranışınız, sözünüzle uyumlu hareketleriniz bir eğitici rolü yükler hepimize. Çocuğuna “dürüst ol, yalan söyleme” diyen bir annenin telefonda arkadaşını gerçek olmayan bir şeyle yanılttığını gören çocuğun hangisinden etkileneceği açık değil midir? Biz toplum olarak zaman zaman yaşadığımız sıkıntıları dile getirirken hep dışarıda ararız sorunu. Yani bu sıkıntılarda hiç rolümüz yokmuş gibiyizdir ama kendi yaptıklarımıza baktığınızda ne kadar çelişkiye düşen davranışların olduğunu görebiliriz. Söylemek kolay belki yapmak zor ama biz yapmayı başardığımız zaman söylediklerimiz zaten doğru olacak ve söylediklerimizi yapan olduğumuz takdirde de söylediklerimizin ne kadar etkili olduğunu göreceğiz.
Özellikle sevgili öğrencilerimizin, yarın karşılarına kendilerine emanet edilen bir sürü yavrumuz geldiğinde buna çok dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Söylediği ve yaptığı çelişmeyen bir insanın varlığı o çocuklar için gelecek adına ciddi bir rol modeldir. Böyle insanların sayısını çoğalttığımızda da yeni yetişen neslin toplumun sağlığı açısından kazanımları çok büyük olacaktır. Çok önemli bir mesleği tercih etmeniz değerli, bu yolda yetişirken kendinizi çocukların iyi yetişmesinde etkili olacak bilgiyle donatırken davranışlarınızla da bunu bütünleştiren bir örnek olmaya gayretinizi sürdürmenizi tavsiye ediyorum.” dedi.
Prof. Bilgiç konuşmasını “Bu ülkeyi seviyorsak, bu topraklara vatan diyebilmemiz için hayatlarını feda edenlerin, o büyük fedakârlıklarının yanında yapacaklarımızın ne kadar küçük kaldığını düşünürsek yapacaklarımızın önemli ve çok kolay olduğunu görebiliriz.” diyerek sürdürdü.
Vazifemiz farklılıklara saygı duymak ve bunun gereğini yapmaktır
Konuşmasının son bölümümü farklılıklara saygı ve hoş görüye ayıran Prof. Dr. Sait Bilgiç öğrencilerine şöyle seslendi: “Bu salonda da olduğu gibi biyolojik olarak farklılıklarımız ne kadar çok görünüşte. Davranışlarımız, düşüncelerimizde kısmen de olsa farklılıkların olması kaçınılmaz. Bu kadar çok çeşitlilik mutlaka gerekli ki yaratanın herkesi aynı yaratmak gibi bir gücü varken böyle yaratılmışız, bu çeşitliliği kabullenmek, buna saygı duymak ve bunun gereğini yapmaktır vazifemiz. Önce birbirimizi anlayacağız ki birbirimizin aynı zamanda eğitilmesine katkı sağlayacağız. Farklı düşünceyi öğreneceğiz ki bizim düşüncemizle kıyasladığımızda belki ‘ben yanılıyorumdur’ diyebileceğiz. Hayatın her alanında bu şekilde bir bakışa kavuşmuş insanların varlığını çoğalttığımızda geleceğimiz daha huzurlu, daha emin, daha güçlü bir Türkiye olma ihtimalini yükseltiriz diye düşünüyorum.”
Rektör Bilgiç konuşmasını; “24 Kasım öğretmenler gününüzü kutluyor, geleceğimizin mimarları müstakbel öğretmenler olarak gençlerimize ve ülkemize önemli katkılarınız olsun istiyorum.” diyerek bitirdi.
“Proje sayısını biraz abarttık”
2001 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesinden Fen Bilimleri Eğitimi Kimya Eğitimi Bölümünden mezun olan Akif Özdemir, TÜBİTAK Bilim Fuarı, ODİ Elektra Lab Deney Yarışması gibi birçok proje ile ilgili bilgi verdi. Şuan Canik Fatih Temiz Ortaokulun da öğretmenlik yapan Özdemir konuşmasında “TUBİTAK Bilim Fuarında işi biraz abarttık galiba! Burada 25 proje yapmamız gerekirken Samsun’un plakası olan 55 rakamına ulaşmayı başardık. Fuar iin 6 öğretmen ve 80 öğrenci ile 15 robotik kodlama ve 40 fen projesi gerçekleştirdik. Sergiyi 3000’e yakın kişi ziyaret etti.” ifadelerine yer verdi.
Program, Öğr. Gör. Ayşegül Keleşler Gümüş’ün yönettiği, Öğr. Gör. Dr. Fulya Açıksöz’ün piyano da eşlik ettiği Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı öğrencilerinin verdiği konserle devam etti. Katılımcılar konserin ardından Emekli öğretmen Abdullah Dede’nin “100 Yılın Son 50 yılında Bir Eğitimci” adlı resim sergisiyle buluştu.