Erdoğan: SGK’ya olan borçlarını ödemeye gelince 40 dereden 40 kova su getiriyorlar!
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, “Siyasetin limanı ahlaktır, tutarlılıktır, dürüstlüktür. Siyasetçi ya göründüğü gibi olacak ya da olduğu gibi görünecek. Seçim meydanlarında başka göreve gelince çok başka davrananlardan siyasetçi olmaz. Bunlardan ülkeye hayır da gelmez. Ülkemizin bu siyasetçi profilinden bu umut sömürüsünden eninde sonunda ama mutlaka kurtulacağına inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sergi Salonu’nda düzenlenen ‘Türkiye Yüzyılı’nın Emektarları’ programına katıldı. Burada konuşma yapan Erdoğan, 16 milyonu aşkın emekliyi temsilen burada bulunan kardeşlerinin yıllar yılı döktüğü alın teriyle ülkenin bugünkü noktalara ulaşmasında büyük pay sahibi olduğunu söyledi. Erdoğan, “Kamuda özel sektörde, tarımda, hayvancılıkta, ticarette bilhassa görev aldığınız sorumluluk üstlendiğiniz her alanda ülkemizin büyüme ve kalkınma sürecine önemli katkılar sundunuz. Tüm bunların yanında sahip olduğunuz bilgi, erdem ve hayat tecrübesiyle bir yandan ailenize ve çevrenize diğer yandan ülkemize ve milletimize önemli değerler kazandırdınız. Bilhassa çocuklarınıza ve torunlarınıza aktardığınız bu tecrübelerle geleceğin yani Türkiye Yüzyılı’nın taşlarını döşediniz, gücümüze güç kattınız, bu milletin yanında olduğunuzu dost- düşman herkese gösterdiniz. Aile yapımızın korunmasında milli ve manevi değerlerimizin muhafaza edilmesinde genç nesillere örnek oldunuz, rehberlik ettiniz, sevgi ve şefkatle gençlerimizin elinden tuttunuz. Sizlerin şahsında tüm emeklilerimize Türkiye Yüzyılı’nın emektarlarına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum” dedi.
’22 YILDA EMEKLİ AİLEMİZE 10 MİLYON YENİ ÜYE KATILDI’
Erdoğan, sizlere olan vefa borcunu layıkıyla ödeyebilmek için göreve geldiği günden itibaren yoğun ve samimi bir gayret içinde olduğunu söyleyerek, “2002 yılında emeklilerimizin sayısı 6,5 milyondu. Bugün ise 16,6 milyon emeklimiz var. Son 22 yılda emekli ailemize 10 milyon yeni üye katıldı. Şunun bir defa daha bilinmesini isterim; emeklilerimizi sosyal güvenlik sistemimiz için asla bir yük olarak görmedik, bugün de görmüyoruz. Kuşatıcı ve kolaylaştırıcı bir sosyal devlet anlayışıyla emeklilerimize dönük hizmet ve faaliyetlerimize her geçen gün bir yenisini ekledik. Sosyal güvenlik politikamızı bu istikamette emeklilerimizin refah seviyesini yükseltecek, hizmete erişimlerinin önündeki engelleri kaldıracak şekilde belirledik, sürekli güncelledik” diye konuştu.
‘TÜRKİYE YÜZYILI’NIN EMEKTARLARINA VERDİĞİMİZ ÖNEMİNİ GÖSTERDİK’
Tasarruf, Teşvik Fonu ve Konut Edindirme Yardımı tutarlarını emeklilere ve hak sahiplerine ödeyerek bir mağduriyeti giderdiklerini aktaran Erdoğan, “2012 yılında 1,8 milyon emekli vatandaşımızın aylıklarında artış sağlayan intibak düzenlemesini hayata geçirdik. Emekli olduktan sonra ticari faaliyet yürütenlerin aylıklarından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi Uygulamasını önce yüzde 15’ten, yüzde 10’a indirdik. Devamında ise bu uygulamayı tamamen kaldırdık. Emeklilerimize banka promosyonlarının ödenmesini sağladık. Bayram ikramiyeleriyle emeklilerimizin evlatlarıyla, torunlarıyla, aileleriyle paylaştıkları bayram sevinçlerine ortak olduk. Asgari ödeme miktarlarını yeniden ele alarak emekli alt sınır aylıklarını yükselttik. Emekli aylıklarındaki normal iyileştirmelere ek olarak seyyanen zamlar ve ilave refah payı artışlarıyla emekli maaşlarında önemli iyileştirmelere gittik. Tüm bunların sonucunda 2002-2024 döneminde farklı statüdeki emekli aylıklarında reel olarak yüzde 78 ile yüzde 631 oranlarında artış yaşandı. Aynı şekilde emeklilerimizin refah seviyesini yükseltmek için 2018 yılında başlattığımız bayram ikramiyesi uygulamasıyla emekli vatandaşlarımızın tamamına bugüne kadar 252,1 milyar lira ödedik. 2023 yılı Ekim ayında gelir veya aylık alan sigortalı ve hak sahiplerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira ödeme yaptık. Tüm bunlara ilaveten sizlerin de bildiği üzere 2024 yılını ‘Emekliler Yılı’ ilan ederek Türkiye Yüzyılı’nın emektarlarına verdiğimiz önemini gösterdik” dedi.
‘EMEKLİLERİMİZE BİR VEFA BORCU OLARAK GÖRDÜK’
Yıl boyunca yürüttükleri çalışmalarla emekli vatandaşların hayat kalitesini önemli ölçüde artırdıklarını vurgulayan Erdoğan, “Ekonomik, sosyal ve kültürel haklardan daha geniş ve etkin bir şekilde istifade edebilmelerini sağladık. Sağlık ve ulaşım başta olmak üzere emekli vatandaşlarımıza pek çok alanda yeni destekler verdik, yeni kolaylıklar sunduk. Bunu da açık söylüyorum; 22 yıldır yanımızda olan ülkesine ve milletine hizmet için saçlarını ağartan emeklilerimize bir vefa borcu olarak gördük. Emekli vatandaşlarımızın temel haklarını kullanmaktan yoksun bırakıldığı sağlık ve ulaşım imkanlarından faydalanamadığı günler çok şükür geride kaldı. 22 yıllık iktidarımızda attığımız adımlarla emekli vatandaşlarımızın daha iyi şartlarda yaşamalarını ve geleceğe güvenle bakmalarını temin ettik. Kendimizi elbette bu iyileştirmelerle sınırlı tutmayacak emeklilerimiz için daha çok çalışmaya, daha çok hizmet üretmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emeklilerimizi desteklemeyi, onlarla birlikte yol yürümeyi hem de güçlü bir şekilde sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
‘BULUNDUĞUMUZ MAKAMLAR BİZE MÜLK DEĞİL’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir araya geldiği emeklilerle bugün dertleşmek, samimi bir hasbihal etmek arzusunda olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle dedi:
“Tayyip Erdoğan olarak yarım asırdır siyaset sahnesinde olan ülkeme ve milletime siyaset yoluyla hizmet etmeye çalışan bir kardeşimizim. Aziz milletimizin takdiriyle bugüne kadar farklı görevlere geldik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Başbakan ve son 10 yıldır da Cumhurbaşkanı olarak Türkiye’nin hizmetindeyiz. Halkın teveccühünü kazanarak hakkın rızasına ulaşmanın çabasındayız. Gayemiz, geride hayırla yad edilecek eserler ve örnek bir siyasi miras bırakmaktır. Atalarımızın dediği gibi, ‘mahkeme kadıya mülk değil.’ Bulunduğumuz makamlar da bize mülk değil. Tapulu malımız hiç değil. Bunların tamamı önce Allah’ın sonra da milletimizin bizlere emanetidir. Tüm bu görevler aynı zamanda birer imtihan vesilesidir. Biz de bu imtihanı başarıyla vermenin emanete hakkıyla sahip çıkmanın peşindeyiz. Sadece bunun için mücadele ediyoruz. Yarın Ruzi mahşerde Rabbimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik, gönlümüz mutmain bir şekilde çıkmanın derdindeyiz. Biz ‘dertliyiz’ derken kastımız işte olur. Kastımız milletimize olan minnet ve vefa borcumuzu ödemektir. Kastımız 2002 yılında ‘milletin umudu’ olarak başladığımız bu yolculuğu hedeflerimize kamilen ulaşmış bir şekilde tamamlamaktır.”
‘NE YAPIYORSAK GÜZEL SÖZLERE LAYIK OLABİLMEK İÇİN YAPIYORUZ’
Erdoğan, kastlarının, Türkiye’yi her alanda müreffeh muktedir, muteber, söz ve etki sahibi bir ülke haline getirmek olduğuna dikkat çekerek, “Her zaman söylüyorum, bugün tekrar ifade etmek istiyorum; yarın arkamızdan, ‘Bir Tayyip Erdoğan vardı, dürüst adamdı, ahlaklı adamdı, mert adamdı, vicdanlı merhametli adamdı, milletine ve memleketine çok sevdalı bir adamdı, Allah ondan razı olsun’ denilmesi bizim en büyük arzumuzdur, duamızdır, Rabbimizden en samimi niyazımızdır. Hani o meşhur şiirde Baki diyor ya, ‘Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş kubbede meğer’ tam olarak biz de gök kubbede hoş sedalar bırakmak istiyoruz. Mevla’dan bunu murat ediyoruz. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. Milletimizin kalpten söyleyeceği güzel sözlere layık olabilmek için yapıyoruz” dedi.
‘UMUT SÖMÜRÜSÜNE’ ASLA TEVESSÜL ETMEDİK’
Siyaset yolculuklarında pusulalarında her zaman şeffaflık ve dürüstlük olduğunu aktaran Erdoğan, “Bu yolculuğa çıkarken ‘siyasetin limanı ahlaktır’ dedik. Üstlendiğimiz tüm görevlerde de bu ilkeyi kendimize rehber edilmeye, bu ilkenin ışığında hareket etmeye çalıştık. Seçim kazanmak sandıkta birkaç oy daha fazla almak için tabiri caizse ‘umut sömürüsüne’ asla tevessül etmedik. Meydanlarda ne söylediysek hangi taahhütte bulunduysak milletten yetki alınca da bunları yerine getirmeye gayret ettik. Prensibimiz hep şuydu; biz sözünün evi bir iktidar olacağız. Ahdine ve kavline sadık bir yönetim olacağız. Şüphesiz zaman zaman irademizi aşan hususlar da oldu. Hiç hesap edilmedik olaylar, savaşlar, küresel krizler ortaya çıktı. 2 yıl boyunca tüm dünyayı kasıp kavuran kovid salgını 6 Şubat’ta yaşadığımız ‘asrın felaketi’ deprem gibi nice zorlukla karşı karşıya kalktık. Ama şartlar ne olursa olsun milletimize verdiğimiz sözleri tutmaya çalıştık. Bunun en yakın şahidi de iktidarımızın 22 yılına bizzat tanıklık eden siz emeklilerimizsiniz” diye konuştu.
‘SGK YA OLAN BORÇLARINI ÖDEMEYE GELİNCE 40 DEREDEN 40 KOVA SU GETİRİYORLAR’
31 Mart seçimleri emeklilerin sıkıntılarının ve beklentilerinin en fazla istismar edildiği bir dönem olduğunu söyleyen Erdoğan, “Muhalefet seçim propagandasını emeklilerimizi hükümetimize karşı kışkırtmak üzere kurgulamış, haftalarca bunun üzerine adeta tepinmiştir. Hiçbir ekonomik ve mali temeli olmayan uçuk vaatler üzerinden kelimenin tam anlamıyla ‘vaat panayırları’ düzenlediler. ‘Kim ne veriyorsa bundan 5 fazlası’ mantığıyla Türk siyasetine ‘popülizm’ hastalığını tekrar bulaştırdılar. Bunlar ne yazık ki belli oranda neticede aldılar. Biz seçim döneminde de emeklilerimizle hep ruberu konuştuk, gönül diliyle konuştuk. Emeklilerimize karşı daima dürüst olduk. Vaat yarışına girmek yerine muhalefetin bol keseden verdiği sözlerin hiçbir geçerliliğinin olmayacağını o zamanda dilimiz döndüğünce anlattık. Sonuçta ne oldu? 31 Mart akşamı sandıklar kapandı ve muhalefetin emeklilerimize verdiği sözlerin neredeyse tamamı unutuldu. Bugün bir konsere harcadıkları para yardım yaptık. Dedikleri emeklilere verdikleri rakamdan daha fazla. Reklam amaçlı 1-2 göz boyama dışında hiçbir iş yapmadılar. Vaatlerinin üzerine kalın bir sünger çektiler. Şimdi emeklilerimizle yan yana gelmek bile istemiyorlar. Bırakın sözlerini tutmayı, SGK’ya olan prim borçlarını dahi ödemiyorlar. Bunu da matah bir şeymiş gibi övünerek anlatıyorlar. İnanıyorum ki sizler de yakından takip ettiniz. Kaynağı karanlık paralarla kule dikmeye gelince bunların paraları var. Şişirilmiş konser faturaları üzerinden yandaşları zengin etmeye gelince bunların paraları var. Eş, dost, ahbap, çavuş düzenlerine gelince bunların paraları var. Ama SGK ya olan prim borçlarını ödemeye gelince 40 dereden 40 kova su getiriyorlar. Biz devlet başkanı sıfatıyla devletin kurumuna olan borçlarını hatırlatınca da beyefendiler bundan rahatsız oluyor. Ne yapalım, borcunuzu ödeyin demeyelim mi? Emeklinin, işçinin, esnafın, garip gurebanın hakkını savunmayalım mı” dedi.
‘ÖZEL’İN FOTOĞRAFIN TAMAMINI ORTAYA KOYMADAN YAPTIĞI HER HESAP EKSİK’
Muhalefetin, aynı çarpıtmayı emekli aylıkları ve asgari ücret üzerinden de yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz son 2 yılda altın gibi değerli madenlerin fiyatları tarihinin en yüksek rakamlarına ulaştı. Örneğin 2002 yılı Kasım’ında 320 dolar olan altının ons fiyatı 2022’de 1680 dolara şimdi ise 2 bin 650 dolara çıktı. Tüm dünyada altın fiyatları yalnızca son 2 yılda yaklaşık iki kat arttı. Altın fiyatlarındaki ani artışın Türkiye ekonomisiyle bir alakası yok. Dünyada en fazla ne yükseldiyse onun üzerinden hesaplama yapılmaz. Bunun adı ‘siyaset’ değil. Tam tersine kurnazlıktır, hainliktir. Bir diğer çarpıtmada asgari ücret ve en düşük emekli maaşıyla ilgilidir. Ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda en düşük emekli aylığı 66 lira, yani 43 dolardı. Asgari ücret ise 184 liraydı. Bu rakam da 122 dolara denk geliyor. Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira, yani 370 dolar. Asgari ücretin dolar bazından karşılığı ise 590 dolar. Dikkat ederseniz Sayın Özel bu rakamları hiç ağzına almıyor. Sayın Özel’in değinmekten kaçtığı bir başka husus şudur; 2002 yılında bir asgari ücretli kardeşimiz evinde kullandığı 200 kilowatt saat elektrik için aylığının yüzde 20’sini 100 metreküp, doğal gaz için ise yüzde 26’sını ayırmak zorundaydı. Şimdi aynı miktar elektrik için sadece yüzde 2,4’ünü, doğal gaz için ise yüzde 5,6’sını ayırıyor. En düşük emekli maaşı alan kardeşlerimiz 2002’de elektriğe maaşlarının yüzde 15,3’ünü, doğal gaza yüzde 19,3’ünü harcıyordu. Bugün bu oranlar sırasıyla elektrikte yüzde 3,3’e, doğal gazda yüzde 7,7’ye geriledi. Kusura bakmasın ama ana muhalefet partisi genel başkanının fotoğrafın tamamını ortaya koymadan yaptığı her hesap eksiktir, çarpıtmadır, milleti açıkça kandırmaya çalışmaktır. Biz de buna müsaade etmeyiz” diye konuştu.
‘EMEKLİLERİMİZİ ENFLASYONA EZDİRMEME PRENSİBİMİZE BAĞLIYIZ’
Türkiye’nin ve Türk demokrasisinin böyle bir siyaset tarzını asla hak etmediğini belirten Erdoğan, “Biraz önce de söyledim. Siyasetin limanı ahlaktır, tutarlılıktır, dürüstlüktür. Siyasetçi ya göründüğü gibi olacak ya da olduğu gibi görünecek. Seçim meydanlarında başka göreve gelince çok başka davrananlardan siyasetçi olmaz. Bunlardan ülkeye hayır da gelmez. Ülkemizin bu siyasetçi profilinden bu umut sömürüsünden eninde sonunda ama mutlaka kurtulacağına inanıyorum. Biraz evvel emeklilerimizle ilgili hizmetlerimizi özetin özeti mahiyetinde sizlere anlattım. Elbette ‘her şey güllük gülistanlık’ demiyoruz. Emeklilerimizin yaşadığı bütün sıkıntıların bir kardeşiniz olarak ben de farkındayım. Fırsatçılığın da sebeplerinden bir olduğu fahiş fiyat artışlarının özellikle sizi emeklilerimizi zorladığını çok çok iyi biliyorum. Emeklilerimizin yükünü hafifletmek için samimi gayret gösterdiğimizi de yine en iyi sizler biliyorsunuz. Toplumun tüm kesimleri gibi emeklilerimizi de enflasyona ezdirmeme prensibimize bağlıyız, Bu vaadimizin sonuna kadar arkasındayız. İnşallah önümüzdeki süreci bu hassasiyetle sürdüreceğiz. Ekonomide uyguladığımız programın etkilerini görmeye başladık. Enflasyondaki düşüş eğilimi inşallah bundan sonra hızlanarak sürecek. Enflasyon geriledikçe alım gücü de artacağı için bundan en fazla emeklilerimizin başında olduğu sabit gelirli vatandaşlarımız faydalanacak. Nasıl enflasyonu tek haneye biz indirdiysek aynısını yine biz başaracağız. Ama bunu yaparken elbette emeklimizi, çalışanımızı memurumuzu da gözetecek, onların da beklentilerini dikkate alacak, onların huzuru, refahı ve alım gücünün artması için tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz” ifadelerini kullandı.