DHA İSTANBUL BÜLTENİ -1
1- ‘YENİDOĞAN ÇETESİ’ DURUŞMASI YARINA ERTELENDİ
Leyla YILDIZ- Ayşe GÜREL- Fırat ALKIZ/ İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL’da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak bebeklerin ölümüne neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen’in aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 47 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Hakan Doğukan Taşçı’nın savunmasının alınmasının ardından duruşma yarın saat 10.00’a ertelendi.
Bakırköy Adliyesi 21. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle duruşma konferans salonunda görüldü. Duruşmaya, Fırat Sarı ve İlker Gönen’in de aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşma sanıkların savunmaları ile başladı.
FIRAT SARI: AYLIK GELİRİM 400 BİN
Çete lideri Fırat Sarı, kimlik tespitinin yapıldığı sırada bekar olduğunu ve aylık gelirinin ortalama 400 bin lira olduğunu söyledi. İlker Gönen ise kimlik tespiti sırasında, evli ve üç çocuklu mesleğinin ise doktor olduğunu belirtti.
‘PARA ALINMAK İÇİN EVRAK ÜZERİNDE OYNANIYOR’
Sanık Hemşire Hakan Doğukan Taşçı savunmasında, “Savunmamı yapacağım. Öncelikle tutuklandıktan sonra kendimi bizzat yaptığım bir iki işlemi söyledim, kabul ettim. Soruşturmanın başından itibaren tüm dürüstlüğümle cevap verdim. Doktor istemi olmadan ilaç istediğim yönündeki iddia doğru değil, talepleri de kabul etmiyorum. Sağlık meslek lisesi mezunuyum ve 10 yıldır yenidoğan bebek ünitesinde çalışıyorum. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Birinci Hastanesi’ne başladım. 5-6 ay orada çalıştım sonra Florya Hastanesi’nde başladım sonra tutuklama oldu. Diğer sanıklardan, hepimiz sağlık sektöründe olduğumuz için çoğumuz birbirimizi tanıyoruz. Whatsapp grubu bile var sağlıkla ilgili. Can Polat Yıldırım’ı Reyap Hastanesi’nden tanıyorum. Ceylan Çetin’i tanımıyorum. Deniz Korkmaz’ı tanıyorum kendisi arkadaşım olur. Fırat Sarı’yı Reyap Hastanesi’nden tanıyorum. Evrak üzerinde daha fazla para almak için oynamalar yapılıyor. Her sene bu hastaneler denetleniyor. Benim bir kuruş fazla para kazandığım yoktur. Yoğun bakımda gece bilakis doktor durmuyor. Acil müdahale olması gerektiğinde biz müdahale ediyoruz. Etmediğimiz zamanda sen nasıl müdahale etmezsin diyerek suçlamalar var dosyada” dedi.
‘HASTANE SAHİPLERİ PARA KAZANMAK İSTER’
Taşçı, “Her hastane sahibi para kazanmak ister. 20 hastadan bahsettikleri, daha fazla para kazanmak istedikleri için Fırat Sarı’ya bahsediyorlar. Sevkiyatı yapılan bebek, sevkiyatını doktor Sarı’nın yaptığını biliyorum. Yoğun bakımdan birinin gelene kadar kayıt açılmayacağını söyledim. Aileden fazla para alınma muhabbeti oldu. Fırat Sarı aileye, total fiyat 30 bin lira demiş, hastaneye 20 bin lira ödüyor. Komisyonu Sarı, kendisine alıyor. Olay duyulduğunda Fırat Sarı, olay üzerime kalmasın, hastane yönetimi duymasın şeklinde talimat verdi. ‘Ölürse başımıza sıkıntı olacak’ mesajlaşmalarına karşı şunu söylemek isterim, gelen hasta bebek yabancı uyrukluydu ve doğuştan kalp rahatsızlığı vardı. Bu nedenle, hastanın sevk edilmezse öleceğini belirttim. Mesajlaşmada, bu durumdan bahsediyordum. Denetim sırasında kimseden emir, bir talimat almadım. Orada arkadaşımla sohbet ediyorum olay bu şekilde” ifadelerini kullandı.
‘İYİ VE KÖTÜ HASTA ŞABLONU VAR’
Hemşire Taşçı, “Buradan kafamıza göre bir hasta listesi belirledik, bu çocuk nasıl bir şey mesajı üzerine, basamak listesi hasta şablonu ve kötü hasta şablonu var, bizden yazılı istemiyorlardı. Bunlar gerçeğe aykırıydı. Biz sadece çarşaf listesi yapıyorduk. SGK’ya bildirmiyorduk. Hasta 5 günlük entübe iken 10 günlük gösterilmiş. Hasta üç günlük entübe ise SGK daha fazla para öder. O yüzden SGK’dan para almak için daha fazla entübe yazıyorduk. Bebeklerin kullandığı bir ilaç. Akciğer gelişimi sağlamak için kullanması gerekiyor. Bu ilaçların fazlalığı oluyordu. Bu ilaçları hastaya vermemek gibi bir şey olmuyordu. Bu ilaçlar için SGK 9 bin 500 lira ödeme yapıyor. Toplu alınca daha fazla para kazanıyor hastane. Bu ilaçlar dolapta birikiyordu, hastaya verilmiyordu. İlaçların çöpe gideceğine satılması konusunda Fırat Sarı ile konuştuk. Hasan, hastaneden paraları topluyordu bizde satışları yapıyorduk. Reyap Hastanesi, TRG Hastanesi’nden alındığını söyleyebilirim ama özellikle şu kişiden alınıyordu diyemem. SGK’yı dolandırmak gibi bir amacım yok” diye konuştu.
‘BORÇ YÜZÜNDEN ÖLEN ÇOCUĞUN NAŞI VERİLMEDİ’
Mahkeme Başkanının, ’14 hastam var. Biraz hasta mı beklersek diye konuşmuşsun’ mesajını hatırlatması üzerine, Taşçı, “Bekleyen kişi ben değilim. Birim sorumlusu olduğum için söylüyorum. Yoğun bakıma bir hasta geldiğinde, aileye doktor olmadan bilgi veriyordum. Aile de bana doktor diye hitap ediyordu. Ben de doktor değilim demiyordum. Türkmen hastaydı. 500 bin lira ameliyat parası vardı. Aile, parası olmadığı için ameliyatı kabul etmedi. Bir hafta yaşardı, ama şans eseri 1 haftadan fazla yaşadı. Hastanın kullandığı ilaçlar ve hastane yönetimiyle Fırat Sarı, ‘Bu çocuk zaten ölecek, bu kadar ilaç kullanmaya ne gerek var?’ dedi. Ancak 44 gün yaşadı. Çocuk öldükten sonra, Çocuğun babaannesi aradı, ‘Bebeğin naaşını vermediler’ dedi. İçeride ödeme olduğunu, ödenmedikçe naaşını vermeyeceklerini söylediler. Ben de şok oldum, hastane yönetimiyle konuştum ve onlara yardımcı oldum. Çocuğun naaşını verdiler” dedi.
‘YOĞUN BAKIMA USULSÜZ SEVK’
Taşçı, “Yoğun bakım ne kadar doluysa hastane o kadar para kazanıyor, tabii ki bu yüzden hastaneleri doldurmamızı istiyorlar. Bu durumu da usulsüz sevk ya da fazladan yatışla yapıyorduk. SGK’dan biraz daha para kazanmak için. Mert ile sık sık iptal edilen taburcularla ilgili tartışıyorduk. Fırat Sarı’ya ‘Doğukan hırsızlık yaptı’ dedim. İlaç kaybolmuştu, Fırat Sarı bana söyledi. Bebek ilaçları kayıptı, ama öyle bir durum olmadı. Fırat Sarı ile konuşurken Mert’i 112’ye şikayet ettim. Usulsüz bebek sevkleriyle ilgili, mesela Kaya Bebek, ihmali olan bebeklerle ilgili. Doktor olmayan yerde kanıta da ihtiyaç yok. Elimdeki videoyu zaten sundum. Birinci Hastanesi’nin sürekli akciğer filmi bozuluyordu. Hastayı takip ederken filmini çekemiyorduk, bu kötü bir şey. Fırat Sarı bana ‘Hasta yok, doldur’ diyordu. Fırat Sarı, bir günde doldurmamı istiyor. Ne kadar çok hasta, o kadar para demek” dedi.
‘ÇEK FİŞİ GİTSİN DENİLDİ’
Taşçı, “Bazen doktor Şehmuz Çelik adıyla hasta kabul ediyorum. Kaya Bebek ile ilgili, ‘Çocuk gözümün önünde öldü’ sözlerimin üzerine, Gece 3 civarı Batuhan Çelik aradı, arkadaşım, ellerinde bebek olduğunu ve doktora ulaşamadığını, doktorun ‘çek fişi gitsin’ dediğini söyledi. Rıza Hocaymış doktor, ama tanımıyorum, çocuk doktoru olarak biliyorum. Hasta kötüydü, ben de telefondan yardımcı olmaya çalıştım. O bebek öldü. Aileye böyle bir durum olmadığı gibi gösterdiler. Batuhan hemşire yardımcısıydı, arkadaşımdı. Ama o değil, doktorun müdahale etmesi gerekiyordu” şeklinde konuştu.
‘HASTANELER NASIL DENETİMDEN GEÇİYOR’
Taşçı, “Hastane yönetimi, ölen kişinin ölüm saatini biraz ileriye çekmemi söyledi. Sebebi de hastanede doktor yoktu. Şehmus bey bu duruma tepki gösterdi. Şehmus beyin çoğu hastadan haberi yoktu. Hastaneye kim yatmış, kim gelmiş çoğu zaman haberi olmuyordu. Ben Birinci Hastanesi’nde 6 ay sigortalı çalıştım. Benim çalıştığım dönemde hiçbir bebek ölmedi. Bir usulsüzlük varsa evet kabul ettim. Epikrizi sadece şablon olarak yazıyorduk. Şablonu da maksimum 5-6 kez olmuştur. Şablonlar da doğru yazılmıyordu. Hastanenin yoğun bakım odası 3’üncü basamaksa daha çok hasta gösteriyorduk. Entübe olarak gösterdiğimizde bebek otomatik olarak 3’üncü basamak oluyordu. Entübe olarak hasta gösteriliyordu ama bu hastanın neden akciğer filmi yok diyerek geri dönüş olmuyordu. Hastaneler nasıl denetimden geçiyordu. Hastaların sevk sürecinde, kendi anlaşmalı oldukları hastanelerden sevki oluyordu. Örnek olarak A hastanesi dolması gerekirken B hastanesinin yoğun bakımı dolduruluyordu bu durumda para vermemek mümkün değildir diye düşünüyorum. İlker Gönen, daha çok hastaların genel durumu ile ilgilenirdi. Doktordan gizli, epikriz yazılamaz” ifadelerini kullandı.
‘DURUŞMA ERTELENDİ’
5 gün sürecek duruşmanın ilk celsesi Taşcı’nın savunmasını tamamlamasının ardından sona erdi. Mahkeme duruşmayı, yarın sabah saat 10.00’a erteledi. Yarın yapılacak duruşmada sanıklar savunma yapmaya devam edecek.
İddianame:
İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘Nitelikli dolandırıcılık’, ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez uygulanmak üzere ‘Resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
==========
2- TİCARET BAKANI BOLAT, BAĞDAT’TA TÜRK MÜTEAHHİTLERLE BİR ARAYA GELDİ
Ahmet YEŞİLMEN- Ömer HASAR/ BAĞDAT, (DHA)-TİCARET Bakanı Ömer Bolat ve Irak Ticaret Bakanı Atir el-Gireyri ve Irak İmar ve İskan Bakanı Bengin Rekani ile Irak’ta iş yapan Türk müteahhitleriyle bir araya geldi. Toplantıda konuşan Bolat, “Türkiye’nin son 40 yıldaki dışa açık büyüme modelindeki ilerlemesinde Irak’ın katkısı her zaman için çok büyük olmuştur. Kendilerine müteşekkiriz” dedi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Irak Ticaret Bakanı Atir el-Gireyri ve Irak İmar ve İskan Bakanı Bengin Rekani ile birlikte Bağdat’ta Türk müteahhitlerle bir araya geldi. Toplantıda konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “İki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi ve Irak’ın büyük kalkınma-yatırım, reform ve modernleşme çabalarında Türkiye’nin daha fazla yer alması konusunda gerçekten görüş birliğimiz vardı. Irak’ın son yıllardaki ekonomik istikrarı ve ekonomik güçlenme ve kalkınma yolundaki ataklarını takdirle izliyoruz. Gerçekten destekliyoruz. Bu anlamda biliyoruz ki; Irak için iyi olan Türkiye için de iyidir. Bizim her alanda, sadece ekonomi alanında değil, askeri, savunma, güvenlik, enerji, ticaret, turizm, yatırım ve bütün bu alanlarda Irak ile lojistik ve taşımacılık alanlarında mükemmel ilişkilerimiz var. Türkiye’nin son 40 yıldaki dışa açık büyüme modelindeki ilerlemesinde Irak’ın katkısı her zaman için çok büyük olmuştur. Kendilerine müteşekkiriz” diye konuştu.
‘KALKINMA YOLU PROJESİNE TALİBİZ’
Programda konuşan Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren ise, “Irak’ın ihtiyacı olan altyapı projelerini yakından takip etmekteyiz. Bu kapsamda Basra’dan Türkiye sınırına kadar uzanacak, stratejik öneme sahip kara ve demir yolu koridorunun inşasına yönelik ‘Kalkınma Yolu Projesi’nde yer alma hususundaki isteğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum. Irak’ı önemli bir ulaşım merkezi haline getirecek ve sürdürülebilir kalkınma için temel oluşturacak söz konusu kalkınma yolu projesinin yanı sıra, önümüzdeki dönemde ülkede hayata geçirilmesi planlanan; Bağdat metro ve çevre yolu projeleri ile hastane, okul, konut ve enerji üretim hatları ile birlikte turizm tesisleri kurulacak. Su altyapısı, arazi ıslahı, su arıtma, sulama ve baraj projelerine Türk müteahhit firmaları olarak talip olduğumuzu ve Irak’ın ekonomisine katkıda bulunmak istediğimizi de tekrar belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü:
Toplantıdan detaylar
Ömer Bolat konuşma
TMB Başkanı konuşma
Toplantıdan detaylar
=======
3- TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ VE MİLLETVEKİLLERİNDEN ‘YENİDOĞAN ÇETESİ DAVASI’ AÇIKLAMASI
Uğur ŞAHİN- Baran AKKAYA-Fırat ALKIZ/İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL’da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen’in aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 47 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Mahkemenin baroların davaya katılma taleplerini reddetmesi üzerine konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, “Türkiye Barolar Birliği’nin ve barolarımızın katılma taleplerinin kabul edilerek daha etkin, daha şeffaf bir yargılama sürecinin hayata geçirilmesi suretiyle istisnasız tüm sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması için buradaydık” dedi. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile İYİ Parti Grup Başkanvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu ile İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turan Çömez de basın açıklaması yaptı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan yenidoğan çetesi davasına katılma taleplerinin reddedilmesiyle ilgili Bakırköy Adliyesi önünde açıklama yaptı. Sağkan, “Bugün ilk duruşmada beklentimiz çocukların yaşam hakkının söz konusu olduğu bir dava dosyasında Türkiye Barolar Birliği’nin ve barolarımızın katılma taleplerinin kabul edilerek daha etkin, daha şeffaf bir yargılama sürecinin hayata geçirilmesi suretiyle istisnasız tüm sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması için buradaydık. Tabi ki hukuk kurumlarını temsil ediyoruz, masumiyet karinesi lekelenme hakkı gibi evrensel hukuk kurallarını hiçbir zaman yok sayarak hareket etmedik. Her zaman da bu kurallara son derece saygı gösterdik. Ancak baroların katılma taleplerinin kabul edilmemesi halinde gerçekten bir yargılamada hakkaniyetle karar verilmesinin mümkün olmadığını da çok ama çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘KATILMA TALEBİMİZ REDDEDİLDİ’
İstanbul Barolar Birliği Başkanı İbrahim Kaboğlu, “Dava sürecine katılım talebinde bulunduk ama bu talebimiz bu isteğimiz reddedilmiş bulunuyor. Kuşkusuz diğerlerinin de katılım isteği haklıydı ama biz İstanbul Barosu olarak İstanbul’da görev yapan bir baro olarak Bakırköy Ağır Ceza mahkemesinin bakmakta olduğu bir davaya katılım talebimizin kabul edilmesi çok daha önemli olacaktı. Bu talebimizle aslında böyle bu denli büyük bir davaya katkıda bulunacaktık, İstanbul Barosu’nun birikiminin dikkate alınarak adil yargılanma hakkının gereklerinin gerçekleşmesine katkı sağlayacaktık. ” dedi.
‘DAVAYI İZLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da duruşmanın görüldüğü Bakırköy Adliyesi’ne geldi. Adliyeye girmeden önce açıklama yapan Özdağ, “Sanırım bugün Cumhuriyet tarihinin en iğrenç davalarından biri başlamış bulunuyor. İçeride iddianamede doğrultusunda yürüyen bir dava var; ancak soruşturmanın tam anlamıyla tamamlandığı konusunda toplumun haklı olarak ikna olmadığını görüyoruz. Zafer Partisi olarak, bu davayı ilk günden bu yana dikkatle izliyoruz ve bundan sonra da bir heyetle izlemeye devam edeceğiz” dedi.
‘TÜRKİYE’DE ARTIK BU ACILARIN YAŞANMAMASI LAZIM’
İYİ Parti Grup Başkanvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu, “Mahkeme salonundaydım. Süreç tarafımızdan da takip ediliyor. Birçok siyasi parti STK’lar, mahkeme sürecini takip ediyorlar. Az önce de söylediğim gibi İYİ Parti olarak hem sabah saatlerinde ben buradaydım öğleden sonra da diğer grup başkanvekilimiz gelecek ve süreci sonuna kadar takip edeceğiz ve Türkiye’de artık bu acıların Türkiye’de bu trajedilerin Türkiye’de bu skandalların yaşanmaması lazım” şeklinde konuştu.
‘HERKES HUKUKUN TESİS EDİLMESİ İÇİN MÜCADELE ETSİN’
İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ise, “Bu dava Türkiye’de olduğundan çok daha fazla yurtdışında izleniyor ve modern dünya böyle bir vahşetin böyle bir alçaklığın böyle bir soygunun nasıl olduğunu veya olabileceğini anlamaya çalışıyor. Adım adım takip ediyorum. Onun için diyorum ki hep beraber bu ülkeyi seven herkes, çocukları seven ülkesini bayrağını milletini toprağını seven ve hukuka bağlı olan herkes bu davayı takip etsin ve bu davada hukukun tesis edilmesi için mücadele etsin.” ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü
——————
-TBB Başkanı Erinç Sağkan’ın konuşması
-İstanbul Barolar Birliği Başkanı İbrahim Kaboğlu’nun konuşması
-Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın konuşması
-İYİ Parti Grup Başkanvekili Mehmet Satuk Buğra Savuncu
===========
4- TUTUKLU SANIK TAŞÇI: FIRAT SARI ‘HASTA YOK DOLDUR’ DİYORDU
Leyla YILDIZ / İSTANBUL, (DHA) – İSTANBUL’da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen’in aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 47 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Bakırköy Adliyesi, 21. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nda görülen ilk duruşmada hemşire olarak görev yapan Hakan Doğukan Taşçı savunma yapmaya başladı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirten Taşçı, “Hasta 3 günlük entübe ise SGK daha fazla para öder. O yüzden SGK’dan para almak için daha fazla entübe yazıyorduk. ” dedi.
İstanbul’da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen’in aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 47 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. 22’si tutuklu 47 sanığın hakim karşısına çıktığı duruşmada hemşire Hakan Doğukan Taşçı savunma yapmaya başladı.Taşçı savunmasında, “Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum” dedi. Taşçı savunmasına devam ediyor.
‘HAKKIMDAKİ SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM’
Sanık Hemşire Hakan Doğukan Taşçı savunmasında, “Savunmamı yapacağım. Öncelikle tutuklandıktan sonra kendimi bizzat yaptığım bir iki işlemi söyledim, kabul ettim. Soruşturmanın başından itibaren tüm dürüstlüğümle cevap verdim. Doktor istemi olmadan ilaç istediğim yönündeki iddia doğru değil, talepleri de kabul etmiyorum. Sağlık meslek lisesi mezunuyum ve 10 yıldır yenidoğan bebek ünitesinde çalışıyorum. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Birinci hastanesine başladım. 5-6 ay orada çalıştım sonra Florya Hastanesinde başladım sonra tutuklama oldu. Diğer sanıklardan, hepimiz sağlık sektöründe olduğumuz için çoğumuz birbirimizi tanıyoruz. Whatsapp grubu bile var sağlıkla ilgili. Can Polat yıldırımı Reyap Hastanesinden tanıyorum. Ceylan Çetin’i tanımıyorum. Deniz Korkmaz’ı tanıyorum kendisi arkadaşım olur. Fırat Sarı’yı Reyap Hastanesinden tanıyorum. Evrak üzerinde daha fazla para alınmak için oynamalar yapılıyor. Her sene bu hastaneler denetleniyor. Benim bir kuruş fazla para kazandığım yoktur. Yoğun bakımda gece bilakis doktor durmuyor. Acil müdahale olması gerektiğinde biz müdahale ediyoruz. Etmediğimiz zaman da ‘Sen nasıl müdahale etmezsin’ diyerek suçlamalar var dosyada” ifadelerini kullandı.
‘FIRAT SARI KOMİSYONU KENDİSİ ALIYOR’
Taşçı, “Her hastane sahibi para kazanmak ister. 20 hastadan bahsettikleri, daha fazla para kazanmak istedikleri için Fırat Sarı’dan bahsediyorlar. Sevkiyatı yapılan bebek, sevkiyatı doktor Sarı’nın yaptığını biliyorum. Yoğun bakımdan birimim gelene kadar kayıt açılmayacağını söyledim. Aileden fazla para alınma muhabbeti oldu. Fırat Sarı aileye, total fiyat 30 bin TL demiş hastaneye 20 bin lira ödüyor komisyonu Sarı, kendisine alıyor. Olay duyulduğunda Fırat Sarı, ‘Olay üzerime kalmasın, hastane yönetimi duymasın’ şeklinde talimat verdi. ‘Ölürse başımıza sıkıntı olacak’ mesajlaşmalarına karşı şunu söylemek isterim, gelen hasta bebek yabancı uyrukluydu ve doğuştan kalp rahatsızlığı vardı. Bu nedenle, hastanın sevk edilmezse öleceğini belirttim. Mesajlaşmada bu durumdan bahsediyordum. Denetim sırasında kimseden emir ve bir talimat almadım. Orada arkadaşımla sohbet ediyordum olay bu şekilde” dedi.
‘İLAÇLAR DOLAPTA BİRİKİYORDU HASTAYA VERİLMİYORDU’
Taşçı savunmasında “Buradan kafamıza göre bir hasta listesi belirledik, ‘Bu çocuk nasıl birşey’ mesajı üzerine, basamak listesi hasta şablonu ve kötü hasta şablonu var bizden yazılı istemiyorlardı bunlar gerçeğe aykırıydı. Biz sadece çarşaf liste yapıyorduk. SGK’ya bildirmiyorduk. Hasta 5 günlük entübeyken 10 günlük gösterilmiş. Hasta 3 günlük entübe ise SGK daha fazla para öder. O yüzden SGK’dan para almak için daha fazla entübe yazıyorduk. Bebeklerin kullandığı bir ilaç. Akciğer gelişimi sağlamak için kullanması gerekiyor. Bu ilaçların fazlalığı oluyordu. Bu ilaçları hastaya vermemek gibi birşey olmuyordu. Bu ilaçlar için SGK 9 bin 500 lira ödeme yapıyor. Toplu alınca daha fazla para kazanıyor hastane. Bu ilaçlar dolapta birikiyordu, hastaya verilmiyordu. İlaçların çöpe gideceğine satılması konusunda Fırat Sarı ile konuştuk. Hasan, hastaneden paraları topluyordu biz de satışları yapıyorduk. Reyap Hastanesi, TRG Hastanesinden alındığını söyleyebilirim ama özellikle şu kişiden alınıyordu diyemem. SGK’yı dolandırmak gibi bir amacım yok” cümlelerini de kullandı. Şablonlar varsa ben hemşireye sadece çarşaf listesi yazarım. Aile, doktor ya da muhatap bulamayınca, aileye kendimizi doktor olarak tanıtıyorduk bilgi veriyorduk.” ifadelerine yer verdi.
‘BORÇ YÜZÜNDEN ÖLEN ÇOCUĞUN NAAŞI VERİLMEDİ’
Mahkeme başkanının ’14 hastam var. Biraz hasta mı beklesek diye konuşmuşsun’ sözü üzerine, Taşçı, “Bekleyen kişi ben değilim. Birim sorumlusu olduğum için söylüyorum. Yoğun bakıma bir hasta geldiğinde, aileye doktor olmadan bilgi veriyordum. Aile de bana doktor diye hitap ediyordu. Ben de doktor değilim demiyordum. Türkmen hastaydı. 500 bin lira ameliyat parası vardı. Aile, para olmadığı için ameliyatı kabul etmedi. Bir hafta yaşardı, ama şans eseri 1 haftadan fazla yaşadı. Hastanın kullandığı ilaçlar ve hastane yönetimiyle Fırat Sarı, ‘Bu çocuk zaten ölecek, bu kadar ilaç kullanmaya ne gerek var?’ dedi. Ancak 44 gün yaşadı. Çocuk öldükten sonra, çocuğun babaannesi aradı, ‘Bebeğin naaşını vermediler’ dedi. İçeride ödeme olduğunu, ödenmedikçe naaşını vermeyeceklerini söylediler. Ben de şok oldum, hastane yönetimiyle konuştum ve onlara yardımcı oldum. Çocuğun naaşını verdiler.” dedi.
‘FIRAT SARI ‘HASTA YOK DOLDUR’ DİYORDU’
Taşçı, “Yoğun bakım ne kadar doluysa hastane o kadar para kazanıyor, tabii ki bu yüzden hastaneleri doldurmamızı istiyorlar. Bu durumu da usulsüz sevk ya da fazladan yatışla yapıyorduk. SGK’dan biraz daha para kazanmak için. Mert ile sık sık iptal edilen taburcularla ilgili tartışıyorduk. Fırat Sarı’ya ‘Doğukan hırsızlık yaptı’ dedim. İlaç kaybolmuştu, Fırat Sarı bana söyledi. Bebek ilaçları kayıptı, ama öyle bir durum olmadı. Fırat Sarı ile konuşurken ‘Mert’i şikayet edeceğim’ dedim şikayette ettim, 112’ye şikayet ettim, usulsüz bebek sevkiyatlarıyla ilgili, mesela Kaya Bebek, ihmali olan bebeklerle ilgili. Doktor olmayan yerde kanıta da ihtiyaç yok. Elimdeki videoyu zaten sundum. Birinci hastanesinin sürekli akciğer filmi bozuluyordu. Hastayı takip ederken filmini çekemiyorduk, bu kötü birşey. Fırat Sarı sana ‘Hasta yok, doldur’ diyordu. Fırat Sarı, bir günde doldurmanı istiyor. Ne kadar çok hasta, o kadar para demek. 112 hasta geliyor, sürekli öyle para kazanılıyor, hastalar dolduruluyor” dedi.
‘ÇEK FİŞİ GİTSİN DENİLDİ’
Taşçı, “Doktor Şehmuz Çelik adını bazen doktor Şehmuz Çelik adıyla hasta kabul ediyorum. Kaya Bebek ile ilgili, ‘Çocuk gözümün önünde öldü’ sözlerimin üzerine, gece 3 civarı Batuhan Çelik aradı, arkadaşım, ellerinde bebek olduğunu ve doktora ulaşamadığını, doktorun ‘Çek fişi gitsin’ dediğini söyledi. Rıza Hocaymış doktor, ama tanımıyorum, çocuk doktoru olarak biliyorum. Hasta kötüydü, ben de telefondan yardımcı olmaya çalıştım. O bebek öldü. Aileye böyle bir durum olmadı gibi gösterdiler. Batuhan hemşire yardımcısıydı, arkadaşımdı. Doktorun müdahale etmesi gerekiyordu” şeklinde konuştu.
‘ÖRGÜT İÇİNDE BULUNMADIM’
Taşçı son savunmalarını yaparken, “10 yıldır sağlık sektöründe çalışıyorum. Hiçbir şekilde bir çocuğun zarar görmesini isteyecek ya da bir harekette bulunmadım. Hiçbir şekilde örgüt içinde bulunma, bilip de yardım etme konusunda bulunmadım. Aksi halde şikayetimi de yaptım belgeledim de maddi sıkıntı içinde olduğum sürede 2-3 kez ilaç satımında bulundum. Çoğu şeye iddianamede yer verildiğini düşünmüyorum. Oysaki bu hastaneler nasıl denetimden geçiyor, polis gittiğinde nasıl bir şey olmuyor, bu işten maddi bir menfatimiz yok neden tutuklamalar bizim tarafımızdan oluyor. Sadece bir telefon kaydı üzerinden bilirkişi raporu yapılıyor. Ben nitelikli dolandırıcılık suçundan 7 aydır tutukluyum. Nasıl olur örgüt yönetici benden 7 ay sonra tutuklanır. Ben resmim ‘Bebek katili’ olarak paylaşılıyor. Benim ailem var dışarıda. Hiç kimse bebek ölsün istemez” ifadeleri kullandı.
==========
5- ÖZGÜR ÖZEL: ESENYURT’TA DEMOKRASİ NÖBETİNE DEVAM ETME KARARI ALDIK
Kübra SONKAYA- Ulaşcan ÖZER/ İSTANBUL, (DHA)- CHP GENEL Başkanı Özgür Özel, Esenyurt İlçe binasında düzenlenen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından, Esenyurt Belediyesi’ne kayyum kararına ilişkin açıklama yaptı. Özel, “Ahmet Özer göreve dönene kadar örgütümüzün demokrasi mücadelesine ve demokrasi nöbetine devam etme kararı aldık. İddianameyi hazırlayın. Yargılamayı başlatın” dedi.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanması üzerine, Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı, Esenyurt CHP İlçe Binası’nda yapıldı. Toplantıya başkanlık eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel toplantının sona ermesinin ardından Cumhuriyet Meydanı’na geçti. Özel burada partililere hitap etti.
‘ESENYURT’TA BELEDİYE BAŞKAN VEKİLİ, BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ İÇİNDEN SEÇİLMELİDİR’
Özel, demokrasi nöbetine devam kararı aldıklarını belirterek, “Esenyurt’ta demokrasi nöbeti tutuyoruz. Demokrasi nöbetimizin 20’nci günündeyiz. En sonda söyleyeceğimi en başta altını çizerek vurgulayayım. Cumhuriyet Halk Partisi belediyesine kayyum yollanmasına, işgal edilmesine sessiz kalacak, birkaç gün tepki gösterip susacak, bunu unutacak, unutturacak, bu sürecin böyle gitmesini izin verecek ve teslim olacak bir parti değildir. Ahmet Özer göreve dönene kadar örgütümüzün demokrasi mücadelesine ve demokrasi nöbetine devam etme kararı aldık” dedi.
‘BU SÜRECE ESENYURT HALKININ YÜZDE 81’İ İTİRAZ EDİYOR’
Özel, Esenyurtluların kayyum atanmasına tepkili olduğunu vurgulayarak, “Bundan sonra da ne Cumhuriyet Halk Partisi ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ne de diğer belediyelerimiz Esenyurt’u bir dakika yalnız bırakmayacak ve sürekli bir elimiz ve gönlümüz Esenyurt’ta olacaktır. Biz nöbete devam kararı aldık. Bundan sonra her iki günden birinde burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir ili, bir il örgütü, bütün seçilmişleriyle il başkanı, ilçe başkanları, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, il ilçe yöneticileriyle her iki günde bir Esenyurt’ta olacaktır. Esenyurt’ta aksayan hizmetleri yerinde, mahalle mahalle anlatmaya devam edeceğiz. Biz yüzde 51 oyla seçildik. Ancak yapılan kamuoyu araştırmasında, 1 milyonluk Türkiye’nin en büyük ilçesinde bu işgali, belediye başkanımız Ahmet Özer’in gece yarısı operasyonuyla, şafak operasyonuyla, avukatsız aramalarla başlayan ve bugüne kadar gelen bu sürece Esenyurt halkının yüzde 81’i itiraz ediyor; yanlış buluyor” diye konuştu. Özel, “Ahmet Özer’in halen daha hakkındaki iddianame tamamlanmamıştır. Bu iddianamenin tamamlanmaması eldeki delillerle mahkemeye gidememenin mahcubiyetinden, zorluğundan kaynaklanmalıdır. İddianameyi hazırlayın. Yargılamayı başlatın. Artık Ahmet Özer’i serbest bırakın. Ahmet Özer suçsuzdur. Ahmet Özer tutuklu kalmamalıdır” diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
————-
-Meydandan görüntü
-Katılımcılardan görüntü
-Özgür Özel’in konuşması
-Genel ve detay görüntüler
===========
6- ESENYURT’TA TEKSTİL ATÖLYESİNDE YANGIN
Baran AKKAYA/İSTANBUL, (DHA)-ESENYURT’ta tekstil atölyesinde yangın çıktı. Yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürülürken dumandan etkilenen 2 kişi hastaneye kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan iki kişinin durumunun ağır olduğu öğrenildi.
Yangın, saat 18.30 sıralarında henüz belirlenemeyen bir nedenle Namık Kemal Mahallesi, Tonguç Baba Caddesi’nde bulunan 5 katlı binanın ilk 2 katınki tekstil atölyesinde çıktı. Çalışanların yoğun dumanı gören çalışanların ihbarı ile olay yerine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Tekstil atölyesinin yer aldığı binanın yakınındaki 5 bina tedbir amacıyla tahliye edildi. Yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürülürken, dumandan etkilenen 2 kişi olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan 2 kişinin durumunun ağır olduğu öğrenildi.
Görüntü Dökümü
Tekstil atölyesinin yanması
Olay yerine gelen ekipler
Sağlık ekiplerinin çalışması
Genel ve detay görüntüler