DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni – 6
1) BAKAN TEKİN: CHP’NİN MEVCUT YÖNETİMİ KENDİ TARİHLERİ İLE İLGİLİ HİÇBİR ŞEY BİLMİYOR
MİLLİ Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “CHP’nin mevcut yönetimi kendi tarihleri ile ilgili hiçbir şey bilmiyorlar ya da inkar ediyorlar. Eski 1940’lı yılları hatırlamıyorlar, hatırlamak istemiyorlar. Oraları hatırlattığım için çok rahatsız oluyorlar. Huzurları bozuluyor adeta” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bir dizi ziyaretler için Rize’ye geldi. Rize Valiliği’ni ziyaret eden Bakan Tekin, şeref defterini imzalamasının ardından makamda yetkilerle buluştu. Valilik ziyaretinin ardından Bakan Tekin, Güneysu ilçesine geçerek, AK Parti Güneysu İlçe Başkanlığı’nın 8’inci Olağan Kongresi’ne katıldı. Burada konuşan Bakan Tekin, “AK Parti iktidarı döneminde yapılan okulların tamamı birinci sınıf inşaat malzemeleri, birinci sınıf inşaat kalitesi ve projelendirmesi de öyle. Sadece bu değil okullarımız deprem konusunda, coğrafi koşullar konusunda standartların gerçekten üstünde okullar yaptık. Türkiye genelinde bir derslik başına öğrenci sayısını 20 kişilere düşürdük. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısını OECD ortalamalarına getirdik. Teknoloji konusunda Birleşmiş Milletler’in raporunda, ‘Tüm dersliklerinde akıllı tahta olan tek ülke Türkiye’ diyor. Şimdi ben bunları anlatıyorum, Cumhuriyet Halk Partisi bütçe görüşmeleri esnasında beni bu söylediklerimden dolayı eleştiriyor. Diyorum ki; eğitim teknolojileri ve eğitimin maddi altyapısı anlamında AK Parti öncesi ve AK Parti sonrası, milattan önce ve milattan sonra gibi duruyor. Sadece fiziki altyapı olarak değil aynı zamanda temel hak ve hürriyetler anlamında da AK Parti çok zor koşullarda devasa adımlar attı. Ben diyorum ki onlara o zaman, sizin hizmetten anladığınız şeyle temel hak ve hürriyetlerden anladığınız şeyler benimkiyle farklı” diye konuştu.
‘ESKİ 1940’LI YILLARI HATIRLAMIYORLAR, HATIRLAMAK İSTEMİYORLAR’
Dün Batman’daki programda yaptığı konuşmayı anımsatarak Cumhuriyet Halk Partisi’ni eleştiren Bakan Yusuf Tekin, “Dün Batman’da bazı açıklamalar yaptım. Özellikle dini, inanç ve ibadet hürriyeti bağlamında Adalet ve Kalkınma Partisi uygulamalarının evrensel laiklik uygulamasıyla bağdaştığını, örtüştüğünü ama bunu eleştiren Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin, laiklik algısının Türkiye’ye özgü kendine has, özgürlükçü olmayan bir laiklik anlayışı olduğunu iddia ettim. Bunu da örnekleriyle söyledim. Şimdi o günden beri sosyal medyada CHP sözcülerinin tamamı çıkmış açıklama yapıyorlar. Bu açıklamalardan şunu anlıyorum; CHP’nin mevcut yönetimi kendi tarihleri ile ilgili hiçbir şey bilmiyorlar ya da inkar ediyorlar. Eski 1940’lı yılları hatırlamıyorlar, hatırlamak istemiyorlar. Oraları hatırlattığım için çok rahatsız oluyorlar. Huzurları bozuluyor adeta” ifadelerini kullandı.
‘CHP’NİN LAİKLİK ANLAYIŞIYLA BENİMKİNİN ÖRTÜŞMESİ MÜMKÜN MÜ’
CHP’nin 2008’de Anayasa Mahkemesi’ne başörtüsü ile ilgili iptal başvurusunun gerekçelerine değinen Bakan Tekin, “2008’de Cumhuriyet Halk Partisi, Anayasa Mahkemesi’ne başörtüsü ile ilgili iptal başvurusunun gerekçelerine bir bakalım. Başörtüsüne özgürlük düzenlemenin anayasaya aykırı olduğunu niye iddia etmişler. 3 tane ana gerekçeleri var. Anayasanın ilk 3 maddesindeki kavramsallaştırmalara başvuruyorlar. ‘Başörtüsüne özgürlük getirmek toplumun huzurunu bozar’ diyorlar. İkinci olarak diyorlar ki ‘Başörtüsüne özgürlük getirmek anayasanın başlangıç kısmında ifade edilen genel ruha aykırıdır.’ Üçüncüsünde de diyorlar ki, ‘Anayasada tanımlanan, anayasada ilk 3 maddede yer verilen laiklik ilkesine aykırıdır.’ Şimdi merak ediyorum. 2008 yılında başörtüsünün anayasanın laiklik ilkesine aykırı olduğunu iddia eden Cumhuriyet Halk Partisi’nin laiklik anlayışıyla benimkinin örtüşmesi mümkün mü? Ya da Anadolu insanın laiklik anlayışıyla örtüşmesi mümkün mü? Ben şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’nde bu söylemimizi eleştiren, AK Parti’nin bu anlamda yaptığı özgürleştirici hamleleri eleştiren kişilere bir soru sormak istiyorum o zaman. İnsanlarının çocuklarının kızlarının başlarını örterek üniversitede okuması anayasanın ilk 3 maddesine aykırı, peki üniter devleti tartışmaya açan bir siyasi parti ile koalisyon yapmak, anayasanın ilk 3 maddesine aykırı mıdır, değil midir?” dedi.
‘TÜRK İNSANLARININ TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİNİ, ÖLÜMÜNE SAVUNACAĞIM’
Eleştirilere cevap veren Bakan Tekin, “Onlara kendi adıma Anayasanın başlangıç kısmını son cümlesiyle cevap vermek istiyorum. Anayasanın başlangıç kısmının sonu ‘Bu anayasayı demokrasi aşığı Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ediyorum’ diyor; ben işte oyum arkadaşlarım. Demokrasi aşığı vatan ve millet sevdalısı bir Türk evladıyım. O yüzden de Türk vatandaşlarının, Türk insanlarının temel hak ve hürriyetlerini, ölümüne savunacağım. ‘Sizin değerlerinizi, sizin geleneklerinizi, benim içinden çıktığım toplumun geleneksel yapısını, geleneklerini çocuklarımıza, gelecek kuşaklarımıza öğretebilmek için milli birlik ve beraberliğimizi gelecek kuşak çocuklarımızın savunmasını sağlamak için, örfümüze, adetlerimize sahip çıkan bir toplum yetiştirebilmek için ve üniter devlet yapımıza, bağımsızlığa, demokrasimize, Cumhuriyetimize sahip çıkabilecek bir kuşak yetiştirsin’ diye bu mücadeleyi yürütmeye devam edeceğim” diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
———————–
– Valilik ziyareti
– Kongre detayları
– Bakan Tekin’in açıklamaları
Haber-Kamera: Mehmet Can PEÇE/RİZE,(DHA)
======================================
2) BAKAN TUNÇ: HEDEFİMİZ YENİ BİR ANAYASA
ADALET Bakanı Yılmaz Tunç, yargı reformu strateji belgesinin önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklayacağını belirterek, “Şimdi hedefimiz yeni bir anayasa. Demokratik, sivil, katılımcı bunca değişikliğe rağmen hala da o vesayetçi ruhu taşıyan, birtakım çelişkilere ve tartışmalara yol açan tüm maddeleri ortadan kaldıracak, milletimizin temsilcileri tarafından yapılan milletvekillerimiz tarafından yapılıp milletimize onaylatılan bir toplum sözleşmesini inşallah hayata geçirmek nasip olur dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Bartın Merkez İlçe 8’inci Olağan Kongresi’ne katıldı. Bartın Kültür Merkezi’nde düzenlenen kongreye, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, AK Parti İl Başkanı Yaşar Arslan, Ulus Belediye Başkanı Hasan Hüseyin Uzun, Abdipaşa Belediye Başkanı Yaşar Dönmez, Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Bozkurt ve teşkilat üyeleri katıldı. Kongrede salonunu dolduran partililere seslenen Bakan Tunç, AK Parti’nin 22 yıldan bu yana iktidarda kalmasının Cumhuriyet tarihine geçen bir rekor olduğunu söyleyerek, “Dünya siyaset tarihinde de görülmemiş bir başarı. Yüzde 85 katılımla defalarca seçim kazanan ve 22 yıl boyunca iktidarda kalabilen dünyada başka bir parti yok, lider yok. Nice Amerika başkanları değişir. Nice Almanya, İngiltere başbakanları hepsi değişti defalarca. Ama Türkiye’de milletimiz Recep Tayyip Erdoğan’dan vazgeçmedi. Cumhur İttifakı ile beraber daha uzun yıllar ülkemize eserler kazandırmaya devam edeceğiz. Milletimizin refahı için çalışmaya devam edeceğiz. Bir taraftan vesayetçi anlayışla şu geçtiğimiz 22 yıl boyunca mücadele etmeye çalıştık, diğer yandan da ülkemizin 81 vilayetinde hiçbir ayrım yapmadan yatırımlarla donattık. Bundan bütün illerimiz nasibini aldı doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle hiçbir ayrım yaptık mı? Her yere havalimanı, her yere üniversite, otoyollar, duble yollar, barajlar, tüneller, hızlı trenler saymakla bitmez diye konuştu.
‘EĞER BİZ ASKER GÖNDERMESEYDİK, TERÖR DEVLETİ KURULACAKTI’
Bakan Tunç, konuşmasında CHP’yi eleştirerek şöyle devam etti:
“Geçen 5 yılda çevremizdeki savaşlar, Rusya-Ukrayna savaşı ekonomimizi etkiledi. Güneyimize bir terör devleti kurmak için küresel güçler harekete geçti, onu engelledik. Fırat Kalkanı’yla, Zeytin Dalı Harekatı’yla engelledik. 30 kilometre derinlikte terörü oradan sildik. O mücadelemiz devam edecek. Doğu Akdeniz işgal edilmeye başlanmıştı, Libya ile mutabakat yaptık. Tüm bunları Meclis’te asker gönderme tezkereleri ve o anlaşmalara muhalefetin hayır oylarına rağmen gerçekleştirdik. Eğer biz muhalefetin dediğini yapsaydık. Suriye’de ne işimiz vardı? Askerimiz niye oraya gidiyor demişti değil mi ana muhalefet? Göndermeseydik orada PYD, PKK terör devleti kurulmuş olacaktı. O terör devletinin ne için kurdurulduğunu, o küresel güçlerin hangi amaçla orada bir terör devleti kurmak istediklerini artık görüyoruz. İsrail’in güvenliğini sağlamak için, bölgedeki enerjiye hakim olabilmek için ve sonrasında da Türkiye’yi terör örgütü tehdidiyle zor durumda bırakmak için çalıştıklarını, çabaladıklarını görüyoruz. Eğer biz muhalefetin Suriye’de ne işimiz var göndermeyelim askeri dediğine itibar edip göndermeseydik bugün orada terör devleti kurulacaktı. Azerbaycanlı kardeşlerimize yardıma koştuk. 30 yıldan bu yana süren Ermeni işgalini sona erdirmekte onlara destek olduk. Ama bu ülkenin ana muhalefeti çıktı ve Recep Tayyip Erdoğan Azerbaycan’a ‘Cihatçı gönderiyor’ diyebildi. İşte bunlar bu kadar Türk dünyasından uzak siyasetçiler. İşte bu nedenle milletimizden itibar göremiyorlar. Rusya-Ukrayna savaşı çıktığında muhalefet dedi ki Batı, Ukrayna istiyor. Dolayısıyla bizim de orada yerimizi almamız lazım. Ama Cumhurbaşkanımız dedi ki; ‘Komşularımızın yaptığı savaş, en çok zarar gören biz oluruz. Bizim onları barıştırmamız lazım’ dedi. Ara buluculuk rolü üstlendik ve Birleşmiş Milletlerin takdirini topladık. ‘Bölgemizdeki savaşlar, ülkemizin aleyhine olur’ dedik. Savaş değil, barış dedik. Dolayısıyla dış politikada hakkaniyeti savunan, adaleti savunan, mazlumun hakkını savunan bir politikaydı.
İNSANLIK ÖNÜNDE HESAP VERECEKLER
Filistin’deki mazlumun hakkını, hukukunu daha çok savunacaklarını ifade eden Bakan Tunç, “Uluslararası hukukta Uluslararası Adalet Divanı’nın nezdinde, yine Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin elinde hukuki süreç takip ederek orada katledilen, orada şehit edilen çocukların, kadınların hesabını, uluslararası hukuk önünde de o soykırımcılardan sorulmasını sağlayacağız. Onlar bu dünyada hesap verecekler. İnsanlık önünde hesap verecekler ve öbür dünyada da zaten hesaptan kaçmaları, ilahi adaletten kurtulmaları da mümkün olmayacaktır dedi.
YARGI MİLLETİN YARGISI OLDUĞU İÇİN HAZMEDEMİYORLAR
Yargıya yönelik eleştirilere de değinen Bakan Tunç, şunları söyledi:
“15 Temmuz darbe kalkışmasında eğer biz hukukun üstünlüğünü esas alan bir yargı sistemini tesis etmeseydik, geçmişte 367 krizini çıkaran yargı sistemi, 12 Eylül’de darbecilerin yanında duran bir yargı sistemi. 28 Şubat’ta darbeciler karşısında cübbelerine yerlere seren, onların karşısında hazır olda duran bir yargı sistemi. Eğer ülkemizde 27 Mayıs’ta Adnan Menderes’i, bakanları idama mahkum eden bir yargı sistemi hakim olsaydı, 15 Temmuz’da bu millet darbecilere karşı başarılı olabilmesi mümkün olabilir miydi? İşte milletimizle beraber o gece evlerinde oturmayan, adliyelere koşan, o vatan hainlerine karşı yakalama kararları çıkaran, gözaltı kararları çıkaran ve onları yargı önünde hesap vermelerini sağlayan bir yargı sistemimiz var. Bugün hazmedilemeyen de bu. Her gün adalete, hukuka yönelik, her gün yargıya yönelik saldırıların sebebi budur. Vesayetçi anlayışı özleyenler, Yassıada yargısını özleyenler, geçmişte yargıyı kendilerine arka bahçe yapanlar bugün yargı milletin yargısı olduğu için hazmedemiyorlar ve sürekli saldırmaya çalışıyorlar. Biz o saldırılara kesinlikle müsaade etmeyiz. Adalet sistemi konusunda aldığımız mesafeyi daha ileriye taşıyacak, önümüzdeki günlerde yargı reformu strateji belgemizi de Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak ve özellikle toplumu huzursuz eden suç ve suçluyla mücadeledeki kararlılığı ortaya koyan yeni düzenlemeleri inşallah hayata geçireceğiz. Geçtiğimiz 22 yıl boyunca özellikle reform süreci kapsamında kanunlarımızın hemen hemen tamamını değiştirdik, yeniledik. Vatandaşlarımızın ihtiyacına uygun hale getirmenin gayreti içerisinde olduk. Ve Anayasamızda da çok önemli reformlar yaptık, hak arama yollarını genişlettik. Kadın hakları, çocuk hakları, çocukların korunması ve engelli hakları, yaşlı hakları bunlar sadece anayasa değişiklikleriyle yaptığımız reformlar, biz aynı zamanda hayata da geçirdik, icraata da dönüştürdük. Temel hak ve özgürlükleri daha güçlendirdik, daha da tahkim ettik. Hukuk devleti ilkesini güçlendirdik. Bir daha bu ülkede darbeler olmasın, bu ülkede vesayetçi anlayış milletin önünü bir daha kesmesin diye Anayasamızda önemli yapısal reformlar yaptık. Hakimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Yüksek Askeri Şura, Milli Güvenlik Kurulu tüm bunların yapısını demokratik ilkelere uygun hale getirdik. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı. Kaldırdık sizin onayınızla, milletimizin desteğiyle. Sıkıyönetim gerektiğinde ilan edilebilir diye bir madde vardı Anayasada. Bunların hepsi milletin evet oylarıyla değişti. Anayasadaki vesayetçi ruhu ortadan kaldırmak için çok çalıştık. Milletimiz buna destek verdi. Ve şimdi hedefimiz yeni bir anayasa. Demokratik, sivil, katılımcı bunca değişikliğe rağmen hala da o vesayetçi ruhu taşıyan, birtakım çelişkilere ve tartışmalara yol açan tüm maddeleri ortadan kaldıracak, milletimizin temsilcileri tarafından yapılan milletvekillerimiz tarafından yapılıp milletimize onaylatılan bir toplum sözleşmesini inşallah hayata geçirmek nasip olur. Türkiye yüzyılına da bu yakışır. (DHA)
Görüntü Dökümü
———————–
-Bakan karşılama
-Selamlaşma
-Salondan görüntüler
-Bakan Tunç konuşması
Haber-Kamera: Ali Sencer ARSLAN/BARTIN, (DHA)
===========================================
3) CHP’Lİ BAKAN: YASA DIŞI GÖÇÜN İRAN’DA DURDURULMASI İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATILMALI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, “Türkiye’nin yasa dışı göçün İran’da durdurması için derhal çalışma başlatılmalı” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan başkanlığında CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz ve Göç Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Nuray Ekşi, İran’a sınır olan illerindeki yasa dışı göçmen ticaretini araştırmak üzere Van’a geldi. CHP Van İl Başkanı Seracettin Bedirhanoğlu ve partililer tarafından karşılanan Bakan, göç politikalarıyla ilgili görüş ve önerilerini yaptığı basın açıklamasıyla paylaştı.
Göç Politikaları Kurulu oluşturduklarını söyleyen Bakan, Türkiye’deki göç meselesinin en önemli ulusal güvenlik sorunlarından biri olduğunu düşündüklerini belirtti. İki gündür bölgede akademisyenler, gazeteciler ve vatandaşlarla görüşmeler yaptıklarını ifade eden Bakan, yasa dışı geçişlerin hala devam ettiğini öne sürdü. Çalışmalarını Ağrı, Gaziantep, Kilis, Hatay ve diğer sınır bölgelerinde sürdüreceklerini kaydeden Murat Bakan, “Türkiye’de hala göçmen akışı devam ediyor. Sınır güvenliğinizi sağlamadığınız sürece buradan birilerini başka yerlere göndermeniz hiçbir şey ifade etmez. 13-14 defa deport edilmiş, tekrar Türkiye’ye girmiş yasa dışı göçmenler var. İran sınırından gönderiyorsunuz, İran tekrar gönderiyor” diye konuştu. Göçmen geçişleriyle ilgili İçişleri, Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlıklarını soru önergesi verdiğini belirten CHP’li Bakan, “Kış koşulları Afgan göçünü hızlandıracaktır. İran’ın kendi ülkesindeki 2 milyon Afganistanlı deport etme işlemi de bunların Türkiye’ye gelişini hızlandıracaktır. Türkiye için çok önemli bir ulusal güvenlik meselesidir. Biz iki şey söylüyoruz; birincisi sınır güvenliğimizi sağlayacağız, ikincisi Türkiye’deki yasa dışı göçmen, geçici koruma altında her kim varsa bunları bir plan dahilinde ülkelerine göndereceğiz. Burada yaptığımız çalışmanın temel amacı da hedefi de budur. Sadece kendi ülkemizi değil, Avrupa Birliğindeki ülkeler ve komşumuz İran ne yapıyor, tüm bunları görüyoruz. Türkiye’nin yasa dışı göçün İran’da durdurması için derhal çalışma başlatılmalı” dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü
———————
-CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan’ın açıklaması
-Heyette yer alan milletvekilleri
Haber: Behçet DALMAZ/ VAN, (DHA)
======================================
4) KONTROLDEN ÇIKAN KAMYON OTOMOBİLE ÇARPTI: 2 YARALI
MERSİN’in Erdemli ilçesinde yağış nedeniyle kayganlaşan yolda kontrolden çıkan kamyon, otomobile çarptı. Kazada yaralanan 4 kişi hastaneye kaldırıldı.
Kaza, saat 17.00 sıralarında ilçedeki Kızkalesi Mahallesi’nde meydana geldi. Mersin-Antalya kara yolunda ilerleyen M. T. yönetimindeki 06 PNH 55 plakalı kamyon, yağış nedeniyle kayganlaşan yolda kontrolden çıkarak kavşaktaki A.K.’nin kullandığı 06 BOL 843 plakalı otomobile çarptı. Araçla, çarpışmanın etkisiyle kaldırıma çıktı. Çevredekilerin ihbarıyla kaza yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Otomobilde yaralanan A.K. ile 2 kişi kişi ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Kamyon şoförü M.T. işlemleri için polis merkezine götürüldü. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı. (DHA
Görüntü Dökümü
—————————–
-Kaza yapan araçlar
-Ekiplerin müdahalesi
-Yaralıların ambulansa alınması
Haber-Kamera: Ali Rıza EREN/ERDEMLİ (Mersin), (DHA)
================================
5) EVİNDE ÖLÜ BULUNAN BEGÜM HEMŞİRE, RAHATSIZLANINCA İHBARDA BULUNUP, KAPIYI AÇIK BIRAKMIŞ
TEKİRDAĞ’ın Kapaklı ilçesinde kalp krizinden yaşamını yitirdiği değerlendirilen hemşire Begüm Tonguz’un (23), rahatsızlanınca 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayıp yardım istediği, ekiplerin kendisine rahat ulaşabilmesi için kapıyı da açık bıraktığı belirtildi.
Olay, dün öğle saatlerinde ilçenin Bahçelievler Mahallesi’nde meydana geldi. Çerkezköy ilçesindeki özel bir hastanede hemşire olarak çalışan Begüm Tonguz, evde rahatsızlandı. İhbarla adrese giden polis ve sağlık ekipleri, hemşireyi yalnız yaşadığı evinde ölü buldu. Kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği değerlendirilen Tonguz’un cansız bedeni, savcı ve polisin incelemesinin ardından otopsi için Tekirdağ Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Begüm Tonguz’un rahatsızlanınca 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayıp ihbarda bulunduğu, ekiplerin kendisine rahat ulaşabilmesi için de kapıyı açık bıraktığı belirtildi. Adrese ulaşan ekiplerin yaptığı kontrolde Tonguz’un yaşamını yitirdiğinin tespit edildiği bildirildi.
SON YOLCUĞUNA UĞURLANDI
Begüm Tonguz’un cenazesi, otopsi işlemlerinin ardından bugün yakınları tarafından alınarak, Keşan’a getirildi. Yörüker Camisi’ndeki cenaze namazında, baba Tahsin Tonguz ve akrabaları taziyeleri kabul etti. Cenaze törenine, Begüm Tonguz’un ailesi ve yakınlarının yanı sıra Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, AK Parti Edirne İl Başkan Yardımcısı Adnan Vural, AK Parti Keşan İlçe Başkanı Savaş Pekdemir, mesai arkadaşları ve vatandaşlar katıldı. Tonguz’un cenazesi, öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Keşan Asri Mezarlık’ta gözyaşlarıyla toprağa verildi. (DHA)
Görüntü Dökümü
———————-
-Cenazeye katılanlar
-Tabutun başında bekleyenler
-Babanın taziyeleri kabul etmesi
-Camiden genel gör.
-Helallik alınması
-Cenaze namazının kılınması
-Tabutun cenaze aracına taşınması
-Begüm Tonguz foto
Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/EDİRNE,(DHA)-
======================================
6) EFEHAN’IN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN ALKOLLÜ SÜRÜCÜYE VERİLEN CEZAYA YÜRÜYÜŞLÜ TEPKİ
TOKAT’ta kontrolünü kaybettiği otomobiliyle karşı şeride geçip Efehan Kılıç’ın (15) motosikletine çarparak ölümüne neden olan, yapılan testte 2,77 promil alkollü çıkan Ömer Faruk Çetin’in (23), yargılandığı davada 4 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılıp, tahliye edilmesini, çocuğun ailesi ve çok sayıda kişi, düzenledikleri yürüyüşle protesto etti.
Olay, 23 Temmuz’da, Erbaa ilçesi Erek Caddesi’nde meydana geldi. Şehir merkezinden Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı yönüne giden Ömer Faruk Çetin yönetimindeki 60 FE 007 plakalı otomobil, refüjü aşıp karşı şeritte ilerleyen 60 AEJ 302 plakalı Efehan Kılıç yönetimindeki motosiklete çarptı. Kazada Kılıç hayatını kaybetti, otomobilin sürücüsü ise yaralandı. Kaza, çevredeki iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Yapılan testte 2,77 promil alkollü çıkan yaralı otomobil sürücüsü Ömer Faruk Çetin, hastanedeki tedavisinin ardından 13 Ağustos’ta tutuklanıp Çamlıbel T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
Ömer Faruk Çelik hakkında Erbaa 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Taksirle ölüme neden olma’ suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Çetin, savunmasında, “Çok pişmanım, çok üzgünüm, takdir mahkemenindir” dedi.
Mahkeme, 1 Kasım’da Ömer Faruk Çetin’in ‘Taksirle ölüme neden olma’ suçunu işlediğini, alkollü araç sürmesi, sanıkta tespit edilen promil miktarı ve olayın meydana geliş şekli göz önüne alındığında sanığın bilinçli taksirle hareket ettiğini belirterek 4 yıl 4 ay 15 gün hapsiyle cezalandırılmasına karar verdi. Sanık Ömer Faruk Çetin, cezaevinde kaldığı süre göz önünde bulundurularak kararla birlikte 79 gün sonra tahliye edildi.
‘ADALET İSTİYORUZ’
Efehan Kılıç’ın ailesi ve yaklaşık 250 kişi, kararı protesto etmek için bugün yürüyüş düzenledi. Ertuğrul Gazi Mahallesi’nden Cumhuriyet Meydanı’na kadar düzenlenen yürüyüşe, Efehan’ın babası Ahmet Kılıç (49) annesi Özlem Kılıç (39) ile çok sayıda kişi katıldı. ‘Efehan Kılıç için adalet’, ‘Böyle olmamalıydı’ yazılı dövizler taşıyan kalabalık, ‘Adalet sadece duvardaki yazı mı?’ ‘Efehan için adalet istiyoruz’ gibi sloganlar attı.
Kılıç’ın annesi Özlem Kılıç, “Efehan ölmedi, kalbimizde. Sizlerin de öyle olduğunu biliyorum. Adalet istiyoruz. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Bir canın bedeli 2 ay olmamalı. Dediğimiz gibi adalet sadece duvarda asılı kalmamalı. 2 ay yatıp dışarda gezmemeli. Biz o katili dışarıda asla istemiyoruz. Adalet istiyoruz. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Hiçbir anne ve babanın buna yüreği dayanamaz. Benim gibi birçok insan var sesimi duyuyor. Hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Erbaa’da elini kolunu sallayarak kafelerde dolaşmasını asla ve asla istemiyorum. Bir anne olarak burada bütün yetkililere sesleniyorum. Onun cezasını çekmesini istiyorum” dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü
——————————–
-Yürüyüşten görüntüler
-Yürüyüşten detaylar
-Anne Özlem Kılıç’ın konuşması
Haber-Kamera: İbrahim UĞUR/TOKAT-DHA
=====================================
7) F-4 SAVAŞ UÇAKLARININ TÜRK HAVA KUVVETLERİ ENVANTERİNE KATILIŞININ 50’NCİ YILI
ESKİŞEHİR 1’inci Ana Jet Üssü Komutanlığı, F-4E Phantom II savaş uçağının Türk Hava Kuvvetleri envanterine katılışının 50’nci yılı etkinliklerinde, 480’i yabancı, 800 havacılık fotoğrafçısı ile basın mensuplarına ev sahipliği yaptı. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu, uçuş yapan 4 adet F-4E Phantom II savaş uçağına, gövdesinde Türk bayrağı, kuyruğunda ise Atatürk resminin olduğu F-4E Phantom II uçakla liderlik yaptı.
F-4E Phantom II savaş uçağının Türk Hava Kuvvetleri envanterine katılışının 50’nci yılı nedeniyle Eskişehir 1’inci Ana Jet Üssü Komutanlığı’nda etkinlik düzenlendi. Programa Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Hava Muharip Komutanı Orgeneral İsmail Güneykaya, Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın, askeri erkanın yanı sıra 480’i yabancı 800 kadar havacılık fotoğrafı ile basın mensupları yer aldı.
1’inci Ana Jet Üs 111’inci Filo Komutanlığı’na (Panter Filo) bağlı 5 F-4E Phantom II savaş uçağı arka arkaya havalanarak Eskişehir semalarında uçuş yaptı. 4 savaş uçağına, gövdesinde Türk bayrağı, kuyruğunda ise Mustafa Kemal Atatürk’ün resminin yer aldığı uçakla Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu liderlik yaptı. Üsse iniş yapan Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu’nun kullandığı uçağı yerde, F-4E Phantom II uçağının Türkiye’ye ilk geldiği dönemde Filo Komutanı olarak görev yapan emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ergin Celesin’in yanı sıra protokol üyeleri karşıladı. Kadıoğlu ve beraberindekiler, F-4E Phantom II uçağının 50’nci yılı anısına hazırlanan yakıt drobunu imzaladı. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Kadıoğlu, F-4E Phantom II uçağının 2 Eylül 1974’te ilk uçuşunu Eskişehir semalarında yaptığını ifade ederek, “Ben 13 yaşındayken ilk F-4E’leri havada gördüm. O zaman şöyle dua ettim; ‘Allah’ım beni bu uçakların içerisinde uçurmayı nasip et. Başka da bir şey istemiyorum’ Allah bana 3 bin saat bu uçakların içinde uçmayı nasip etti. Buna vesile olan sayın komutanımıza borçluyum. Hava Kuvvetleri’ne emeği geçen sayın komutanlarımıza büyük minnet borcu duyuyoruz. Hava Kuvvetleri bu günlere, onların emekleri sayesinde geldi. Şükranlarımızı arz ediyorum” dedi. Programa katılanlar etkinliklerin ardından F-4E Phanton II savaş uçakları önünde hatıra fotoğraf çektirdi. (DHA)
Görüntü Dökümü
————————
-Ana Jet Üssüne gelen katılımcılar
-F-4’lerin piste gelişi
-F-4’lerin kalkışı
-F-4’lerin uçuşu
-Özel tasarım F-4’ün inişi
-Komutanların uçaktan inişi
-Komutan Ziya Cemal Kadıoğlu’nun konuşması
-Hatıra fotoğrafı çekimi
-Uçaklardan genel görüntü
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Sarp DEMİRHAN /ESKİŞEHİR,(DHA)
======================================
8) SÜRÜCÜNÜN DİREKSİYONDA BAŞINDAN VURULDUĞU OLAYIN NEDENİ BORÇ MESELESİ ÇIKTI: 4 GÖZALTI
BURSA’da hafif ticari aracıyla seyir halindeyken Kenan C.’yi (30) tabancayla başından vurup yaralayan Selami S. (27) ile yanındaki M.M.Ç. (22), M.E.Ç. (21) ve A.T. (22) yakalandı. Olay öncesi tarafların bir kafede buluşup borç meselesi nedeniyle tartıştıkları belirtildi.
Olay, 15 Kasım’da saat 21.00 sıralarında Yıldırım ilçesi Çınarönü Mahallesi Çınarönü Caddesi’nde meydana geldi. Çınarönü Mahallesi yönünde ilerleyen Kenan C. idaresindeki 16 BEE 013 plakalı hafif ticari araca yanına yaklaşan başka bir araçtan tabancayla ateş açıldı. Saldırıda başına mermi isabet eden Kenan C., ağır yaralandı. Yaralı, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan Kenan C.’nin hayati tehlikesi sürerken, polis ekipleri 4 şüpheliyi gözaltına aldı.
Şüphelilerden Selami S. ve M.M.Ç. ile Kenan C.’nin arasında borç meselesi nedeniyle husumet olduğu, olaydan kısa süre önce de bir pastanede bir araya gelerek, tartıştıkları iddia edildi. Tartışmanın ardından pastaneden ayrılan ve aracına binerek uzaklaşan Kenan C.’yi, otomobille takip eden Selami S.’nin, tabancayla ateş açarak başından vurduğu, M.M.Ç.’nin de o sırada otomobilde olduğu tespit edildi. Kiralık olan otomobilin, şüphelilerden M.E.Ç.’nin üzerine kayıtlı olduğu, diğer şüpheli A.T.’nin ise olaydan bir süre sonra, Selami S. ve M.M.Ç.’yi olay yerine getirerek, video çektirdiği öğrenildi.
4 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. (DHA)
Görüntü Dökümü
———————–
-Şüphelilerin Asayiş Şube Müdürlüğünden çıkarılması
-Asayiş Şube Müdürlüğü detaylar
-Haber: Memet Can YEŞİLBAŞ Kamera: Barış YILMAZ/ Bursa, (DHA)