Cumhurbaşkanı Erdoğan, ’10 Mart’ tarihini duyurdu! Süreci başlatıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ’10 Mart’ tarihini duyurdu! Süreci başlatıyoruz
06.03.2023
A+
A-

Son dakika haberi… Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremler, cumhurbaşkanlığı seçimleri… Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapıldı. Kritik toplantının sona ermesinin ardından Erdoğan kameraların karşısında önemli mesajlar verdi. 10 Mart’ta seçim kararı alacaklarını duyuran Erdoğan, “Bu kadar kayıp varken siyasi çekişmelerle kavgalarla örülü bir seçim kampanyası yapmayı içimize sindiremeyiz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Kabine toplantısı saat 15.35’te başlamıştı. 4 saat süren Kabine toplantısının sona ermesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kameraların karşısına geçti. Konuşmasında deprem gündeminden sapmayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Mart’ta seçim kararı alacaklarını duyurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Cumhuriyet tarihinin en çok can kaybına, yıkıma, acıya yol açan 6 Şubat depremleri ve sonrasındaki artçı sarsıntılar sebebiyle milletimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi sunuyorum. 46 bin 104 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Yıkımın temel altyapıda yol açtığı hasarlar ayrıca sıkıntılar oluşturdu. Depremden özellikle de şehirlerdeki kamu personeliyle acil müdahale ekipleri süratle toparlanarak kendi acılarını bırakıp milletin yardımına koştular.

‘EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ ARAMA KURTARMA GÜCÜNÜ BİR ARAYA GETİRDİK’
Askerimiz depremden dakikalar sonra harekete geçerek üzerine düşen görevi yerine getirdi ve getirmeye devam ediyor. Gerekli eğitime ve donanıma sahip tüm sivil arama kurtarma potansiyelimizi değerlendirdik. Uluslararası yardım çağrımıza cevap veren NATO ve AB dahil profesyonel arama kurtarma ekiplerini hızla sahaya dağıttık. 35 bin kişiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş arama kurtarma gücünü bir araya getirdik.
Yıkım alanı öyle büyük, iklim o kadar zorluydu ki, ilk saatlerde arzu ettiğimiz etkinliğe ulaşamadık. Yıkıntıların altından çıkan her canlı insanımızla sevinç gözyaşlarına boğulduk. Bugün depremin 4. haftasını geride bırakırken geriye dönüp baktığımızda yaşadığımız afetin büyüklüğünü daha net görüyoruz. Deprem bölgesindeki şehirlerimizde hayat tamamen normale dönmeden, bize durmak, dinlenmek haramdır. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten muhafaza etsin diye duada bulunuyoruz.

‘TİCARİ FAALİYETLERİN AYAĞA KALDIRILMASINA ÖNEM GÖSTERİYORUZ’
Depremin yol açtığı geniş yıkım geride kalan insanlarımızın hayatını da zorlaştırdı. Deprem bölgesindeki 11 ilimizde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı bina sayısı 230 bini, buralardaki bağımsız bölüm sayısı da 645 bini buluyor. Halihazırda 3 milyon 320 bin insanımız deprem bölgesinden tahliye edilerek diğer şehirlere nakledildi. Amacımız iki aya kadar 100 bin konteyner kurarak yarım milyon depremzedeyi bu alanlara taşımaktır. Ülkemizdeki üretimi bu doğrultuda seferber ettik. Barınma sorunu yanında ticari faaliyetlerin ayağa kaldırılmasına da özel önem gösteriyoruz. Kullanılamaz hale gelen iş yerleri için mobil çözümler üretiyoruz. Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB’e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerimizin ise tüm borçlarını siliyoruz. Depremde ağır hasara uğrayan yerlerde esnafa 250 bin liraya kadar 12 ayı ödemesiz 60 ay vadeli, yarısı Hazinenin ödeyeceği yüzde 7,5 faizli kredi veriyoruz.
Çadırlarda, konteynerlerde kurduğumuz eğitim yuvalarında evlatlarımızı yeniden okula hazırlıyoruz. İllerin ve okul binalarının durumlarına göre kademeli olarak ilk ve orta dereceli eğitim kurumlarımızı açmaya başladık. Sağlık hizmetlerinin hastaneler yanında ihtiyaç duyulan yerlerde kurulan mobil sağlık merkezlerinde eksiksiz olarak sunmanın gayreti içindeyiz.
1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin TL acil yardım ödemesi yaptık. Evleri kullanılamaz hale gelen depremzedelere hane başına 15 bin TL taşınma yardımı ödemelerine başladık. Yakınları vefat eden depremzedelerimize de 100’er bin TL ödüyoruz.

‘FELAKETLER HAZIRLIĞIMIZI BEKLEMİYOR’
Hükümet olarak bugüne kadar ülkemizi afetlere hazırlamak için kapsamlı çalışmalar yaptık. Tabiat olayları ile çevremizdeki siyasi ve sosyal krizlerin ülkemize muhtemel etkilerine karşı alacağımız tedbirleri planlıyoruz. 6 Şubat’ta bir kez daha gördük ki felaketler bizim hazırlığımızı beklemiyor. Her ne yapacaksak daha hızlı hayata geçirmemiz gerekiyor. Milletimiz şahittir, kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce tamamlanması için adeta yalvardık.
Biz 15 yıldır kentsel dönüşüm dedik. Başta ana muhalefet olmak üzere biz kentsel dönüşüme karşıyız dediler. Bununla ilgili mitingler yaptılar. Şimdi de o vatandaş önümüzü kesiyor, ne olur bizim binalarımızı da yapın diyor. Arkadaşlarımıza talimatı verdik.

‘DERDİNİZ YOKSA HİÇBİR ŞEY YAPAMAZSINIZ’
İstanbul başta olmak üzere ülkemizde 6,5 milyon yapının acilen dönüşmesi gerçeği karşımızdayken siyasi hesaplarla süreci geciktirmenin vebali çok ağırdır. Hep İstanbul’u konuşuyoruz. İzmir. İzmir’in Karabağlar semti. Karabağlar’ın süratle bir kentsel dönüşüme ihtiyacı var. Hadi bakalım İzmir’in belediyesi zat-ı şahanelerinde. Hadi yapın çalışmayı. Karabağlar’ı şöyle bir dönüştürün. Yok. Orada yaşayanlar insan değil mi? Yapamazsınız. Sizin öyle bir derdiniz yok. Aynı şey Ankara için de geçerli. İstanbul da. KİPTAŞ’ın kurucusu benim. Şimdi KİPTAŞ onlarda. Yapamazlar. Dertli olmak lazım. Eğer derdiniz yoksa hiçbir şey yapamazsınız. Kentsel dönüşüm projelerini hızlandırmak için uzun vadeli bir finans modelini de önümüzdeki günlerde hayata geçiriyoruz.
Seçim süreci beraberinde getirdiği yıpratıcı siyasi gerilimler sebebiyle ister istemez bu çabaları gölgeliyor. Halbuki Türkiye’nin ihtiyacı deprem bölgesindeki yaraları saracak bir odaklanmadır. Bunun için de gündem sapmasına yol açacak seçim sürecinin bir an önce geride bırakılması, ülkenin seçim tartışmalarından çıkması şarttır. Seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılması önemlidir. Ülkemizin bir bölümü yıkılmışken siyasi çekişmelerle örülü bir seçim kampanyası yapmayı içimize sindiremeyiz. Milletimizi devletine karşı tahrik edenlerin, iftiralarla çalışmaları tehlikeye atanları da, rahat koltuklarında ahkam kesenleri de, insanımız can derdindeyken mal bölüşümü derdine düşenleri not ettik. Bu kadar kayıp varken siyasi çekişmelerle kavgalarla örülü bir seçim kampanyası yapmayı içimize sindiremeyiz.
Ülke normale dönünce herkese hak ettiği cevabı vereceğiz. O güne kadar milletimize olan hürmetimiz gereği başka bir gündemle meşgul olmayacağız. Esasen Türkiye’nin böyle bir vakit kaybına tahammülü de yoktur.

10 Mart Cuma günü Anayasanın bize verdiği yetkiye dayanarak alacağımız seçim kararının ertesi gün süreci başlatıyoruz. Tabi bu kararın yayınlandığı 11 Mart itibarıyla seçimle ilgili hususlar Yüksek Seçim Kurulu’nun yetki alanına girmektedir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber samsun haber