Sert: Mağduriyetler göz ardı edilir gibi değil

Sert: Mağduriyetler göz ardı edilir gibi değil
04.10.2018
A+
A-

Karadeniz Av Yaban Hayatı Avcılık Federasyon Yönetim Kurulu Üyesi Ertan Sert, Kızılırmak Deltası’nda yaşanan mağduriyetler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Karadeniz Av Yaban Hayatı Avcılık Federasyon Yönetim Kurulu Üyesi Ertan Sert, “Son günlerde Kızılırmak Deltası ile ilgili birçok konu gündeme geldi.

Özellikle Kızılırmak Deltası 19 Mayıs ilçesi sınırları içerisinde bulunan alanın kuş cenneti olan kısmı hariç alanın yeniden genişletilerek UNESCO ‘ya teslim edilmesi için yapılan girişimler ve bu girişimler sonucu ortaya çıkan mağduriyetler göz ardı edilir gibi değil.

Köylünün, çiftçinin tepkisini çeken bu olayın haricinde bölge ekonomisine oldukça fazla katma değer getiren avcıların bu alanda ki avcılık faaliyetlerinin sonlandırılması da bir çok sıkıntıya sebep oldu. Avcılığın bir hasat işi olduğu, 2013 yılı itibarı ile ülkemizde planlı ve kotalı avcılığa geçilmesi ile avcılık yapan kişilere ciddi sorumluluklar yüklenirken, Doğa Koruma Milli Parklar tarafından tesis edilen avlaklara girecek avcı sayısı, avlanılacak tür sayısı önceden belirlenerek avcılık faaliyetlerine izin verildi. Yani avlaklarda avcı baskısı oluşması mümkün olmadığı gibi, türün neslini tüketecek şekilde avcılık yapılmasına bu gün ülkenin hiçbir avlağında izin verilmemektedir.

DENGELEYİCİ OLARAK ROL ALMIŞTIR

Ayrıca avcı bir noktada sistemin dengeleyicisi olarak doğada rol üstlenmiştir. Bu ne demektir dediğimizde ise şunu söylemek mümkün ; Av türleri üzerinde belirli baskı oluşmadığı taktirde türler nesillerinin devamını tam anlamı ile gerçekleştirmez. Türler yaşadıkları bölgede çok sayıda tür olması sebebi ile üreme sayılarını azaltır. İçgüdüsel olarak yaşam alanlarında popülasyonun artması türleri endişeye sevk eder. Barınma, beslenme, saklanma ihtiyaçlarını yapamayacaklarını düşünerek üreme sayılarını azaltırlar. Bu da demektir ki türler üzerinde yapılan çalışmalara bağlı olarak kontrollü avlanma aslında zararlı bir eylem değildir.
Ülkemizde avcılık 4915 sayılı kara avcılığı kanuna uygun şekilde Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde yaptırılmaktadır. 2018/2019 yılı Merkez Av Komisyonu avlanılacak av türlerini, avlanılacak avlakları tüm ülkede olduğu gibi Samsun içinde kararlarını kesin olarak almıştır. Avlanılacak sahaların sınırları Merkez Av komisyonunca belirlenerek Tarım ve Orman Bakanı tarafından onaylanmış. Resmi gazetede kamuoyuna deklare edilmiştir.

Merkez Av Komisyonu yapılıp Resmi Gazete de yayınlandığı tarih itibarı ile İlgili bakanlık dışında hiçbir kurum, kuruluş, oluşum, sivil toplum örgütü, belediye, valilik, muhtarlık avlakları ava kapatamaz, açamaz. Ancak sınırları 4915 sayılı kanun ile belirli Samsun ili avlakları üzerinde Samsun Tabiatı Koruma Bölge Komisyonu hiçbir yetkisi olmadığı halde, 4915 sayılı kanuna aykırı olarak hareket etmekte, sanki yasak konulmuş gibi il, ilçe jandarma komutanlığı personellerini de yanlış yönlendirmek gibi bir hata yapmaktadır. Samsun ili kızıl ırmak deltası, Karaboğaz avlağı, Alaçam avlağı, Bafra avlakları 2018/2019 yılı Merkez Av komisyonunca sınırları belirlenmiş olup bu avlaklarda, avcılık faaliyetleri yürütülmesi engellenemez. Bu engellemeleri yapan kişiler ve kurumlar açık ve net olarak suç işlemektedir. Şayet bu tarz girişimler devam eder ise bu kişiler ve kurum personelleri hakkında yasal işlem yapılmalıdır.
Devletimiz hukuk devleti olup hukuk kuralları içerisinde mevzuatlara uygun çalışmalara imza atar. Keyfi olarak bu ülkede hiç kimse, kanun koyamaz. Kanunları değiştiremez. Bu bir suçtur ve suç işlenmektedir. Bir diğer husus ise Samsun Doğa Koruma Milli Parkların ilginç tutumudur.

AVCILARIN YANINDA OLMAK ZORUNDALAR

Avcıların yanında olmak zorunda olanlar, bu gün nasıl olmuştur da, Bafra avlağı sınırları içerisinde yer alan Gölleri Merkez Av komisyonuna sunulan haritadan adeta yok etmişlerdir. Bu bir suçtur. Bu kararların altında her kimin imzası var ise o göller orada olduğu halde gölleri haritada yok gösterenler bu milletin aklı ile dalga geçenlerdir. Yasaklı olmasına rağmen avcıların o bölge de avlanma talebi olmamasına rağmen nasıl bir hokus pokus yapılmıştır. Öncelikle bu kişi ve ya kişiler ortaya çıkartılmalıdır. Bizler doğanın gönüllü bekçileriyiz. Bilinmesini isteriz ki bu ülkenin UNESCO vs gibi kurumlara ihtiyacı yoktur. Onların uyguladıkları modeller örnek alına bilir ancak bu ülkenin Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü hiçe sayılarak bu işler yapılamamalıdır. Eğrisi doğrusu ile yıllardır bu gölleri muhafaza etmeyi başaran bir kurumu yok sayanlar bu ülkenin milli değerlerini de yok saymaktan öteye geçmez ki bu tür suçları da işlemeleri olağandır. Tedbir alınmalı savcılıklarımız derhal konuya müdahil olarak keyfi yasak koyanlar hakkında bir an önce yasal işlem başlatmalıdır.” dedi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.