SON DAKİKA
Şarkıcı Güllü’nün kızının arkadaşı Sultan Nur Ulu’nun savcılık ifadesi ortaya çıktı! Bacaklarına doğru sarılarak, kendisini… • TBMM’de taciz iddiasıyla başlatılan soruşturmada lokanta görevlisi tutuklandı • Samsunspor, TFF Başkanı Hacıosmanoğlu’ndan gerekli çalışmaların yapılmasını talep etti • Mahkum taşıyan midibüsün de karıştığı zincirleme kazada çok sayıda kişi hastaneye kaldırıldı • “Futbolculara yüksek kârlı fon” davasında karar: Seçil Erzan’a 102 yıl 4 ay hapis cezası!

Liderler, Gazze’de barış için ‘Şarm el-Şeyh Anlaşması’nı imzaladı

6 dk. okur
Liderler, Gazze'de barış için ‘Şarm el-Şeyh Anlaşması’nı imzaladı.

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen Şarm el-Şeyh Anlaşması imza törenine katıldı.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması dolayısıyla Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen Şarm el-Şeyh Anlaşması imza törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani anlaşmayı imzaladı.

 

TRUMP: GAZZE’DE ATEŞKES SÜRECEK

 

ABD Başkanı Donald Trump, gerçekleştirilen Şarm el-Şeyh Anlaşması imza töreninde konuştu. Gazze’deki ateşkes sürecinin devam edeceğine inandığını belirten Trump, “Bugün sadece Orta Doğu için değil, tüm dünya için inanılmaz bir gün. Bu noktaya gelmek 3 bin yıl sürdü, inanabiliyor musunuz? Bu süreç tarihi bir öneme sahip” dedi.

 

TRUMP, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR ETTİ

 

Trump, konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederek, “Ordusu, onun söylediğinden çok daha güçlü. Son zamanlardaki bazı süreçlere bakarsanız, kazanıyordu ama hiçbir övgü istemiyor. Sert bir adam ama benim dostum ve ona ihtiyacım olduğunda her zaman yanımda oldu. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

 

Katar Emiri Şeyh Temim ile Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’ye de ayrı ayrı teşekkür eden Trump, her iki ülkenin de bu süreçte çok önemli rol oynadığını ve bunun sonucunda bu organizasyon için Mısır’ı tercih ettiklerini bildirdi.

 

Trump, Gazze’nin yeniden inşa sürecinde özellikle bazı Arap ülkelerinin çok katkı yapacağına inandığını söyleyerek, “Bu ülkelerin hepsi o kadar çok şeye sahip ki, arkamızdaki sırada daha fazla para ve güç var. Bu onlar için çok benzersiz bir konum, onlar gerçekten dünyanın en güçlü ve zengin ülkeleri arasında yer alıyorlar. Burada harika insanlar ve ülkelerini gerçekten önemseyen insanlar var ve bunun nedeni hepsinin bir araya gelip Gazze’yi düzeltmek istemeleriydi” açıklamasında bulundu.

MISIR’da imzalanan deklarasyonda, “Gazze Şeridi’nde kalıcı ve kapsamlı barış düzenlemelerinin tesisinde sağlanan ilerlemeyi, ayrıca İsrail ile bölgesel komşuları arasındaki dostane ve karşılıklı fayda esasına dayalı ilişkileri memnuniyetle karşılıyoruz. Bu mirası uygulamak ve sürdürmek için birlikte çalışmayı, gelecek kuşakların barış içinde birlikte gelişebileceği kurumsal temelleri inşa etmeyi taahhüt ediyoruz. Kalıcı barış dolu bir geleceğe kendimizi adıyoruz” ifadeleri yer aldı.

Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde toplanan liderler, Gazze’de varılan ateşkes mutabakatına ilişkin ‘Şarm el-Şeyh Anlaşması’nı imzaladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani tarafından imzalanan Kalıcı Barış ve Refah için Trump Deklarasyonu’nda, “Biz, aşağıda imzası bulunanlar, Trump Barış Anlaşması’nın tüm taraflarca tarihi bir kararlılıkla uygulanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu anlaşma, iki yılı aşkın süredir devam eden derin acı ve kayıpları sona erdirerek, umut, güvenlik ve ortak refah vizyonuyla tanımlanan yeni bir dönemi başlatmaktadır. Gazze’deki savaşı sona erdirme ve Orta Doğu’ya kalıcı barış getirme yönündeki samimi çabaları için Başkan Trump’ı destekliyor ve onun arkasında duruyoruz. Birlikte, bu anlaşmayı bölgedeki tüm halklar (Filistinliler ve İsrailliler dahil) için barış, güvenlik, istikrar ve fırsatı teminat altına alacak şekilde uygulayacağız. Kalıcı barışın, hem Filistinlilerin hem İsraillilerin temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının yüceltildiği bir düzen içinde mümkün olabileceğini biliyoruz. Kayda değer ilerlemenin ancak iş birliği ve sürekli diyalog yoluyla sağlanabileceğini, uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlenmesinin bölgesel ve küresel barış ile istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet edeceğini teyit ediyoruz” denildi.

‘AŞIRILIĞIN VE RADİKALLEŞMENİN HER TÜRÜNE KARŞI KARARLIYIZ’

Deklarasyonun devamında şu ifadelere yer verildi:

“Bu bölgenin Hristiyanlık, İslam ve Musevilik dahil olmak üzere, kökleri bu topraklarla iç içe geçmiş inanç toplulukları açısından derin tarihî ve manevi önem taşıdığını kabul ediyoruz. Bu kutsal bağlara saygı göstermek ve miras alanlarını korumak, barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzün temel önceliği olacaktır. Aşırılığın ve radikalleşmenin her türüne karşı kararlıyız. Hiçbir toplum, şiddet ve ırkçılığın sıradanlaştığı veya radikal ideolojilerin sivil yaşamın dokusunu tehdit ettiği bir ortamda gelişemez. Aşırılığı besleyen koşulları ortadan kaldırmayı ve kalıcı barışın temeli olarak eğitimi, fırsat eşitliğini ve karşılıklı saygıyı teşvik etmeyi taahhüt ediyoruz. Gelecekteki anlaşmazlıkların güç veya uzun süreli çatışmalar yerine diplomatik temas ve müzakere yoluyla çözülmesini taahhüt ediyoruz. Orta Doğu’nun artık bitmek bilmeyen savaş döngülerine, tıkanmış müzakerelere veya başarıyla müzakere edilmiş hükümlerin parçalı, eksik ya da seçici biçimde uygulanmasına dayanamayacağını kabul ediyoruz. Son iki yılda yaşanan trajediler, gelecek nesillerin geçmişin başarısızlıklarından daha iyisini hak ettiğini acı bir şekilde hatırlatmaktadır. Herkes için hoşgörü, onur ve eşit fırsat istiyoruz; ırk, inanç veya etnik köken fark etmeksizin, herkesin barış, güvenlik ve ekonomik refah içinde hedeflerine ulaşabileceği bir bölge oluşturmayı amaçlıyoruz. Karşılıklı saygı ve ortak kader ilkelerine dayanan, kapsamlı bir barış, güvenlik ve ortak refah vizyonu izliyoruz. Bu ruhla, Gazze Şeridi’nde kalıcı ve kapsamlı barış düzenlemelerinin tesisinde sağlanan ilerlemeyi, ayrıca İsrail ile bölgesel komşuları arasındaki dostane ve karşılıklı fayda esasına dayalı ilişkileri memnuniyetle karşılıyoruz. Bu mirası uygulamak ve sürdürmek için birlikte çalışmayı, gelecek kuşakların barış içinde birlikte gelişebileceği kurumsal temelleri inşa etmeyi taahhüt ediyoruz. Kalıcı barış dolu bir geleceğe kendimizi adıyoruz.”

Bu Yazıyı Paylaş