DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni – 9
1) CİPTE 5 IRAKLININ ÖLDÜRÜLMESİ DAVASINDA GEREKÇELİ KARAR: SANIKLAR BİRBİRİNDEN HABERDAR
MARDİN’de, Irak uyruklu 5 kişinin cipte silahla öldürülmesine ilişkin görülen davada tutuklu sanıklar Abdullah Kaplan ile Faris Akseven’in 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 16 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırıldığı kararın gerekçesi açıklandı. Kararda, “Olayda sanıklar Kaplan ve Akseven’in birlikte hareket ettikleri, takip ve öldürme sırasında birbirlerinden haberdar oldukları, eylemlerinin aynı amaca yöneldiği dikkate alındığında birlikte suç işleme kararına sahip oldukları ve suçun işlenişi üzerinde birlikte hakimiyet kurdukları belirlendiö denildi.
Olay, 19 Ocak 2023’te Uluslararası İpekyolu’nun Artuklu ilçesi kırsal Yeniköy Mahallesi mevkisinde meydana geldi. Diyarbakır’a gitmek için Irak’ın Duhok kentinden yola çıkan, içerisinde akraba olan 5 kişinin bulunduğu cipi durduran başka bir araçtaki şüpheliler, kurşun yağdırıp, kaçtı. Hındreen Abdullah Salih (39), Waheda Haedar Jasim (63), Abdullah Saleh Mustafa (69), Chiman Shaheen Khalid (75) ve Ahmed Jalaladeen İbrahim (45), hayatını kaybetti. Cenazeler, işlemlerin ardından Irak’a götürülerek defnedildi. Jandarmanın yaptığı çalışmayla kamera kayıtlarından, olaya karıştıkları tespit edilen Murat Yiğit, Faris Akseven ve Abdullah Kaplan, evlerine yapılan baskınla yakalandı. Daha sonra şüphelilere silahları temin ettiği belirlenen İbrahim Doğan da yakalanarak gözaltına alındı. Şüpheliler işlemlerinin ardından sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemede tutuklandı. Murat Yiğit, İbrahim Doğan ve 18 yaşın altındaki Ç.B., daha sonra adli kontrolle serbest bırakıldı.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEP EDİLDİ
Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 7’nci duruşması, 14 Kasım 2024’te görüldü. Duruşmada savcılık, daha önce sunduğu mütalaasını tekrar ederek, Abdullah Kaplan ve Faris Akseven hakkında ‘Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’, ‘Gece vakti yağma, birden fazla kişi tarafından silahla yağma’ suçlarından ayrı ayrı 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini talep etti. Mütalaada, tutuksuz yargılanan Ç.B. hakkında ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’, İbrahim Doğan hakkında ‘İzinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme, satma’ suçundan cezalandırılması istendi. Olayda kullanılan aracın sahibi olan ve kiralama işi yapan Murat Yiğit hakkında ise ‘Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’ ve ‘Gece vakti yağma, birden fazla kişi tarafından silahla yağma’ suçlarından beraati talep edildi.
2 SANIĞA 5’ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İLE 16 YIL 6’ŞAR AY HAPİS CEZASI
Mahkeme heyeti Abdullah Kaplan ve Faris Akseven hakkında ‘Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’ suçundan 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, ‘Gece vakti yağma, birden fazla kişi tarafından silahla yağma’ suçundan 15 yıl, ‘Ateşli silah bulundurma’ suçundan da 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Tutuksuz yargılanan İbrahim Doğan’ın ise ‘Seri muhakemeye tutulduğu’ gerekçesiyle dosyasının ayrılmasına, Murat Yiğit’in beraatına karar verildi. Ç.B. hakkında da ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 6 ay 20 gün hapis cezası verilerek, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verildi.
LASTİĞİNİN PATLADIĞINA DAİR EL İŞARETİ YAPIP, CİPİ YOL KENARINA ÇEKMEYİ SAĞLAMIŞLAR
Mahkeme, kararın gerekçesini açıkladı. Sanıklar Kaplan ve Akseven’in 18 Ocak 2023’te saat 23.50 sıralarında dinlenme tesisinden çıkış yapan, içerisinde Hındreen Abdullah Salih, Waheda Haedar Jasim, Abdullah Saleh Mustafa, Chiman Shaheen Khalid ve Ahmed Jalaladeen İbrahim’in bulunduğu cipi 40 dakika takip ettikleri belirtilen kararda, daha sonra maktullerin bulunduğu cipe yaklaştıkları, lastiğin patladığına dair el işareti yaparak cipi yol kenarına çekmeyi sağladıkları ifade edildi. Gerekçeli kararda, sanıkların tabanca ile öldürdükleri maktullerin üzerini aradıktan sonra 350 lirayı alıp olay yerini terk ettikleri kaydedildi. Termal kamera görüntü inceleme tutanağının da yer aldığı kararda, 18 Ocak 2023’te 23.55 sıralarında D-400 kara yolu Güneyli yol ayrımına gelmeden iki aracın arka arkaya yolun sağında durduklarının görüldüğü ifade edildi. Tutanakta, şu ifadelere yer verildi:
“Arkada bulunan aracın kapılarının açık olduğu, öndeki araçtan bir kişinin koşarak arkada bulunan aracın arka kısmına doğru geldiği, elinde çanta gibi bir malzeme olduğu, çanta ya da poşet olduğu tahmin edilen malzemeyi ağzına koyduğu ve aracın sağ arkasında bulunan ikinci kişiyle yol üstünde yatmakta olan bir kişiyi yerde sürükleyerek aracın arka kısmına yol kenarına doğru getirdiği belirlenmiştir. 2 kişinin yaklaşık 10 saniye kadar sürükleyerek getirdikleri kişinin üzerinde bir şeyler aradıkları, sonra birinin kendi aracına doğru koşarak gittiği ve tekrar geri geldiği, diğer kişinin aynı yerde eğilmiş vaziyette bir şeyler yaptığı görülmüştür. Kendi aracına koşarak gelen kişinin kapıları açık olan aracın ön ve arka kısmında bir şeyler aradığı, yolun kenarına doğru bir malzeme attığı, aracın ön ve arka kısmına doğru hareketlerinin görüldüğü için araçta bir şeyler aradığı değerlendirilmiştir. Sürükleyerek getirilen kişinin yanında çömelen ikinci kişinin daha sonra kalkarak aracın ön ve arkasına doğru hareketlendiği (bir şeyler arar gibi), bir kişinin koşarak önde şoför yerine oturduğu, aracın içerisinde bir müddet daha oyalandıktan sonra arkadan kamyon geldiğini fark etmesine müteakip elinde bir malzeme ile koşarak geldikleri aracın sağ kısmına oturduğu ve aracın Kızıltepe ilçesi istikametine doğru hareket ettiğinin görüldüğü, diğer aracın kapılarının açık yolun sağında durduğu tespit edildi.ö
‘TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİNİN KOŞULLARININ OLUŞMADIĞINA KANAAT GETİRİLMİŞTİR’
Gerekçeli kararda, Artuklu Jandarma Oğuz Karakol Komutanlığının tutanağı ile suçta kullanılan tabancanın tutuksuz sanık Ç.B.’nin üzerinde ele geçirildiği belirtilerek, şöyle denildi;
“Olayda sanıklar Kaplan ve Akseven’in birlikte hareket ettikleri, takip ve öldürme sırasında birbirlerinden haberdar oldukları, eylemlerinin aynı amaca yöneldiği dikkate alındığında birlikte suç işleme kararına sahip oldukları ve suçun işlenişi üzerinde birlikte hakimiyet kurdukları belirlendi. Böylece aktif eylemi bulunan sanıkların ‘Kasten öldürme’ ve ‘Nitelikli yağma’ suçunu TCK’nın 37/1’inci maddesinde yer aldığı haliyle ‘iştirak’ içinde gerçekleştirdikleri anlaşılmıştır. Sanıkların kastının öldürmeye yönelik olduğu ve kasten öldürme suçunun manevi unsurunun gerçekleşeceği konusunda tereddüt yoktur. Sanıkların tabanca ile maktullerin hayati bölgelerine yakın mesafeden ateş etmeleri ‘Kasten öldürme’ suçunun maddi unsuruna vücut verdiği sabittir. Olayda ayrı ayrı ‘Kasten öldürme’ suçunun oluştuğu değerlendirilmiştir. Olayda kullanılan tabancayı sanıkların, tutuksuz sanık İbrahim D.’den satın aldığı ve ‘Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma’ suçunu oluşturduğuna kanaat getirilmiştir. Hem silah hem de fişek bulundurmaları da bir teşdit (bir suçun cezasının bazı nedenlerle ağırlaştırılması) sebebi olarak değerlendirilmiştir. Sanıkların pişmanlığını gösteren davranışlarının mahkeme heyetince gözlemlenmediği için takdiri indirim nedenlerinin koşullarının oluşmadığına kanaat getirilmiştir.”
ARŞİV GÖRÜNTÜLERLE
HABER: Salih KESKİN/MARDİN, (DHA)-
================================================
2) ESKİŞEHİR’DE SOKAKTA KARŞILAŞTIĞI 5 KİŞİYİ BIÇAKLAYAN SANIĞA 108 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
ESKİŞEHİR’de kask, kar maskesi, koruyucu gözlük ve hücum yeleği takarak sokağa çıkıp, karşılaştığı 5 kişiyi bıçaklayarak yaralayan Arda Küçükyetim (19) hakkında ‘Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs’ ve ‘Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit’ suçlarından 108 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Terör bağlantısı tespit edilemeyen Küçükyetim, “Bu eylemi yaparken dini maksatlı bir eylem yapmadım, sadece insanı sevmediğim için ve ses getireceğinden dolayı bu eylemi yaptım” dedi.
Eskişehir’de oturan Arda Küçükyetim, geçen yıl ağustos ayında kask, kar maskesi, koruyucu gözlük ve hücum yeleği takarak Tepebaşı ilçesine bağlı Uluönder Mahallesi Şehit Rüstem Demirbaş Parkı’na geldi. Çay bahçesinde Tevfik Arslan (72), Cumali Özemek (58), Naşit Özyürek (88), Metin Korkmaz (65) ve Cemal Altıntaş’ı (52) elindeki küçük balta bıçakla yaralayan Küçükyetim, bu anları da hücum yeleğine sabitlediği bir cep telefonu aracılığıyla sosyal medyadan canlı olarak yayınladı. Olayın ardından polis ekiplerince yakalanan Arda Küçükyetim, ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkemece ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit’ suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine konuldu. Yaralılar ise hastanedeki tedavilerinin ardından taburcu edildi.
EYLEM İÇİN DESTEK İSTEMİŞ
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı Arda Küçükyetim ile ilgili soruşturmasını tamamladı. Savcı Ferhat Demirci tarafından hazırlanan 37 sayfalık iddianame, Eskişehir 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edildi. İddianamede sanık Arda Küçükyetim hakkında ‘Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs’ suçundan 100 yıla kadar, ‘Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit’ suçundan 8 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Arda Küçükyetim ifadesinde; yaklaşık 7 ay önce internette tanıştığı ve İngilizce sohbet ettiği bir kişinin okulda silahlı eylem yapacağına dair söylemlerde bulunduğunu ve kendisinin de Eskişehir’de yapmak istediği eylemler konusunda destek olduğunu ifade etti.
BOMBALI EYLEM DE PLANLAMIŞ
Eskişehir’de bombalı bir eylem planlayıp, patlayıcı madde yapımıyla ilgili incelemeler yaptığını ancak evde tehlikeli olabileceğini düşünerek bundan vazgeçtiğini anlatan Arda Küçükyetim, “İnternet üzerinden konuştuğum kişi bulunduğu ülkede okulların başladığını, gittiği okulda silah alıp eylem yapmak istediğini benimle paylaştı. Bu silahı ailesinin üzerinden alacağını söylüyordu. Bu kişinin hangi ülkede yaşadığını bilmiyorum. Onunla ortak yanlarımızın olduğunu düşünerek, ilk başlarda sadece Türkiye’de yaşadığımı, son iki hafta içerisinde Eskişehir’de yaşadığımı ve silah almak planlarımın olduğunu söyledim. Silah alacak bir yer bulamadığımı o kişiye söylemem üzerine bana patlayıcı yapabileceğimi söyledi. Zaten ben daha öncesinden internet üzerinden patlayıcı yapabileceğim metinlerin olduğu dosyaları indirip, incelemeler yapmıştım. Patlayıcı yapılabileceğim malzeme temin edemedim ayrıca evde tehlikeli olacağı düşüncesiyle patlayıcı yapmadım” dedi.
‘TEPEBAŞI CAMİSİ ÇEVRESİNDE EYLEM YAPACAĞIMI KESİNLEŞTİRDİK’
Eylem yapabileceği yerleri çizerek internet üzerinden konuştuğu kişiye gönderdiğini ifade eden Küçükyetim, ifadesinde, olayı şöyle anlattı:
“Silah ve patlayıcı temin edemediğimden dolayı internet üzerinden balta, bıçak, kask, maske, koruyucu gözlük, hücum yeleği, eldiven, pantolon, palaska aldım. Daha sonradan bu malzemelerin üzerine politik görüşüm olan nasyonel sosyalizm (Nazizm) görüşüme ait Nazi amblemini yeleğimin üzerine yapıştırdım. Yine aynı ideolojime ait ‘SS’ amblemini, eşittir işareti üzerine çizgi çizerek eşit değildir anlamında bir şekli, KKK (Klu Klux Klan) ibarelerini ve gamalı haç işaretini küçük kamp bıçağımın üzerine beyaz endüstriyel kalemle çizdim. Eskişehir’de yapmış olduğum planı internet üzerinden konuştuğum kişi de onayladığı için Tepebaşı Camisi çevresinde eylem yapacağımı kesinleştirdik. Daha sonra bu kişiyle yazışmaları bilgisayardan, cep telefonumdan sildim. Cep telefonumu, bilgisayarımı, evde bulunan hard diskimi yaptığım eylem planları bulunmasın diye format atarak sıfırlayarak evden çıktım. Canlı yayın açarak cami bahçesinde oturan kişilere hücum yeleğimden çıkardığım balta ile öldürmek maksatlı saldırdım. Bir kişiyi daha bıçakladıktan sonra arkamdan ‘dur’ şeklinde bir ses duydum ve arkamı döndüğümde bana doğru koşan bir polis olduğunu görünce kaçarken yine durak üzerinde bulunan bir kişiyi sırtından bıçakladığımı şu an hatırlıyorum. Bu eylemi yaparken dini maksatlı bir eylem yapmadım, sadece insanı sevmediğim için ve ses getireceğinden dolayı bu eylemi yaptım.”
İNTERNETTE ‘CİNAYETİN CEZASI KAÇ YIL’ DİYE ARAŞTIRMIŞ
İddianamede; Arda Küçükyetim’in İngilizce sohbet ederek planlarını anlattığı kişinin Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan incelemede tespit edilmediği bilgisine yer verildi. Öte yandan Arda Küçükyetim’in bıçaklı saldırıları öncesinde internette ‘cinayetin cezası kaç yıl’ ve ‘annenizin mutfağında bomba yapımı’ ile ilgili araştırma yaptığı belirlendi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığınca yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporda ise sanık Arda Küçükyetim’in saldırı öncesi yayınladığı 16 sayfalık ‘manifesto’ metninde saldırıları bilgisayar oyunlarında olduğu gibi farklı zorluk seviyelerine ayırdığı, farklı etnik gruplar ve topluluklara hakaret ederek, işlenecek cinayetleri, yaralamaları önemine göre puanladığı tespit edildi. Ayrıca raporda manifestoda 2019’da Yeni Zelanda’da iki camiyi hedef alarak 51 kişiyi öldüren Brenton Tarrant, 2011 yılında Norveç’te bir yaz kampında 77 kişiyi öldüren Anders Behring Breivik, 2017 yılında Las Vegas’ta onlarca kişinin yaşamını yitirdiği saldırıyı yapan Stephen Paddock ile 1995 yılında Oklahoma’da düzenlediği bombalı saldırı da 168 kişiyi öldüren Timothy McVeigh isimli saldırganları ‘aziz’ olarak nitelendirdiği, sanığın kendini bir oyun kahramanına dönüştürmesi, ‘manifestosu’nda yayınladığı puanlama sistemi ve bazı aksiyon oyunlarındaki savaşçı karakterlere benzeyen bir maske takmasının bu düşünceyi güçlendirdiği bilgisi yer aldı.
CEZAİ EHLİYETİNİN TAM ÇIKTI
Sanık Arda Küçükyetim’in adli tıp kontrolünde cezai ehliyetinin tam olduğu anlatılan iddianamede, sanığın bıçaklı saldırılarının bir ‘terör suçu’ olarak nitelendirilemeyeceği belirtilerek şöyle denildi: “Arda Küçükyetim’in sosyal medya platformlarında ve oyun sitelerinde tanışmış olduğu nsyonel sosyalizm (Nazizm) görüşünü benimseyen diğer kişilerden ve bu görüşü benimseyen kişilerin dünya çapında gerçekleştirmiş olduğu diğer eylemlerden de etkilenerek, benzer şekilde bir eylem yapmaya karar verdiği, bu doğrultuda kar maskesi, askeri kamuflaj çelik yelek benzeri üzerinde Nazi kara güneşi resmi bulunan taktik yelek ve kesici aletleri temin ettiği, alınan beyanında ikrar ettiği üzere olay yerine olay öncesinde giderek kıyafetleri giyeceği ve eylemi gerçekleştireceği yerleri, eylem saatini belirlediği, yapacağı eyleme ilişkin manifesto hazırladığı ve canlı yayın yapmak için düzenek temin ederek eylemi her yönüyle tasarladıktan sonra olay tarihinde yapmış olduğu plan ve tasarlama kapsamında elinde bulunan bıçakla müştekileri alınan savunmasında da ikrar ettiği üzere öldürme kastıyla rastgele darbeler vurmak suretiyle bıçaklayarak her bir müştekiye karşı ayrı ayrı olmak üzere ‘Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs’ suçunu işlediği, birden fazla bıçak, balta ve biber gazıyla yaklaşık 200 metrelik mesafe boyunca hedef gözetmeksizin saldırılar da bulunarak olay yerinde bulunan diğer kişiler üzerinde de korku, kaygı ve panik yaratmak suretiyle ‘Silahla halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit’ suçunu işlediği soruşturma sonucunda elde edilen tüm deliller itibarıyla anlaşılmıştır.”
ARŞİV GÖRÜNTÜLERLE
HABER: Engin ÖZMEN/ESKİŞEHİR, (DHA)-
=================================================
3) EŞİNİ ÖLDÜRMEKTEN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET ALAN SANIĞA, ÜST MAHKEMEDE BERAAT
ANTALYA’nın Alanya ilçesinde Gamze Yağlıoğlu’nun (29), 4 yıl önce oturduğu 6’ncı kattaki evinin balkonundan düşüp ölümüne ilişkin davada ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle cezalandırılan eşi Alper Yağlıoğlu’nun (31) temyiz dosyasına bakan bölge adliye mahkemesi, sanığın beraatine ve tahliyesine hükmetti. Gamze’nin annesi Neşe Kıraç (51), “Dosyada birçok delil olmasına rağmen beraat etti. Bu kararı hiç beklemiyorduk” dedi.
Alanya’da 24 Kasım 2021’de oturduğu 6’ncı kattaki evinin balkonundan düşen Gamze Yağlıoğlu, hayatını kaybetti. Yağlıoğlu’nun ölümüyle ilgili soruşturmada, 1 yıllık eşi Alper Yağlıoğlu gözaltına alınıp, tutuklandı. Alanya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Eşi kasten öldürmek’ suçundan tutuklu yargılanan Alper Yağlıoğlu, eşini balkondan iterek ölümüne neden olduğu kanaatiyle ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin gerekçeli kararında; 1 metre 68 santim boyundaki Gamze Yağlıoğlu’nun, 1 metre 12 santim yüksekliğindeki tırabzana tutunmadan kendisini atmasının mümkün olmadığı, herhangi bir parmak ve tutunma izleri tespit edilmediği, sürtünme izinin bulunduğu aktarıldı. Gamze Yağlıoğlu’nun ölümünün, sanığın kendisini balkondan ittirmesiyle meydana geldiği belirtildi. Kararda, Gamze Yağlıoğlu’nun tırnaklarında sanığa ait DNA profili bulunduğu da ifade edildi.
‘BERAAT ETMEYİ BEKLERKEN CEZA ALDIM’
Kararı temyiz eden sanık Alper Yağlıoğlu, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4’üncü Ceza Dairesi’nde hakim karşısına çıktı. Taraf avukatları da mahkeme salonunda hazır bulundu. Savunmasında eşi Gamze Yağlıoğlu’nun intihar ettiğini belirten Alper Yağlıoğlu, “Olay günü sahile gitmiştim. Gamze’nin nasıl düştüğünü görmedim. Evden çıkarken kendisi yatıyordu. Eve geldiğimde balkondan aşağı baktım. Aşağı inince Gamze’nin cesediyle karşılaştım. Üzerime katil damgası atıldı. Beraat etmeyi beklerken ceza aldım. Gamze’yi çok seviyordum. Hayatımdaki en değerli insandı. En sevdiğim insanın katili olarak anılmak acı veriyor” dedi.
‘112’Yİ ARARKEN YANLIŞLIKLA INSTAGRAM’A GİRMİŞ OLABİLİRİM’
Gamze Yağlıoğlu’nun telefonundan birtakım delilleri silip silmediğini soran mahkeme heyetine yanıt veren Alper Yağlıoğlu, “Eve geldiğimde Gamze’nin telefonuna dokunmadım. Telefonundan bir şeyler sildiğim söyleniyor. Bunu yapmadım. Gamze’nin cesedinin başında Instagram’a girmedim. Belki 112’yi ararken yanlışlıkla girmiş olabilirim. Benim soğukkanlı davrandığım söyleniyor. Gamze de ben de soğukkanlı insanlarız. O yüzden 12 yıldır birlikteydik. Sağlıkçı değilim. Televizyonlarda gördüğümüz kadarıyla yaralıya dokunulmaz. Ben de başına gittiğimde dokunmadım. Benim eşim intihar etti” diye konuştu.
‘KIZIMIN KENDİSİNİ ÖLDÜRMESİ İÇİN HİÇBİR SEBEP YOK’
Mahkemede kızının intihar etmediğini, ortada bir sebep bulunmadığını kaydeden Neşe Kıraç ise “Olay günü kızımla telefonla görüştük. Gamze çalışkan, hırslı, azimli bir kızdı. Birçok spor dalıyla ilgileniyordu. Çok donanımlı bir insandı. Kızımın kendisini öldürmesi için hiçbir sebep yok. Ayrıca Gamze’nin yükseklik korkusu var. Balkondan aşağı bile bakamaz ki kendisini atsın. Bir kez bile psikolojik tedavi görmedi. Alper psikolojik baskı yapıyordu. Evlendiklerinde artık Gamze’yi beğenmediğini söylüyormuş” dedi. Mahkeme heyeti, tutuklu yargılanan Alper Yağlıoğlu’nun, ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi ve delil yetersizliği nedeniyle beraatine ve tahliyesine karar verdi.
‘OLAN YAVRUMA OLDU, ASLA PES ETMEM’
Alper Yağlıoğlu’nun tahliye edilmesine tepki gösteren Neşe Kıraç, “Mahkeme sonuçlandı, sanık beraat etti. Dosyada birçok delil olmasına rağmen beraat etti. Bu kararı hiç beklemiyorduk. Ulusal kriminalin çok net, bulduğu deliller vardı. Hem fiziki hem bilimsel hem de teknik yönden birçok delil vardı. Fakat nasıl oldu da böyle bir karar çıktı? Çok şaşkınım. Hiç beklemiyordum. Çok üzgünüm. Olan yavruma oldu. Ama burada bitmiyor. Asla pes etmem. Devam edeceğiz tabii ki. Bir gün cezasını alacak. Ama öyle ama böyle ilahi adalet var. Adalete güvenim her zaman sonsuz. Bir şekilde bir gün her şey ortaya çıkacak. Mücadeleye de devam edeceğim. Bu, burada bitmedi” diye konuştu.
‘FAHİŞ BİR HUKUKİ HATA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ’
Karara itiraz edeceklerini belirten Neşe Kıraç’ın avukatı Bilge Savran, “Gerçekten çok yanlış bir karar alındı. Maalesef indirimsiz bir şekilde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan ve dosyanın tümüne hakim olan yerel mahkemenin kararı sadece ‘Şüpheden sanık yararlanır’ ilkesiyle delil yetersizliği iddiasıyla bozuldu ve kaldırıldı. Bu sonucun Yargıtay’da düzeltileceğine inanıyoruz. Temyiz edeceğiz. Adaletin eninde sonunda sağlanacağından eminiz. Bugün alınan kararın çok yanlış olduğunu, fahiş bir hukuki hata olduğunu düşünüyoruz” dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü
————————
-Olay anı güvenlik kamerası görüntüsü
-RÖP: Neşe Kıraç
-RÖP: Bilge Savran
-Genel detaylar
Haber-Kamera: İrem GÜNEYBAZ/ANTALYA, (DHA)-
===============================================
4) YIPRANAN BAYRAĞI DEĞİŞTİRMEK İÇİN GİTTİĞİ DAĞDA ÖLÜ BULUNDU
Antalya’nın Elmalı ilçesindeki Kızlar Sivrisi zirvesindeki Türk bayrağını değiştirmek amacıyla yola çıkıp, kendisinden haber alınamayan Fehmi Efe, jandarmanın havadan ve karadan yaptığı çalışma sonucu ölü bulundu. Isparta Arena Dağcılık Kulübü Başkanı Sinan Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Fehmi Efe, Türk bayrağını zirvelere taşıyan, dağların doruklarında şanlı bayrağımızı dalgalandıran bir kahramandı. Onun anısını yaşatmak için doğa sporları camiası ve sevenleri onu unutmayacak” dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü
————————
-Aramalara katılan helikopter
-Helikopterin havalanması
-Ekiplerden detay
-Fehmi Efe’nin fotoğrafı
Haber-Kamera: Mahir ÇEVİREN/ FİNİKE, (DHA)
======================================
5) İTİLAF DEVLETLERİ’NİN GELİBOLU YARIMADASI’NI TAHLİYESİNİN 109’UNCU YILI KUTLANDI
ÇANAKKALE Savaşları’nda yenilgiye uğrayan İtilaf Devletleri’ne ait güçlerin Gelibolu Yarımadası’nı tahliyesinin 109’uncu yıl dönümü, Seddülbahir köy meydanında düzenlenen törenle kutlandı.
İtilaf Devletleri’nin Gelibolu Yarımadası’nı tahliyesinin 109’uncu yıl dönümü, Seddülbahir Kalesi’nde düzenlenen törenle kutlandı. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nca gerçekleştirilen törene, Çanakkale Valisi Ömer Toraman, 1’inci Ordu Komutanı Orgeneral Metin Tokel, Gelibolu 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Engin Aslan, İl Emniyet Müdürü Kenan Kurt, protokol üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Program saygı duruşunda bulunulması, saygı atışının yapılması ve ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
‘BU TARİHİ, GAZİ MEKANLARA GÖZÜMÜZ GİBİ BAKIYORUZ’
9 Ocak’ın bir zafer günü olduğunu söyleyen Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, “Hepimize kutlu olsun. Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan kahraman Türk ordusu, Çanakkale’de sayfalarını bir kez daha altın harflere doldurmuştur. Bu topraklarda 19 Şubat’ta başlayan o haksız ve hukuksuz saldırı, Mehmetçiğin iman dolu göğsüne çarpmış ve bugün tören yaptığımız bu topraklarda son düşman çizmesi de bu mübarek ve müstesna topraklardan ayrılmıştır. Bir kez daha bu toprakları vatan yapanları, Çanakkale’yi geçilmez yapanları, bu topraklarda yedi düvele karşı meydan okuyanları rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyoruz ve her zaman onların torunları olarak, onların ruhuna sahip çıkmış evlatları olarak onları asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. Çanakkale’de başlayan o meşalenin yakıldığı bu topraklarda Kurtuluş Savaşı’na giden yolun ve cumhuriyetimizin zorluklarını, fedakarlıklarını nasıl unuturuz? İşte bizler, bugün burada toplanarak onların hatıraları sahip çıkıyor ve onların ruhlarının, onların şuurlarının, onların bu dünyaya bakışlarının asla unutulmayacağını bir kez daha bu topraklardan ilan ediyoruz. Biz de Tarihi Alan Başkanlığı olarak o büyük insanların, o yüksek karakterli insanların hatıralarının olduğu, ayak izlerinin olduğu bu müstesna mekanlara, bu tarihi, gazi mekanlara gözümüz gibi bakıyoruz” dedi.
‘ÇANAKKALE BOĞAZI ÖZGÜRCE AKIYOR’
110 yıl önce çok büyük bir savaş olduğunu söyleyen Kaşdemir, “Burada Türk milleti olarak kendimizi savunduk, vatanımızı savunduk ve büyük bir zafer kazandık ve burada bugün bu büyük mücadelenin olduğu bu topraklarda barış ve huzur var. Bu topraklar barışın, esenliğin, huzurun diyarı oldu ve bizler o büyük kahramanları huzur içerisinde, onların büyük fedakarlıkları sayesinde bu törenlerimizi barış içerisinde yapabiliyoruz. Onların vatan için canından vazgeçmesi ile işte Çanakkale Boğazı özgürce akıyor ve bu topraktan üzerlerindeki rüzgarlar özgürce esip gidiyor. Bizler her zaman onların hatıralarına sahip çıkacağız ve bu topraklarda onları asla unutturmayacağız. Tarihi Alan Başkanlığı olarak da bu toprakları dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı ve dünyanın en büyük açık hava müzesi olarak inşallah devam ettireceğiz” diye konuştu.
KANLI BOMBA ANITI AÇILIŞI YAPILDI
Konuşmaların ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti okundu ve şehitler için dua edildi. Program, mehteran gösterisinin ardından sona erdi. Buradaki programın ardından Seddülbahir köyü meydanında Seddülbahir Kalesi’nin kazı ve restorasyon çalışmalarında ortaya çıkan ve envanter niteliği olmayan savaş materyalleriyle yapılan ‘Kanlı Bomba Anıtı’nın açılışı gerçekleştirildi. Mehmetçiğin cesaretini simgeleyen anıtta, bombanın önünde ‘Dur’ işareti yapan Türk askeri yer alıyor.(DHA)
Görüntü Dökümü:
—————————
-Törenden görüntüler.
-İsmail Kaşdemir röp.
-Açılışı yapılan anıttan görüntüler.
-Açılıştan görüntüler.
Haber-Kamera: Nazif Cemhan ŞEN/ ÇANAKKALE, (DHA)-