DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni – 6

DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni – 6
26 Aralık 2024 13:01
A+
A-


1) NARİN GÜRAN CİNAYETİ DAVASININ İKİNCİ DURUŞMASINDA İLK İFADELER

‘SALİM GÜRAN HER GÜN NASILSA, O GÜN DE ÖYLEYDİ’

Narin Güran cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, Salim Güran’ın işçisi 15 yaşından küçük R.A., pedagog eşliğinde adli görüşme odasında Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden dinlendi. Olay gününü anlatan R.A., “Her gün nasılsa, o gün de aynı şekilde çalışıyorduk. Benle babam gittik o gün köye. Salim Güran aşağıda da yukarıda da bizim yanımıza geldi. İlk olarak sabah 8-9 gibi geldi. 2 saat sonra gitti. Saat 1-1,5 gibi babam işçileri çıkartmaya gitti. Saat 3-4 gibiydi, Salim Güran yanıma geldi. Babamı sordu. Daha sonra babamı aradı. Biraz oturduk. Çay yaptık. Daha sonra yine babamı aradı. Çayı içtik. Daha sonra babam motosikleti ile geldi, Tavşantepe’nin yukarısındaki tarlada. Salim Güran her gün nasılsa, o gün de öyleydi. Babam daha sonra aşağı tarlaya gitti. Babam gittikten 15-20 dakika sonra gitti. ‘Üzerimi değiştireceğim’ dedi. 6.30 gibi babam da yukarı geldi. Ondan sonra oturduk, yemek yedik. Salim Güran da bizimle yemek yedi. Ondan sonra biraz telefonlarla uğraştık. Daha sonra birisi, Salim Güran’ı aradı. Kızın kaybolduğunu söyledi. Pil vardı. Bana pil getirmemi söyledi. ‘Akşam el feneri için lazım’ olur diye. Daha sonra babamla beraber gittiler” dedi.

‘GELDİĞİ ZAMAN AYAKLARI NORMALDİ’

Mahkeme dosyasına giren Salim Güran ve R.A. arasındaki 18.38’deki konuşma dinletilerek, konuşmayı hatırlayıp hatırlamadığı sorulması üzerine R.A., “Fıskiyeyi üst üste koymuştuk. Beni aradı, ‘Orada bir sivrik çıkmış’ dedi. Ona sivrik diyoruz. Çünkü sivrik çıkınca orası susuz kalıyor. Taşların üzerine çıktığı zaman görüyordu. Çoğu sefer arıyordu bunun için. Çıktığı zaman beni arıyordu” diye konuştu.

Salim Güran’a küfrederek, ‘Senin yüzünden başımız belaya girdi. Üzerinde temiz kıyafetleri vardı. Her iki ayağı da suya girmiş gibiydi’ diye tutulan tutanakla ilgili de “İfadelerimi okumadım. Sadece bana imza attırdılar. Bana ‘Ayakları ıslak mıydı’ diye sordular. Ben de ‘Yok’ dedim. Böyle bir şey demedim. Ayaklarına fazla bakmadım ama geldiği zaman ayakları normaldi” yanıtını verdi.

‘HATIRLAMIYORUM’

15.52’de Salim Güran ile konuşma yaptığı ancak o saatlerde Salim ile yan yana olduğuna dair beyanı ile ilgili çelişkinin sorulması üzerine de R.A. “Babam aşağı suyu değiştirmeye gitti. Salim Güran üstünü değiştirmeye gitti. O gelene kadar ben bitirdim. Bu saat 18.00 civarıydı” diye konuştu.

Savcının 15.52’deki telefon görüşmenin detaylarını sorması üzerine de “Hatırlamıyorum. Saatleri tahminime göre söyledim. Saate bakmadım. Salim Güran benim yanıma ilk geldiğinde babamı aradı” dedi.

‘OLSAYDI SÖYLERDİM, YETER Kİ BU CEZAEVİNDEN ÇIKAYIM’

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren’in ‘Soruşturma aşamasında öğleden sonra Salim’in sürekli olarak yanında olduğuna dair beyanı vardı. Bu konuda telkin oldu mu?’ sorusuna R.A., “Olsaydı söylerdim, yeter ki bu cezaevinden çıkayım. Kimse beni yönlendirmedi. Salim Güran’ın benim yanıma geldiği tarla yukarıda” yanıtını verdi.

‘SAAT 16.00 İLE 18.00 ARASINDA SALİM GÜRAN YANIMIZDAYDI GENEL OLARAK’

Olay günü babası ve Salim dışında kimseyi görüp görmediği sorusu üzerine R.A., “Tavşantepe’de birisi var; hindilerini getiriyor, kuzularını getiriyor. Her gün geliyordu. O gün gelip gelmediğini bilmiyorum. O gün Tavşantepe’ye gitmedim. Babam aşağı tarlaya gittikten sonra yarım saat içerisinde geldi. Bir tarlanın suyu bitmişti. Kaçak elektrik de beyaz kutu gibi bir şeydi. Kablosu vardı. Trafosu bozulmuş sandım. Saat 16.00 ile 18.00 arasında Salim Güran yanımızdaydı genel olarak. Tarlaya elektrikçi geldi ama o gün mü değil mi hatırlamıyorum” dedi.

Aile Bakanlığı Vekilinin, Salim’in kız kardeşlerini evine bırakıp bırakmadığı sorusu üzerine R.A., “Olaydan bir iki gün önceydi. Ben de oradaydım” yanıtını verdi.

Duruşmada söz alan Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, kötü muamele görüp görmediği sorusu üzerine, “Beni bir kere dövdüler. Bir komutan, ‘Bunu dövmeyin bunun suçu yok’ dedi. Birisi arkamdan vurdu, nefesim kesildi” diye konuştu.

Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz da R.A.’ya ‘Salim Güran’ın karısının babasını tanıyor musun?’ diye sordu. R.A., “Bir kere evlerine gitmiştim. Devran’la gittik. Orada malzemeleri aldık. Olay günü Salim Güran’ın kayınpederinin çiftliğine gidip gitmediğimize emin değilim ama gittik. Çiftliğe gittiğim günü hatırlamıyorum. Mahfuz diye biriyle konuşmuştum” dedi. (DHA)

AİLE TOPLANTISI GÖRÜNTÜLERİ İZLETİLDİ

Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, tanık olarak dinlenen Salim Güran’ın işçisi 15 yaşından küçük R.A.’nın ifadesinin ardından çoban A.A., duruşma salonuna getirildi. İfade öncesi, dava dosyasına da eklenen, cesedin bulunmasından 1 gün önce Narin’in amcası Erhan Güran’ın evinde yaptığı toplantıda çoban A.A.’ya sorular sorup, daha sonra gönderdikleri güvenlik kamerası görüntüleri izletildi. Enes Güran’ın avukatı Mustafa Demir, görüntülerin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dosyadan çıkarılması için itiraz etti. Mahkeme başkanı, “Bu delil hukuka aykırı değil, dosyaya alıyoruz” dedi.

İFADESİNDE AĞLADI

Mahkeme başkanı, çoban A.A.’ya neden götürüldüğünü sordu. A.A., “Eve geldim, çantamı bıraktım. Benim evime geldiler. ‘Erhan abi seni çağırıyor’ dediler. Gittim. ‘Erhan abi, bana sen her gün oradasın, bir şey gördün mü, yabancı bir araba gördün mü’ dedi. Narin’i hiç görmedim. Herhangi bir dikkat çeken bir şey görmedim. Kameradan ayrıldıktan sonra tokat vurdular” diye konuştu. Çoban A.A., daha sonra ağlamaya başladı.

‘NE ENES’İ GÖRDÜM NE KIZI GÖRDÜM’

Görüntülerde, ‘Kızı gördün mü’ diye sorulan sorunun ne olduğu sorusuna A.A., “Ne Enes’i gördüm ne kızı gördüm. Enes’e küfredildiğini duymadım. Bana baskı yok. Ekmeğimdeyim. Olay günü hiçbir şey görmedim. Beni tehdit eden olmadı. Uğur ile Ömer, bana ‘Gel’ dediler. Niye çağrıldığımı bilmiyordum. Bana, ‘Savcıya bir şey söyleme’ gibisinden cümleler kullanılmadı. Olay günü Enes’i, Narin’i görmedim” diye konuştu.

‘NEVZAT İLE SALİM, KARDEŞ GİBİYDİLER’

Savcının soruları üzerine çoban A.A., “Bahtiyarlarla küsüz, Güranlarla değiliz. Nevzat ile Salim, kardeş gibiydiler. Narin kaybolduğundan bulunana kadar bir şey konuşmadım” dedi. Katıldığı bir televizyon programında kullandığı, ‘Beni de döverler’ cümlesi ile ilgili, ‘Başka kimi dövdüler’ sorusuna A.A., ağlayarak, “Kızları kaybolmuş ya o yüzden dedim. Benden önce birini dövdüklerini duymadım. Sıcak olduğu için köyün karşısında bahçe var, oraya götürüyordum. Kurtuluş, Ensari, Ömer ve Baran beni görüntülerden sonra arka tarafa götürdü. Erhan da geldi arka tarafa. ‘Sen bir şey bilmiyor musun?’ dedi” diye konuştu.

‘ENES’İ GÖRDÜN MÜ DEDİLER’

Daha sonra ağlamaya başlayan A.A. “Bir şey bilmiyorum” dedi. Savcının, ‘Senden bir şey duymaya mı çalışıyorlar, Enes ile ilgili cümleler kuruldu mu’ sorusu üzerine de A.A. “‘Sen bir şey gördün mü’ diye sordular. ‘Enes’i gördün mü’ dediler” cevabını verdi.

Mahkeme başkanının sorusu üzerine A.A., “Orada bana ‘Sen çöldesin, nasıl bir şey görmedin?’ dediler. ‘Enes ile ilgili bir şey bilmiyorum’ dedim” diye konuştu.

‘DOĞRULARIN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN KÜRTÇE SORMANIZA İZİN VERİYORUM’

Eski Baro Başkanı Nahit Eren’in görüntülerde ‘Enes ile ilgili cümleler kullanıldı mı, sana küfredildi mi’ sorusu üzerine A.A., ‘Yok’ yanıtını verdi. Eren’in Kürtçe soru sorma talebi üzerine mahkeme başkanı, doğruların ortaya çıkması için Kürtçe soru sorulmasına izin verdiğini belirtti. Yeminli tercüman eşliğinde Nahit Eren, A.A. ile Kürtçe konuşarak, “Şerefsizin şerefsizi Enes’ diye bir söz kullandı mı?” diye sordu. A.A., “Hayır, duymadımö yanıtını verdi. Eren’in, ‘Erhan elini masaya vurdu, ‘Biz onun boğazını tutup buraya getireceğiz. Konuş eşeğin oğlu konuş’ dedi mi?’ sorusuna çoban A.A., “Hayır” yanıtını vererek tekrar ağlamaya başladı.

Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş, bu yaşananlardan sonra aile hakkında suç duyurusunda bulunup, bulunmadığını sordu. A.A., “Bulunmadım” yanıtını verdi.

‘SİLAH ÇEKİP KAFASINA MI DAYAYAYIM’

Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz’ın ‘Bu son tanığımız, iyi değerlendirmemiz lazım’ cümlesi üzerine, mahkeme başkanı, “Ne yapayım silah çekip kafasına mı dayayayım?” dedi. Daha sonra A.A.’ya dönerek, “Bu arada silahım yok” dedi. A.A. da mahkeme başkanına, “Beni öldürsen de canım sana feda olsun” yanıtını verdi. Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu’nun ‘Kadını ya da adamı gördün mü’ sorusu üzerine de A.A., “Trafik polisi değilim, görmedim. Olay sırasında Eren’i de duymadım” diye konuştu.

‘ÇOBANIN ŞÜPHELİ HAREKETLERİ ÜZERİNE BUNU YAPTIK’

Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, tanık olarak dinlenen Salim Güran’ın işçisi 15 yaşından küçük R.A. ve çoban A.A.’nın ifadelerinin ardından, Narin Güran’ın amcası Erhan Güran duruşma salonuna getirildi. Mahkeme Başkanının kamera görüntülerindeki toplantıyla ilgili sorular üzerine Erhan Güran, “Biz o zaman çocuğu kaybolmuş, arayan bir aileyiz. Birçok kişi 06.30- 07.00 civarı Narin’i gördüklerini söylediği için, Çoban A.A.’nın 18.30 sıralarında geldiğini biliyorduk. O yüzden Çoban A.A.’yı çağırdık. Narin’i görüp görmediğini söyledim. Çok panik hareketler yapmaya başladı. Uzman çavuş oradaydı. ‘Ben şüpheleniyorum bundan’ dedim. ‘Gerekeni yaparız’ dedi, bir şey yapmadı. Hayvanları tek başına gönderdi. Beni gördü, gelmedi yanıma. Evinin önünde oturuyorduk. ‘A.A.’yı çağırır mısın’ dedim, kaçtı. Bizim aile de şüphelenmeye başladı. A.A.’ya da ‘O saatte sen köyüne içerisine giriyorsun’ dedik. ‘Sen gözü kapalı mı evine gidiyorsun?’ dedik. Biz kesinlikle bir senaryo çizmedik. Aile üzerinde senaryolar çiziliyor. Şimdi de benim kızımdan bahsediyorlar. Namus, bu kadar yeter artık. ‘Aile oturuyor, çay içiyor, bir şey yapmıyorlar’ diyorlardı. Biz de mücadele veriyorduk. Çobanın şüpheli hareketleri üzerine bunu yaptık. Bir iki tokat atılmıştır, çünkü yalan söylüyordu. Bilerek toplanmadık. O an yemek yeniyordu” dedi.

‘GENÇLER ANİ BİR REFLEKSLE TOKAT ATTILAR’

Savcının soruları üzerine Erhan Güran, “Ben İsa’yı gördüm, bir köylü bayanın ismini söyledi. Onların akrabası bir bayan vardı. O ‘Ben evden çıkmamışım’ dedi. Kolluk kuvvetlerine Çoban A.A.’yı söyledik. İfadesi alındı mı alınmadı mı bilmiyorum. Gençler ani bir refleksle tokat attılar. Cevabımızı alamadık. O günden sonra da onunla bir temasta bulunmadık. Çoban, ‘Bilmiyorum, görmedim’ diyordu” yanıtını verdi.

Eski Baro Başkanı Nahit Eren’in ‘Kamera kayıtlarını sildiniz mi, müdahale ettiniz mi’ sorusu üzerine Erhan Güran, “Hayırö dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatlarının ‘Başka birini sorguladınız mı’ sorusu üzerine de Erhan Güran, “Şeyma kaya ile konuştuk. Narin’in cenazesi çıkmasaydı, hala daha arayacaktık, soracaktık. Çobanın geliş saati Şeyma’nın söylediği saate denk geldiği için Çobanı sorguladık. Uzman çavuşa da söyledik” diye konuştu. (DHA)

BİLGİ İÇİN

HABER: Emrah KIZIL-Seyfettin EKEN-Özcan ARGİN/DİYARBAKIR, (DHA)

===========================================================

2) SEDNAYA CEZAEVİ’NDE KALAN 3 KUZENİ ÖLDÜRÜLDÜ, BİRİNDEN HABER ALINAMIYOR

HATAY’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan Suriyeli Muhammed Dumani’nin (55), Esad rejiminin işkence merkezi olarak nitelendirilen Sednaya Cezaevi’nde tutuklu bulunan 3 kuzeninin öldürüldüğünü, 1’inin ise kayıp olduğunu söyledi.

Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesi, Esad’ın Rusya’ya kaçmasının ardından kontrolün muhaliflere geçmesiyle, işkence merkezi Sednaya Cezaevi boşaltılarak, öldürülen mahkumlar raporlandı. İç savaş nedeniyle göç edip, 7 yıl önce Hatay’ın Reyhanlı ilçesine yerleşen ve bakkallık yapan Suriyeli Muhammed Dumani, 2016 yılında tutuklanan kuzenleri Yusuf (42), Ahmet (46) ve Ali Dumani’nin (34) öldürüldüğünü, Hasan Dumani’nin (37) ise kaybolduğunu öğrendi. Haber alınamayan kuzeninin bulunması için yardım isteyen Dumani, “2016 yılında tutuklanan 4 kuzenim Sednaya Cezaevi’ne kapatılmıştı. Muhaliflerin ülkeyi kontrol altına alması ve cezaevlerinin boşaltılmasından sonra yayınlanan listelerde 3 kuzenimin öldüğünü öğrendik. Birine ise hala ulaşamadık nerede olduğunu bilmiyoruz. Kuzenimin bulunması için yardım bekliyorum” dedi.

‘ZULÜM İÇİNDE YAŞAYAN HALK KURTULDU’

Suriyelilerin Esad rejiminin zulmünden kurtulduğunu belirten Muhammed Dumani, “Suriye’nin zulüm içerisinde yaşayan halkı artık kurtuldu. Yeni yönetim geldi ve her şeyin çok daha güzel olacağını düşünüyoruz. Ailemle birlikte doğup büyüdüğümüz Halep topraklarına kış sonu dönüp, ülkemizi yeniden imar edeceğiz. Türkiye’ye ne kadar teşekkür etsek azdır. Bizlere çok yardımcı oldular. Burada kaldığımız süre içerisinde çok destek gördük. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan da Allah razı olsun. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Allah Türk halkını, devletini, her türlü kötülükten korusunö diye konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü

—————————–

– Muhammed Dumani iş yerine gelirken

– Dükkanını açarken

– Dükkanında düzenleme yaparken

– Ölen kuzenlerinin fotoğraflarına bakarken

– Torununu severken

– Dumani ile röportaj.

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),(DHA)

====================================

3) ANNESİNİN MAMA YEDİRİP UYUTTUĞU 4 AYLIK FATMA BEBEK, ÖLDÜ

BURSA’nın İnegöl ilçesinde, annesinin mama yedirip uyuttuğu 4 aylık Fatma bebek, beşiğinde ölü bulundu.

Olay, dün gece, Kemalpaşa Mahallesi Kartal Sokak’taki 3 katlı apartmanın son katındaki dairede meydana geldi. Hacer (30) ve Ahmet Azar (35) çiftinin 2’nci çocuğu olan Fatma bebek, iddiaya göre annesi tarafından biberonla mama yedirildikten sonra beşiğine yatırıldı. Sabah uyanan anne, bebeğini kusmuş ve hareketsiz halde bulunca, 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi. İhbarla eve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan kontrolde bebeğin öldüğü belirlendi. Nefes borusuna mama kaçtığı için yaşamını yitirdiği değerlendirilen bebeğin cenazesi, savcılık incelemesinin ardından kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Polis, annenin ifadesine başvururken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

—————————-

-Sağlık ekiplerinin eve gelmesi

-Ambulans ve polis otosundan detay

-Olayın meydana geldiği evin dışından detay

Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL (Bursa), (DHA)

====================================

4) ÇATISI YANAN TAŞ AMBARLAR’DA POLİS İNCELEME YAPTI

ERZURUM’da restore edilirken çatısında yangın çıkan tarihi Taş Ambarlar’da, Olay Yeri İnceleme ekipleri inceleme yaptı.

1860-1870 yıllarında ‘askeri ambar’ olarak yaptırılan ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından uzun süre depo olarak kullanıldıktan sonra Büyükşehir Belediyesi’ne devredilen, Yakutiye ilçesi Muratpaşa Mahallesi Ali Ravi Caddesi’ndeki Taş Ambarlar’da dün öğle saatlerinde yangın çıktı. İhbar üzerine Erzurum Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekiplerinin yanı sıra Palandöken, Yakutiye Belediyeleri, Tarım ve Orman Bölge Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları, Emniyet Müdürlüğü, Atatürk Üniversitesi, AFAD İl Müdürlüğü bölgeye sevk edildi. 47 araç ve yaklaşık 100 personelle müdahale edilen yangın, yaklaşık 2 saatlik bir çalışmanın ardından söndürüldü.

BİNADA İNCELEME YAPTILAR

Soğutma çalışmalarının tamamlandığı tarihi binada Erzurum Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şubesi ekipleri, bugün sabah saatlerinde inceleme yaptı. Özel kıyafetlerini giyerek tarihi binada çalışan ekipler, fotoğraf çekti, delil topladı. Yaklaşık 3 saat süren incelemenin ardından ekipler binadan ayrıldı. Olay Yeri İnceleme Şubesi’nin hazırlayacağı rapora göre yangının çıkış sebebi netlik kazanacak.

KAPALI ÇARŞI VE MÜZE OLACAK

Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin restore ettiği tarihi bina ‘ Taş Ambarlar Kapalı Çarşı ve Tarih Dioramaları Müzesi’ne dönüştürülecek. 7 bin metrekare alanda 2 bin 800 metrekare kapalı alanda 102 ayrı iş yeri bulunacak. 1900 metrekare kültür sanat ve müze alanına sahip olan projede mescit, sosyal alanlar, kafe, restoran ve cep sinemalar da inşa edilecek. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————-

-Olay yeri inceleme ekiplerinin binanın dışında çekim yapması

-Olay yeri güvenliğini sağlayan resmi polislerden detay

-Binanın içindeki itfaiye aracının görüntüsü

-Ekiplerin yanan çatıda delip toplayıp çekim yapması

-Belediye ekiplerinin temizlik yapması

Haber – Kamera: Oktay POLAT – Asena TUTAR / ERZURUM, (DHA)

=================================================

5) ONKOLOJİ HASTASI ÇOCUKLAR, YENİ YILDAN SAĞLIK DİLEDİ

İZMİR’deki Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı (KİTVAK), Ege Üniversitesi (EÜ) KİTVAK Tülay Aktaş Çocuk Onkoloji Hastanesi’nde onkoloji tedavisi gören çocuklar, kendileri için düzenlenen yılbaşı etkinliğinde pasta kesip, hediyelerini açmanın mutluluğunu yaşadı. Soma’da yaşayan, lenfoma hastası kızı Zeynep’in (8) yeni yılda sağlığına kavuşmasını dileyen anne İlknur Göveç, “Yeni yılda tek istediğim kızımın yürümesi. Kanser tedavisini geçirdik ama genetik hastalığının da tedavisi yapılırsa kızımı koluma takıp, özgürce gezmek istiyorum” dedi.

KİTVAK, EÜ KİTVAK Tülay Aktaş Çocuk Onkoloji Hastanesi’nde onkoloji tedavisi gören çocuklar için yılbaşı kutlaması düzenledi. Her yıl geleneksel hale gelen yeni yıl kutlaması etkinliğinde onkoloji hastası çocuklar, hasta yakınları ve sağlık çalışanları yeni yılı sağlık dileyerek karşıladı. Manisa’nın Soma ilçesinde yaşayan ve bir yıldır EÜ’de lenfoma tedavisi gören Zeynep Göveç yılbaşı için hazırlanan hediye paketini açarak oyuncak bebeğine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı. İki çocuk annesi İlknur Göveç, kızının zorlu bir tedavi sürecinden geçtiğini belirtip, “Tedavinin sonuna geldik. Doktorlarımızdan Allah razı olsun. Emar sonuçlarının ardından tedavimiz sonlanacak. Soma’da yaşıyoruz ama uzun süredir hastanedeyiz. Hastanemiz çok güzel, bizlerle ilgileniyorlar” dedi. Zeynep’in kanser dışında nadir görülen genetik bir hastalık ‘Ataksi telenjiektazi’ ile de mücadele ettiğini söyleyen Göveç, 2025 yılının kızına sağlık getirmesini dilediğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok şükür doktorlarımız uygun dozda ilaç verdi, Zeynep sağlığına kavuştu. Ama kızımın genetik rahatsızlığı var. Dengesi bozulduğu için yürüyemiyor. Evde eğitim alıyor, öğretmeni eve geliyor. Bağışıklığı düşük olduğu için okula gitmiyor. Yeni yılda tek istediğim kızımın yürümesi. Kanser tedavisini geçirdik ama genetik hastalığının da tedavisi yapılırsa kızımı koluma takıp, özgürce gezmek istiyorum.”

‘LÖSEMİ HASTASI ELİF NAZ YENİ YILDA TABLET İSTİYOR’

Çanakkale’de yaşayan ve EÜ Hastanesi’nde lösemi tedavisi gören 3,5 yaşındaki Elif Naz Derkil ise “Hediyeleri görünce mutlu oldum, herkesin yeni yılı kutlu olsun” dedi. Kızı için zorlu tedavi sürecinin yeni başladığını anlatan anne Vesile Derkil, “Sonuçları Çanakkale’de aldık. Lösemi teşhisi konuldu. Geçen hafta geldik. İki aydır farklı hastanelerde testler yapıldı. Parça alındı, patoloji sonucunun gelmesini bekliyorum. Elif Naz, yeni yılda tablet istiyor, inşallah en kısa sürede bu isteğini karşılayacağız” ifadelerini kullandı.

‘ONLARIN MUTLULUĞU HER ŞEYE DEĞİYOR’

İzmir’de yaşayan ve ikinci kez kanserle mücadele eden Ela Nisa Gül’ün (5) babası Selçuk Gül, “5 yıldır tedavi görüyoruz. Nöroblastom, yani sinir sistemi kanseri hastalığı ikinci kez nüksetti. 3 ay önce tekrar tedaviye başladık. Doktorlarımızın desteğiyle tedavisi iyi gidiyor. Tüm çocuklara sağlık ve şifa diliyorum. Bu hastalığa henüz 2 aylıkken 4’üncü evrede yakaladık. İlkini atlattık. Zor bir süreç. Bu organizasyonlar bizim için çok güzel. Vakıf yöneticileri, doktorlarımız ve aileler güzel bir etkileşim içinde oluyor. Çocuklar da mutlu oluyor. Onların mutluluğu her şeye değiyor” ifadelerini kullandı.

‘İNSANA DOKUNMAK, DÜNYANIN EN KIYMETLİ ŞEYİ’

KİTVAK Yönetim Kurulu Başkanı İklil Ulueren de çocukların neşesine ortak olmanın tarifsiz mutluluğunu yaşadığını dile getirip, “Lions kulüpleri bu yılı Türkiye genelinde ‘Çocuk kanserleri yılı’ olarak ilan etti ve bu değerli etkinliğimizi Bahar Lions Kulübü üstlendi. Maddi katkı veren dostlarımıza teşekkürler. Yaşamayan bilmez. İnsana dokunmak, dünyanın en kıymetli şeyi. Bu etkinlik yoluyla Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi’nde yatan çocuklara, EÜ Çocuk Hastanesi’nde ilik nakli olan çocuklarımıza, EÜ konuk evimizde yatan çocuklarımıza destek amacıyla her yıl yeni yılı bir şenlik havasında, onlara umut olarak yüzlerinin gülmesi için bir çabayla kutlama gayreti içindeyiz. Onların gülümsemesi ve onlara umut olmak dünyanın en güzel duygusu. Vicdani olarak herkesi destek vermeye çağırıyorum. O kadar kıymetli ki bu destekler kelimeyle ifade edilemez” diye konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü

——————————

-Pasta mumu üflenmesi ve alkışlardan detay görüntü,

-Hediyelerin açılmasından görüntü,

-Hasta çocukların aileleri ile röp,

-KİTVAK Başkanı İklil Ulueren ile röp.

Haber: Nevra UÇKAÇ – Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)



Source link

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.