DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni – 13
1)TIR’IN ÇARPMASI İLE ŞEHİT OLAN POLİS MEMURU,TOPRAĞA VERİLDİ
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 20 Nisan’da meydana gelen trafik kazasına müdahale için bölgeye giden ve TIR’ın çarpması sonucu ağır yaralanarak kaldırıldığı hastanede 5 gün sonra şehit olan polis memuru Zeki Bacak (33) için memleketi Uşak’ta cenaze töreni düzenlendi. Bacak’ın cenazesi Çukurağıl Köyü Camii’nde ikindi vakti kılınan namazın ardından Çukurağıl Mezarlığı’na defnedildi. Cenaze törenine, Uşak Valisi Naci Aktaş, AK Parti Uşak Milletvekili Fahrettin Tuğrul, CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba, Uşak Belediye Başkan Yardımcısı Halil Arslan, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanı Muhittin Ayhan, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Fahri Semiz, İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Kolcu, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, yakınları ile vatandaşlar katıldı. (DHA)
Görüntü Dökümü
——————————–
-Cenazeden Görüntü
Haber-Kamera: İnan YAMAN/UŞAK, (DHA)
==============================================
2)FAHRETTİN ALTUN: HEM TÜRKİYE HEM KEMAL TAHİR BATICILIKTAN ÇOK ÇEKMİŞTİR
CUMHURBAŞKANLIĞI İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Hem Türkiye hem Kemal Tahir hayatı boyunca batıcılıktan, batının kültür ajanlığını yapan kurumlardan, aktörlerden çok çekmiştir. Dayatmacı, topluma tepeden bakan, kompleksli, kifayetsiz muhterislerin tavırlarından bu ülke ve bu ülkenin gerçek fikir insanları çok yorulur. Bugün de geçmişteki o konforlu saltanatlarını koruyamıyor olsalar da ne yazık ki batıcı kültür ajanlarının züppece tavırlarına şahitlik etmeye de devam ediyoruz” dedi.
Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Türk romancı, senarist ve yazar Kemal Tahir anısına düzenlediği, ‘Ölümünün 52’nci yılında Kemal Tahir Sempozyumu’, Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sempozyuma, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, İl Emniyet Müdürü Sabit Akın Zaimoğlu, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmail Coşkun, AK Parti Bursa Milletvekilleri Emine Yavuz Gözgeç, Mustafa Yavuz, İl Jandarma Komutanı Tuğgenaral İdris Tataroğlu ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
‘GÜÇLÜ İZLER BIRAKTI’
Programın açılış konuşmasını yapan Fahrettin Altun, “İlham verici hocalar, dünyayı tecrübe etme biçimlerimizi birçok açıdan değiştirirler. Bu cümleyi ben geçenlerde bilge bir sosyologla yapılan bir söyleşide okudum. Gerçekten bunu ben kendi hayatımda da birçok açıdan hamdolsun tecrübe etme imkanı buldum. Bu sempozyumu, Uludağ Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi birlikte yapıyor. Ve ben her iki üniversitede de sosyoloji tahsil etme imkanı buldum. Ve buradaki hocalarım vesilesiyle Kemal Tahir’i tanıdım. Kemal Tahir’in fikirleri, yazıları, romanları Türkiye’nin tarihi içindeki yerini, toplumsal yapımızı, kültürümüzü ve insanımızı anlama çabamızla gerçekten bize yardım etti, yol gösterdi, rehberlik etti. Bazen çözümlemeleriyle, bazen de cevabını çok berrak bir şekilde ortaya koyamasa dahi sorduğu, özgün ve önemli sorularla, fikir dünyamızda, yazın dünyamızda gerçekten güçlü izler bıraktı. Edward Said’in, ‘Kendi sesinin tınısını yansıtan yazar’ tanımlamasına uygun bir şekilde yazdı. Bir kamusal entelektüel olarak yazdı. Hep bir toplumsal ödevi varmışcasına yazdı. Bir borcu ifa ediyormuşçasına yazdı. Ve bu duyguyu da ziyadesiyle, ‘Ben Anadolu halkının yazarıyım’ diye ortaya koydu” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN RUHUNU ARAYAN ADAM’
Kemal Tahir’in 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri’ne ve Vefa Ödülü’ne layık görüldüğünü hatırlatan Altun, “Cumhurbaşkanımızın, ödül töreninde Kemal Tahir için sarf ettiği sözler çok anlamlıydı. Belki de devletin Kemal Tahir’le helalleşmesinin de bir yansımasıydı. Şöyle demişti Cumhurbaşkanımız; ‘Kendisi hakikati arama konusundaki merakı, cesareti, gayreti ve azmiyle, pek çok aydınımıza ilham kaynağı olmuştur. Yaşadığı dönemde Osmanlı’yla, Cumhuriyet Türkiye’siyle, Anadolu’yla, toplumla ve siyasetle ilgili esmer bozan yaklaşımlarını, bedel ödemekten çekinmeyerek ortaya koymuştur. Türkiye’nin ruhunu arayan adam denilecek derecede derinlikli çalışmalarıyla bugün de yararlandığımız pek çok tahlile imza atmıştır. ‘Öyle demişti Cumhurbaşkanımız. Evet, Türkiye’nin ruhunu arayan adam” diye konuştu.
‘VARLIK GÖSTERMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ’
Sosyolog Baykan Sezer’in, 1979 yılında yayınlanan ‘Türk Sosyolojisinin Ana Sorunları’ kitabını işaret eden Altun, “‘Günümüzde doğunun batıya karşı direnci başlamıştır. Bugün batılaşıp batılılaşmada bütün sorun Türkiye’nin tarihi akışa ters düşürülüp, düşürülmediği, yanlış ata mı oynadığıdır. Türkiye doğu soygununda hiçbir payı olmadığı halde, batı emperyalizminin bütün günahlarını ödemek zorunda kalabilir. Tarihi gelişme içinde ezilip, kaybolur, gidebilir. Ya da tarihi gelişme içinde kendisine düşen rolü başarır. Geleceğin kurucularından, büyük devletlerinden birisi olabilir. Bizim gelecekte Türk devletinin müstesna yerine olan inancımız tamdır.’ Kitabın son cümlesi budur. ‘Bizim gelecekte Türk devletinin müstesna yerine olan inancımız tamdır. ‘Biz de bugün gerçekten elimizden geldiğince bütün gayretle bu müstesna yere kavuşmak için küresel alanda belirleyici, küresel alanda tesirli ve istikrarlaştırıcı bir güç olmak, bir aktör olmak için gayret sarf ediyoruz. Varlık göstermek için çalışıyoruz” dedi.
‘TÜRKİYE’DE MUHALEFET DE BUNA ZEMİN HAZIRLIYOR’
Fahrettin Altun, “Hem Türkiye hem Kemal Tahir hayatı boyunca batıcılıktan, batının kültür ajanlığını yapan kurumlardan, aktörlerden çok çekmiştir. Dayatmacı, topluma tepeden bakan, kompleksli, kifayetsiz muhterislerin tavırlarından bu ülke ve bu ülkenin gerçek fikir insanları çok yorulur. Bugün de geçmişteki o konforlu saltanatlarını koruyamıyor olsalar da ne yazık ki batıcı kültür ajanlarının züppece tavırlarına şahitlik etmeye de devam ediyoruz. Kendisinden olmayanı yaftalayan, tarafsızlığa tahammülü dahi olmayan, amorf bir linç kültürünü ısrarla, inatla yaşatmaya çalışan bir güruhtan bahsediyoruz. Ve ne yazık ki bunu da burada ifade etmek durumundayım. Türkiye’de muhalefet de buna zemin hazırlıyor. Fakat artık şunu açık ve net ortaya koymak isterim ki Türkiye gerçekliğinden uzak, ucuz tiplerle, ön yargılarla yoğrulan söylemlerin, etki yaratma ve mahalle baskısıyla yol yürüme dönemi artık geride kalmıştır. Biz dünü, bugünü ve yarını kavrayışımız için bize sunduğu imkanlar dolayısıyla, kültür değerlerimizi maharetli anlatımları dolayısıyla ve hegemonya girişimlerine karşı ortaya koyduğu direnç nedeniyle Kemal Tahir’in eserlerini önemsiyoruz ve Kemal Tahir’in eserleri bugün de bu nedenlerle bizim için değer üretmeye devam ediyor, etmelidir. Kurtuluş Kayalı Hocamızın dediği gibi batının dünya hakimiyetine, ekonomik, toplumsal ve özellikle kültürel direnç olduğu sürece Kemal Tahir’in yaklaşımları hep önemini koruyacaktır. Baykan Sezer Hocamızın dediği gibi Türk toplumu sorgulamayı sürdürür, kendi kaderine söz sahibi olma konusunda kararlı olursa, Kemal Tahir’in başlattığı düşünce canlılığını, zenginleşmesini sürdürecek, koruyabilecektir. Günümüz Türkiye’sinde Kemal Tahir’in çalışmalarını, onu bıraktığı yerden ileriye götürme imkanı da fazlasıyla mevcuttur. Ben bu sempozyumu da tam da bu bağlamda değerlendiriyorum” diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
——————————————
-Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un salona girişi
-Protokol selamlama ve oturuş
-İstiklal Marşı detay
-Genel detaylar
-Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un konuşmaları
Haber: Memet Can YEŞİLBAŞ
Kamera: Muhammet Hüseyin SEZGİN/BURSA,(DHA)
==============================================
3)BAKAN YARDIMCISI GİZLİGİDER: GIDA ARZ GÜVENLİĞİNİ ETKİLEYEN BİR SORUN YAŞANMAYACAK
TARIM ve Orman Bakan Yardımcısı Gizligider, Denizli’de zirai don nedeniyle zarar gören meyve bahçelerindeki incelemesinin ardından yaptığı açıklamada, “Yaşanan zirai don sonrası stratejik ürünler başta olmak üzere Türkiye’de bir sorun olmayacak. Yani gıda arz güvenliğini etkileyen bir sorun yaşamayacağız. Allah esirgesin kıtlık olmayacak. Meyve ve tarla sebze grubunda da yine arz sorunu olmayacağını düşünüyoruz” dedi.
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, 12 Nisan’da meydana gelen zirai don afetinin zararını yerinde incelemek üzere Denizli’ye geldi. Çivril ilçesi Işıklı Mahallesi’nde zarar gören meyve bahçelerini inceleyen Bakan Yardımcısı Gizligider, üreticilerden don afetiyle ilgili yaşadıkları sıkıntıları dinledi. Gizligider’e AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile AK Parti İl Başkanı Muhammet Subaşıoğlu da eşlik etti. Gizligider, üreticilerle don afetiyle ilgili yaşadıkları sorunlar hakkında konuştu. Daha sonra üreticilerle ve çiftçilerle bir araya gelen Gizligider, zirai don nedeniyle zarar gören bölgelerde tüm ekiplerin tespitlerine devam ettiğini söyledi. Gizligider, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmiş olsun dileklerini iletiyorum. Zirai don nedeniyle son yılların en büyük afetini yaşadık. 34 ilde yoğun olarak yaşadığımız bu don olayıyla ilgili vatandaşın yanında, sizin yanınızdayız. Bu devlet çok büyük. Sizi yaşadığınız bu sıkıntıda yalnız bırakacak değiliz” ifadelerini kullandı.
‘ETKİLENME ORANI YÜZDE 31’
Gizligider, ürününün zarar gördüğünü düşünen üreticilerin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerine bildirebileceğini belirterek, “Yaşanan zirai don sonrası stratejik ürünler başta olmak üzere Türkiye’de bir sorun olmayacak. Yani gıda arz güvenliğini etkileyen bir sorun yaşamayacağız. Allah esirgesin, kıtlık olmayacak. Meyve ve tarla sebze grubunda da yine arz sorunu olmayacağını düşünüyoruz. Depolarımızda da ciddi şekilde stokumuz var. Elbette, ‘Hiç etkilenmeyeceğiz’ demek imkansız. Bunun etkilerini en aza beraber indirgeyeceğiz. Denizli’de şu anda bu zirai don meselesinden etkilenme oranı yüzde 31 olarak görünüyor. Yüksek bir oran. En çok etkilenen illerden biri. İnşallah bununla beraber baş edeceğiz. Denizli’de 1161 çiftçimiz sigorta yaptırmış ve 21 bin 712 dekar alan için don teminatı kapsamında sigorta koruması var. Yani bu söylediğim alanla ilgili olarak en azından zararın karşılanması adına içimiz ferah. Yine 715 üreticimiz de 13 bin 746 dekar alan için don hasar ihbarında bulunmuş. Denizli’nin sigortalılık oranı yüzde 17,5. Bunları en kısa sürede ödeyeceğiz. Bu yüce devlet, bu güçlü devlet inşallah sizi yalnız bırakmayacak” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
——————————-
-Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider’in bahçelerde inceleme yapması
-Bakan Yardımcısı Gizligider’in çiftçilere konuşması
Haber-Kamera: Ramazan ÇETİN/DENİZLİ, (DHA)
==============================================
4)SAVCI, ATSO BAŞKANI BAHAR’IN ÖLÜMÜNE İLİŞKİN DAVANIN AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NDE GÖRÜLMESİNİ TALEP ETTİ
ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ali Bahar’ın (55) ölümüne ilişkin Kemer 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki görülen davanın 2’nci duruşmasında savcı mahkemeden; dava hakkında görevsizlik kararı verilerek davanın Antalya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesini talep etti. Savcı bu talebini de maktulün ölümünün tutuksuz sanıklardan Y.Ç.C.’nin, Bahar’ın ölümüyle ilgili bir teması olabileceği iddiasına dayandırdı. Mahkemede maktul Bahar’ın eşi Şebnem Bahar duruşmaya bir tekne maketiyle katılarak ifade verdi.
ATSO Başkanı Ali Bahar, 18 Temmuz 2024 akşamı, kendisine ait ” adlı tekne ve beraberindeki M.S.Ç. ve Y.C.Ç. ile Kemer Marina’dan denize açıldı. Geceyi denizde geçiren üç kişi, sabah marinaya dönmek üzere hareket etti. İddiaya göre Ali Bahar, marinaya yanaştıkları sırada teknede oturmak için kullanılan bir minderin denize düşmesi üzerine suya atladı. Tekneyi kullanan arkadaşı M.S.Ç. durumu fark etmeden manevra yapınca motor pervaneleri arasında kalan Ali Bahar, yaşamını yitirdi. Kemer Cumhuriyet Başsavcılığı, Ali Bahar’ın ölümüne ilişkin iddianame hazırladı. İddianamede Ali Bahar’ın vücudunda 2.50 promil alkol ve anestezik ilaç lidokain maddesi bulunduğu belirtildi. Savcılık iddianamesinde Bahar’ın ölümüne ilişkin M.S.Ç. ve Y.C.Ç. hakkında ‘Taksirle ölüme neden olma’ suçlamasıyla 2 yıldan 6’şar yıla kadar hapis talep edildi. İddianame kabul edilerek dava Kemer 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
Davanın 2. duruşmasına ölen Ali Bahar’ın eşi Şebnem Bahar, çocukları Ladin, tutuksuz sanık M.S.Ç. ve avukatları katıldı. Tutuksuz sanık Y.C.Ç. ise SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Bahar’ın ailesi, duruşma salonuna olayın yaşandığı teknenin 3 boyutlu minyatürü ile geldi. Avukatlar ve Şebnem Bahar, zaman zaman tekne minyatürünü kullanarak olayı anlattı.
‘HİÇBİR ŞEY DUYMADIM’
Sanıklardan Y.C.Ç. duruşmadaki ifadesini verirken ağlamaya başladı. Y.C.Ç., “Ağır bir travma yaşadım. Olay günü dönüşe geçtikten sonra teknenin arka havuzunun sol köşe kısmında oturuyordum. Ali de sağ tarafta platforma inecek kısma yakın yerde oturuyordu. M.S.Ç. bey tekneyi kullanıyordu. Dönüş esnasında M.S.Ç., ‘Ali, Kemer Marina’nın içini biliyorsun dümeni sen al’ dedi. Ali, ayağa kalkıp dümene geçeceği sırada ‘Minder düşmüş’ dedi. M.S.Ç. de ‘Minderi ben alırım’ dedi ancak Ali ‘Ben ayaktayım alırım’ dedi. Ali bu sırada teknenin aşağısına inen merdivenin orada, güneşliği tutar vaziyetteydi. Minder benim oturduğum konuma göre Ali’nin olduğu tarafın ilerisindeydi. Sigaramı yakmak için öne doğru eğildim. Binlerce defa düşündüm, bu an kaç saniye sürdü bilmiyorum. Vertigom olduğu için seyir halindeki araçta ayakta durmamaya gayret ederim. Ali’nin olduğu tarafa kafamı çevirdiğimde Ali’yi göremedim. Bu ana kadar hiçbir şey duymadım. Göremeyince vücudumu çevirdim ve ondan sonra Ali’yi gördüm. Çığlık atıp ‘Ali orada’ diye bağırmaya başladım” dedi.
‘KOLUM ÇOK ACIYOR, AMBULANS GELSİN’
M.S.Ç.’nin can havliyle denize atladığını söyleyen Y.C.Ç., “M.S.Ç. Ali’yi getirip platforma dayadı. Ben yukarıdan baktığım için vücudundaki büyük yaraları gördüm. Ali’nin bilinci açıktı. 3-4 kere ambulansı aradım. Ali ‘Kolum çok acıyor, ambulans gelsin’ diye bağırıyordu. M.S.Ç. de ‘Sakin ol her şey düzelecek’ diye bağırıyordu. Ambulansı aramak için gittiğimde tekne içinde bayılmışım ve ben ambulansta uyandım. Uyanır uyanmaz Ali’yi sordum, bilincinin açık olduğu ve hastaneye götürüldüğü söylendi. Bu olayda aslında M.S.Ç. ve ben çok mağduruz. Konuşmak bile çok üzücü. Biz canla başla Ali’yi kurtarmaya çalıştık. 0,50 promil alkolle ehliyet elden alınırken, Ali’nin 2,50 promille düşme olasılığı çok yüksektir. Reflekslerini kaybetmesi olasıdır. Ali bana bırakın tokat atmayı, hiçbir insana zarar verecek birisi değildi” diye konuştu.
‘ATLADI MI DÜŞTÜ MÜ HİÇBİR FİKRİM YOK’
Ali Bahar ile ilişkileri olduğunu neden ilk ifadesinde söylemediği sorulan Y.C.Ç., Bahar’ın evliliğini bitirmeye hazırlandığını söyledi. Y.C.Ç., “Ali çok temkinli birisiydi hem beni hem kendini korumak istiyordu. Bize bu şekilde söylememiz gerektiği söyledi. O güne kadar bana böyle bir soru sorulmadı. Ali’nin dediğinden çıkmayarak söylemedim. Ali bana ‘Ayın 17’sinde sana bir sürprizim var’ dedi. O gün doğum günümdü ve arkadaşlarım kutlama ayarladığı için gidemedim. Ali nisan ayında dizinin çok kötü olduğunu söyledi. O sabah bana dizinin yine çok kötü olduğunu söyledi. O gün hiçbir tartışmamız olmadı. Atladı mı düştü mü hiçbir fikrim yok. Ben bir su sesi duymadım. Ambulansı aradığım kayıtları dinlerseniz nasıl bir şey yaşadığımı anlarsınız” dedi.
‘YANIMA GELECEK DİYE TARTIŞMA ÇIKTI’
Ali Bahar’ın iyi bir kaptan olduğunu, teknede ne yapacağını çok iyi bildiğini söyleyen eşi Şebnem Bahar ise duruşmadaki ifadesinde “Kazanın ertesi günü M.S.Ç. ve akrabaları, tutuksuz yargılanması için dilekçe vermemi istediler. Sanıkların ifadelerindeki çelişkileri görünce olayın anlatıldığı gibi olmadığına kanaat getirdim. Ben denizci kızıyım, denizi iyi bilirim. Anlatılanların hiçbiri aklıma ve mantığıma uymuyor. Teknede yapay bir mutluluk havası estiriliyor. O gün kutlamayı gerektiren bir gün olduğunu düşünmüyorum. Teknede tartışma çıktığını, ancak ‘bunu dillendirmeyin’ diye tavsiye aldıklarını düşünüyorum. Ali’nin yanıma Çeşme’ye geleceğini biliyorlardı bundan dolayı bir tartışma çıktığını düşünüyorum. Çeşmedeki site yöneticisi bana bir kadının arayıp telefon numaramı istediğini söyledi” diye konuştu.
‘ALİ’NİN DÜŞME İHTİMALİ YOK’
Kazanın yaşandığı gün kazaya neden olacak rüzgar olmadığını söyleyen Şebnem Bahar, “Minderin denize uçmasıyla ilgili daha önce de benzer bir olay yaşadık. Orada kızıma kızdı. Ali ekonomik ve güvenlik konusunda minderin peşine düşecek durumda değildi. M.S.Ç. ile Ali arasında herhangi bir sıkıntı yoktur. Vefat ettikten sonra birbirlerini kolladıklarını düşünüyorum. Neredeyse Ali’yi suçlu çıkaracaklar. M.S.Ç. bana orada minderleri bağladığını söyledi. Kazayla ilgili net bir şey anlatmadı. Ali’nin düşme ihtimali yok. Arkada 1 metre platform var. Platformun üstüne bir şey düşse tok bir ses çıkar. Burada ayak kaymaması için özel ağaç var. Oradan düşmesi için kanatlanması gerekir” dedi. Bahar, eline aldığı tekne maketi üzerinden olay sonrası çekilen videoda Y.C.Ç’nin ‘oturuyorum’ dediği koltuğun üzerinde çanta, soda ve sigara olduğunu söyledi. Bahar, “Bu ilişki vasıtasıyla Ali’den sürekli maddi menfaat elde edilmeye çalışılmış. Y.C.Ç.’nin arkadaşları Ali’den 3-4 kere para istemiş. Y.C.Ç.’nin arkadaşı A.Ç. 3-4 kere para istemiş. A.Ç.’nin kızının okul parasını ödemiş, elden para yollamış” diye konuştu.
‘BABAMIN ÖLÜMÜNDEKİ SİS PERDESİNİN KALKMASINI İSTİYORUM’
Bahar’ın kızı Ladin ise davadaki şaibe ve çelişkilerin arttığını, olayın basit bir dikkatsizlikten ibaret olduğunu düşünmediğini, bu nedenle babasının ölümündeki sis perdesinin kalkmasını istediğini söyledi.
Duruşma salonunda hazır bulunan M.S.Ç. ise “Ali’nin minder için neden bu kadar ısrarcı olduğunu bilmiyorum. Şebnem hanımı ziyarete gittiğimde, bu ilişkiyi söylediğimde çok sinirlendi. Bu ilişkiyi Ali’nin tüm yakın çevresi biliyordu. Şebnem’i sakinleştirmek için ‘Yakında ayrılacaklardı’ dedim. Ben canımı kaybettim. Ben onların evlerine girip çıkmış insanım. Keşke bir görüntüsü olsa, ben de rahatlasam. Magazinsel haberlerle dörtlü ilişkiden bahsediliyor. Teknede 4’üncü kişi yoktu” dedi.
‘BİLİRKİŞİ RAPORUNDA BAHAR’IN DENİZE DÜŞMESİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI BELİRTİLİYOR’
Bahar ailesinin avukatı Naim Karakaya da mahkemede “Bilirkişi raporunda sanık M.S.Ç.’in asli kusurlu olduğu tespit ediliyor. Raporda Ali’nin denize düşme mesafesinden uzakta olduğu, sanıkların anlattığı manevranın teknede ani ivmelenme yaratmayacağı ve anlatılan olaylar neticesinde Ali Bahar’ın denize düşmesinin mümkün olmadığı belirtiliyor. Bu da merhumun itildiğini açıkça ortaya koymaktadır” dedi.
DAVANIN GÖREVSİZLİKLE AĞIR CEZA MAHKEMESİ TALEP EDİLDİ
Duruşma savcısı mütalaasında; Ali Bahar’ın ölümünün Y.Ç.C.’nin bir teması sonucu olabileceğinin belirtildiğini vurgulayarak; eylemin gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise eylemin taksirle mi kastla mı işlendiği konusunda yargılamanın Antalya’daki Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini söyleyerek; bu nedenle dosya hakkında görevsizlik kararı verilmesini talep etti.
Mütalaanın ardından hakim; Ali Bahar’ın vücudundaki alkol miktarının, kabiliyetlerini ve vücut denge durumunu ortadan kaldırıp kaldırmayacağı konusu için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na yazılan müzekkerenin beklenmesi ve savcılık mütalaasına karşılık sanık avukatlarına süre verilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. (DHA)
Görüntü Dökümü
————————–
Arşiv
Haber:Semih ERSÖZLER- Levent YENİGÜN/ KEMER (Antalya), (DHA)
==============================================
5)TAKSİDE UNUTULAN 18 BİN AVRONUN İÇİNDE OLDUĞU ÇANTAYI SAHİBİNE TESLİM ETTİ
ANTALYA’nın Alanya ilçesinde taksi şoförü Musa Koca, aracında unutulan ve içerisinde 18 bin 300 avro bulunan çantayı, Danimarkalı müşterisinin konakladığı otele ulaşıp teslim etti.
Türkler Mahallesi’nde taksi şoförlüğü yapan Musa Koca, öğle saatlerinde, bir otelde konaklayan Danimarkalı aileyi, ilçe merkezine götürdü. Durağa döndükten sonra aracını kontrol eden Koca, arka koltukta unutulan çantayı fark etti. İçinde 18 bin 300 avro bulunan çantayı teslim etmek için otel yetkilileriyle irtibata geçen Koca, daha sonra müşteriyi aldığı tesise gitti. Koca, çantayı Danimarkalı aileye teslim etti. 3 kızı olduğunu söyleyen Musa Koca, “750 bin liram borcum var. Bu parayı alsam borçlarım biterdi ama ben haram para istemem” dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü
—————
-Paranın teslim edilme anları
Haber- Kamera: Erkan UYSAL/ALANYA (DHA)
==============================================
6)KARDEŞİNİ OKULDAN ALMAYA GİDERKEN KAMYONETİN ÇARPTIĞI MOTOSİKLETLİ AĞIR YARALANDI
BURSA’nın İnegöl ilçesinde, okuldan çıkan kardeşini almaya giderken kamyonetin çarptığı motosikletli Veysel U. (30), ağır yaralandı.
Kaza, saat 17.00 sıralarında Kemalpaşa Mahallesi, Ilın Sokak’ta meydana geldi. 16 AUP 230 plakalı motosikletle, okuldan çıkan kardeşini almaya giden Veysel U.’ya, Sülün Sokak’tan çıkan Kerem O. (47) yönetimindeki 34 FOT 546 plakalı kamyonet çarptı. Çarpışmanın şiddetiyle devrilen motosiklet sürüklenirken, sürücü ağır yaralandı. İhbarla kaza yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Veysel U., sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırılıp, tedaviye alındı.
Yaralının sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenilirken, polis, kazayla ilgili inceleme başlattı. (DHA)
Görüntü Dökümü
—————————
-Olay yerinden detaylar
-Yaralının ambulansa bindirilmesi detay
Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL(BURSA), (DHA)
==============================================
7)OSMANGAZİ KÖPRÜSÜ’NE DEV KOCAELİSPOR BAYRAĞI ASILDI
16 yıl sonra Süper Lig’e yükselen Kocaelispor’un bayrağı, taraftarın çağrısı üzerine Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmit Körfezi’ndeki Osmangazi Köprüsü’ne asıldı.
1’inci Lig’de sezon bitimine 3 hafta kala şampiyonluğunu ilan eden Kocaelispor, 16 yıl sonra Süper Lig’e yükseldi. Taraftarlar, sosyal medya hesapları üzerinden Kocaelispor bayrağının İzmit Körfezi’ndeki Osmangazi Köprüsü’ne asılmasını istedi. Taraftarın talebi sonrası Kocaeli Büyükşehir Belediyesi gerekli izinleri alarak yeşil-siyahlı bayrağı köprüye astı. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, köprüye asılan bayrağın görüntülerini sosyal medya hesabından, “İstediniz, yaptık! Osmangazi Köprüsü yeşil-siyah!” ifadeleriyle paylaştı. (DHA)
Görüntü Dökümü
————————-
-Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından paylaşılan video (Müzikli)
HABER: Nazım Özgün ERBULAN/DİLOVASI(Kocaeli), (DHA)
==============================================