Bu Rapor Bilmezkişi Raporu Mu?

Bu Rapor Bilmezkişi Raporu Mu?
18.02.2020
A+
A-

Yüksek tarımsal potansiyeli nedeniyle ve 12.12.2016 tarih ve 2016/9620 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile koruma altındaki Çarşamba Ovasındaki Eğercili Mahallesi
MUTLAK tarım arazisi niteliğindedir. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazilerin
Kullanımı Hakkında Kanununun buyurucu mahiyetteki en temel hükümleri gereği ‘Büyük ovalarda bulunan tarım arazileri hiçbir surette amacı dışında kullanılamaz’ Bilirkişi raporu toplam 36 sayfa olup; ilk onbir sayfa, bilirkişilere yöneltilen sorular ve dava dosyasının özeti ile proje tanıtım dosyasındaki kurum görüşlerinin özeti şeklindedir.
Geri kalan 25 sayfanın büyük kısmında şirketin hazırlattığı proje tanıtım dosyasından kopyala yapıştır yöntemi ile şirketin çevresel etkiler üzerine taahhütleri ve resmi kurum görüşleri tartışmasız kabul edilmiş akıl ve bilim süzgecinden geçirilmemiştir.
Dava dilekçemizde belirtilen çevre ve insan sağlığına, Çarşamba Ovasındaki tarımsal faaliyetlere ve temiz su kaynaklarına muhtemel zararların oluşması hali, eski hale getirme önlemleri hiç dikkate alınmadığı gibi, geri dönülmesi imkânsız durumun ortaya çıkması halinde ne gibi önlemler alınacağı da ikna edici teknik olgularla birlikte açıklığa kavuşturulmamıştır.
Sicil itibariyle Valilik ya da Bakanlık memuru konumunu aşamayan, bağımsız ve özgün bir duruş sergileme olanağından mahrum, koro halinde Vali ya da Bakandan ilham alarak görüş belirtmek ve imza atmak durumunda kaldıkları için ilgili kurum yazılarının hiç bir ilmi değeri yoktur
Dolayısıyla, Şirketin hazırlattığı Proje Tanıtım Dosyası ve dayanaklarını akılsüzgecinden geçirmeden yansızlık, nesnellik ve bilimsellik ölçütlerine aykırı bir şekilde tartışmasız, gözü kapalı kabul eden sözde bilirkişilerin hazırladığı raporun da hiç bir bilimsel yönü bulunmamaktadır.

Bilirkişi Raporundan İnciler;

Açık yasa hükümlerine rağmen Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün bir talimatnamesine atfen, hiç bir makul bir gerekçe gösterilmeden; bilirkişi raporunda ‘Kuru Mutlak Tarım Arazisinin tarım dışı amaçlı kullanımı uygundur” denilerek Samsun Bölge İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı da yok sayılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre hiçbir talimat, tüzük, yönetmelik YASA hükümlerine aykırı olamaz.
 “…Alanda yapılan incelemelerde tesis çevresinin ekili alanlar ile kaplı olduğu, yerleşik hayatın devam etliği.. Dolayısı ile tesisin yapılacağı ortamda zaten doğal bir hayat olmayıp bölge halkı tarafından oluşturulan günlük aktivitelerin çok yoğun gerçekleştiği bir işleyiş söz konusudur….” denilmektedir.
Bir alan hem tamamen tarım alanı hem de doğal bir hayat yok, hem mutlak tarım arazisi hem de tarımdışı amaçlarl kullanılabilir!
Aralarında bir Ziraat Fakültesi Profesörünün de yer aldığı bilirkişi heyetinin bu yaklaşımı, bir bilim cinayetidir.
 “Bahçe atığı olan ve kereste sektöründe değerIendirilemeyen ağaç kökleri (çam, kızıl ağaç. kavak vb.), İnce dallar, kesim ve budama artıkları, fındık kabuğu, vs.. toplanan bu hammaddeler tesis bünyesinde yakılarak elektrik enerjisi üretilecektir” denilmektedir.
Bunların hiçbiri yakılarak, yenilenebilir enerji elde edilmesi mümkün değildir.
Çünkü yakma işlemi ile, enerjinin yenilenebilir enerji olma vasfı ortadan kalkar. Aralarında bir Biyolog bir de Çevre Yüksek Mühendisi Profesörünün de olduğu bilirkişi heyeti bu bilimsel gerçeği yadsımıştır.
 “… son birkaç on yılda, biyokütle yakıtının gerçekten yararlı ve sürdürülebilir olup olmadığı üzerine tartışmalar sürmektedir. … biyokütle ürünlerinin yanmasında karbon nötr ve neredeyse sıfır CO2 emisyonu… Araştırma çalışmaları, enerjinin çevresel kirliliğe yol açmadan sürdürülebilir olarak sağlanabilmesi için kullanılacak kaynakların başında geldiğini göstermektedir…” denilmektedir
Son birkaç on yıl nasıl bir zaman dilimidir, 20, 40, 50, 90 yıl, hangisi?
Biyokütle enerji santralleri fosil yakıtlı santrallerden daha fazla CO2 yayarlar, çünkü odun ve diğer biyokütle türleri karbondan zengindir “Bir karbon türevi olan madde yanacak ve sıfır CO2 çıkacak demek”, ile “kimya bilimi yoktur” demekle aynı şeydir.
Hangi bilimsel litaratürde yazıyor bunlar? Niye kaynak göstermiyorsunuz, siz nasıl bilim insanızsınız?
Aynı ifadeleri sınavlarınızda öğrencileriniz yazsa o sınavı geçebilirler mi?

 Dava dilekçemize atıfla, ‘…yüksek sıcaklığa sahip kirlenmiş suyun Karadeniz’e salınımı ile, balıkçılık yapılan Samsun’da balıkçılık faaliyetleri de azalacaktır…” iddasına yanıt olarak;
…denizde kirlenme ve balıkçılık üzerinde olumsuz bir etki oluşmayacağ; suyun floristik ya da faunistik açıdan çevrede olumsuz bir etki yaratmayacağı…’ denilmektedir.
Dava dilekçesinde böyle bir iddia yok ki!
Kim bilir hangi ÇED davasının raporunu kopyalayıp burya yapıştırdınız!

Yine söz konusu raporda, ‘Keşif sırasında; vaziyet planında yer alan tesis  elemanlarının bir kısmının kaba inşaatlarının devam ettiği" ifade edilmiştir.
Bu tespit ile 1/1000 lik plan olmadan, yasaya aykırı kaçak yapılaşma yapıldığı bilirkişi kurulu tarafından ikrar, itiraf ve ihbar edilmiştir!
Aralarında, imar mevzuatından anladığı kabul edilen bir İnşaat Yüksek Mühendisi Profesörünün de bulunduğu Bilirkişi Raporunun bu yönüyle de yansız, nesnel ve gerçekçi olmadığı görülmektedir.
 “Faaliyete esas hazırlanmış olan Proje Tanıtım Dosyasının… Çevre Kanunu ve bağlı mevzuatlarla belirlenen yasal sınırlar içerisinde kalacak olması nedeniyle ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı verilebilmesi için yeterli olduğu anlaşılmaktadır” denimektedir.
Bilirkişi heyetinin yukarıdaki açıklamasının hiç bir değeri yoktur çünkü; Yakılacak maddeleri analiz ettiniz mi?

Kimyasal kütle analiz ve modellemesi yaptınız mı?
Hiçbir hesaba ve deneye dayanamadan nereden ve nasıl biliyorsunuz çıkacak atık gazların ve maddelerin yasal sınırlar içinde kalınacağını?”
Bu soruların cevabı olmadan bilirkişi raporu olabilir mi?
Bir bilirkişinin “YETERLİ” ya da “YETERSİZ” ifadesini kullanabilmesi için bu sorulara sayısal ve de şartnameleri referans göstererek cevap vermesi şarttır.

Bilirkişi Heyetini Tanıyalım
Prof. Salim Serkan Nas (İnşaat Yük. Müh. Hidrolog) ve Dr. Öğretim üyesi Kemal
Çelik (Harita Yüksek Müh.) Gümüşhane Üniversitesi, Prof. Serdar Makbul (Biyolog)
Recep Tayyip Üniversitesi, Prof. Turan Karadeniz (Ziraat Yük. Müh.) Bolu Abant
İzzet Baysal Üniversitesi, Prof. Yüksel Ardalı (Çevre Yük. Müh.) Samsun 19 Mayıs
Üniversitesi.
Turan Karadeniz, Salim Serkan Nas, Kemal Çelik, gibi isimlerden bir kısmının dahil
oldukları bilirkişi heyeti, Çanakkale, Ordu, Rize, Artvin, Erzurum gibi bir çok şehirde
“açıklaması zor” bir şekilde birlikte ÇED davaları için raporlar hazırlamaktadırlar.
Çanakkale’de Cengiz’e ait olan CENAL termik santrali, Karaburun Termik Santrali,
Kirazlıdere I ve II termik santalları, Kirazlıtepe Madeni ve bir çok çevre davasında
hep şirketler lehine raporlar hazırlamışlardır.
İçlerinden bir kısmı için, CENAL termik santrali, Karaburun Termik Santrali, Kirazlıdere I ve II termik santalları hakkında birbirinin aynısı raporları hazırladıkları
ve gerçeğe aykırı beyanda bulundukları için suç duyurusunda bulunulmuştur.
Yine, aynı heyet içerisindeki Turan Karadeniz, Kazdağlarında binlerce ağacın katledilmesi ile gündeme gelen Kirazlıtepe Madeni ile ilgili davadaki bilirkişi raporundaki imzasının sahte olduğuna dair iddiayla gündeme gelmiştir.
Bilirkişi heyeti hakkında yasal süreç başlatacağız Eğercili ve çevre mahalleleri gezilip görülmeden gerçeğe aykırı, soyut ve afaki bir rapor tanzim edilmiştir.

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.