Güçsüzlük, Sık Yorulma Kas Hastalığı Habercisi Olabilir!
Nöroloji Bölümünden Uz. Dr. Dilek Kasım Yücel , “Kas hastalığı bebeklikten çocukluk, ergenlik, erişkinlik ve yaşlılığa kadar yaşamın her evresinde görülebilir ve günlük hayatımızı olumsuz etkileyecek önemli bir sağlık problemidir” “ dedi.
Yürüme, merdiven çıkma ve oturduktan sonra kalkma güçlüğü gibi sorunlara neden olan kas hastalıkları günlük yaşamı en çok kısıtlayan rahatsızlıkların başında geliyor. Her yaştan insanı etkileyebilen bu hastalık grubu ile mücadelede doğru teşhis ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşıyor. Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Nöroloji Bölümünden Uz. Dr. Dilek Kasım Yücel, kas hastalıkları hakkında önemli bilgiler verdi.
Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Nöroloji Bölümünden Uz. Dr. Dilek Kasım Yücel, “Kas hastalıkları yani miyopatiler vücudu hareket ettiren kasların kendilerine ait rahatsızlıklarıdır. Kas dokusunun birimleri olan kas hücrelerinin yapısını veya işleyişini bozmaktadır. Bebeklikten çocukluk, ergenlik, erişkinlik ve yaşlılığa kadar yaşamın her evresinde görülebilir.” dedi.
Bazen bir saç tokası takmak bile kişiyi zorlayabilir
Nöroloji Bölümü doktoru Uz. Dr. Dilek Kasım Yücel sözlerine şöyle devam etti: “Kas hastalıklarının ortak belirtisi kas güçsüzlüğüdür. Bu güçsüzlük, sıklıkla kalça çevresindeki kaslarda ortaya çıktığından yürüme bozukluğu, merdiven çıkma ve oturulan yerden kalkmada güçlük en sık ve önemli belirtiler olarak kendini gösterir. Hastalık bebeklik döneminde başladığında bebek kucakta zıplatılırken iyi bastırılamaz, eğer güçsüzlük çok yaygın ise bebeğin tümüyle gevşek bir yapıda olduğu gözlenir. Küçük yaşlarda kas hastalığı ortaya çıkan çocuklar yürürken veya merdiven çıkarken hep kucağa alınmak ister.
Ergenlikte ise koşarken akranlarından geri kalma, yürümede değişme, merdiven çıkmada zorlanma dikkat çekebilir. Erişkin ve yaşlı kişiler de çoğunlukla bu yakınmaları kendileri fark ederek doktora başvururlar.
Kas hastalıklarının tek belirtisi yürüme bozukluğu değildir. Omuz çevresindeki kaslar tutulduğunda kolları kaldırmak, bir rafa uzanmak, saç taramak, başını yıkamak gibi eylemler zorlaşabilir. El veya ayaklar etkilendiğinde ise ayakkabıların çabuk eskimesi, takılarak düşmek, ince işleri yapmak gibi durumlar güçleşebilir. Bazı durumlarda da göz kapakları giderek aşağı düşer, göz hareketleri kısıtlanabilir. Hastaların bir kısmında da yutma veya solunum kasları ya da kalp kası tutulabilir ve bunlara ait belirtiler kendini gösterir.”
Kas hastalıklarının önemli bir bölümü genetik geçişlidir
Bugün için tanımlanmış, tanınabilen ancak kesin nedeni açıklanmayı bekleyen yaklaşık 500 civarı kas hastalığı mevcuttur diyen Nöroloji Bölümü doktoru Uz. Dr. Dilek Kasım Yücel, “Bu hastalıkların çok sınırlı bir bölümü edinsel yani yaşam süreci içinde ve bir nedene bağlı olarak gelişen kas hastalıklarıdır. Bu tipteki kas hastalıkları çoğunlukla erişkin ve yaşlı bireyleri etkiler ancak bazen zor olsa da genellikle tedavileri mümkündür. Buna karşılık kas hastalıklarının büyük bir bölümü kalıtımsal yani irsidir. Bu durumda kişinin yapısındaki genetik bir bozukluk, kas hücresinin yapısını veya işlevini bozar. Irsi kas hastalıkları büyük çoğunlukla bebek, çocuk veya ergen bireyleri etkiler ve büyük bir bölümünün bugün için bilinen bir tedavisi yoktur. Buna karşılık bazı irsi hastalıkların tedavisi mümkündür. Bazı kas hastalığı türleri için ise, dünyanın önemli merkezlerinde, büyük bütçelerle, önümüzdeki yıllarda önemli başarılar sağlanabilecek tedavi çalışmaları halen sürmektedir.” dedi.
Kas biyopsisi hastalığın tanısında büyük rol oynuyor
Uz. Dr. Dilek Kasım Yücel son olarak; “Kas hastalıkları toplumda seyrek görülen hastalıklardır. Gerek bu nedenle, gerekse belirtilerinin genellikle bir birine benzemesi nedeniyle, tanınmaları zordur. Hekimin hastalığı tanımasının ardından, öncelikle bazı kan testleri ve başka incelemelerin yapılması gerekir. Bu incelemelerin en önemlisi kas biyopsisidir. Kas biyopsisi, özel donanımlı bir laboratuvar ve yorumlama açısından özel bir uzmanlık gerektirir. Kas biyopsisi ile tanı doğrulanabilir ve gerekiyorsa ilgili hastalığın genetik incelemesi yapılarak hastalığa neden olan gen bozukluğu belirlenir. Bazen de incelemeye genetik testlerle başlanabilir, tanı konulamadığı takdirde kas biyopsisi yapılabilir.
Belirtilerin iyi tanınması ve doğru inceleme yöntemleri ile öncelikle tedavi edilebilen ve edilemeyen kas hastalıkları birbirinden ayrılır. Bugün için tedavisi bilinmeyen bir hastalıkla karşı karşıya olunsa bile; gerek önümüzdeki yıllarda tedavide büyük başarılar elde edilebileceğinin öngörülmesi ve kişinin yaşam kalitesini yükseltici önlemlerin alınması, gerekse irsi bir hastalığın ailedeki geçişine karşı gelecek kuşakların etkilenmemesi için alınacak önlemler konusunda bilgilenmek büyük önem taşımaktadır.” diyerek sözlerine son verdi.